Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu ilamın nafakaya ilişkin kısmının Yargıtay tarafından bozulduğunu ve nafaka talebinin yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğuna karar verildiğini, zira bu bozma ilamı neticesinde yerel Mahkeme tarafından nafaka talebinin reddine karar verildiğini, Yargıtay kararı ile nafaka talebinin yersiz olduğuna karar verilmiş olması nedeniyle yapılan takip ve açılan işbu dava haksız ve dayanaksız olup reddi gerektiğini, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile birlikte tedbir nafakasınında kendiliğinden ortadan kalktığından, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonraki dönemler için tedbir nafakası talebinin yersiz ve dayanaksız olduğunu, yapılan icra takibinin kötü niyetli olduğunu, ayrıca boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten sonrası için de talepte bulunulduğunu, bu nedenle fazla talep nedeniyle davacının fazladan talep edilen miktar açısından % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir....

Ancak,boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir....

    Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.md.185/2- 3, 186/1) amir hükümleri uyarınca, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar davacı kadın yararına TMK’nın 169. maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafaka miktarı da uygundur. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK.md.175). Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki "karşılıklı boşanma ve fer'ileri ile nafaka" davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 1. Aile Mahkemesince karşılıklı boşanma davalarının kabulüne, birleştirilen nafaka davasının ise kısmen kabulüne dair verilen 21.04.2014 gün ve 2013/1077 E., 2014/334 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı/karşı davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 25.12.2014 gün ve 2014/15678 E., 2014/26646 K. sayılı kararıyla kısmen onanıp, kısmen bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Asıl dava boşanma, birleştirilen davalar ise boşanma ve fer'ileri ile nafaka istemlerine ilişkindir....

      Boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) TMK'nın 178. maddesi hükmü gereğince boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşulluyla geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği hükme bağlanmıştır....

        Maddesinde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği ve nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı hükme bağlanmıştır. Yoksulluk nafakasına hükmolunabilmesi için nafaka talep eden eşin boşanmaya neden olan olaylarda, yükümlü olan eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir. Ancak, sonradan açılan yoksulluk nafakası davalarında yoksulluk nafakasının koşullarının oluşup oluşmadığı boşanma hükmünün kesinleştiği ana göre belirlenir. Bu şartlar yoksulluk nafakası istemine ilişkin dava tarihine göre değil, boşanma tarihine göre araştırılması ve şartları varsa yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir....

          Mahkemece; boşanma davası sırasında davacı ve çocuk lehine sadece tedbir nafakasına hükmedildiği, bunun dışında davacının herhangi bir nafaka talebinin olmadığı, mahkemece de nafakaya hükmedilmediği, verilen boşanma kararının 26.05.2006 da kesinleştiği, bu tarihten itibaren bir yıldan fazla sürenin geçtiği, bu nedenle davacının kendi adına nafaka istemesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası bakımından davanın reddine, iştirak nafakası yönünden ise davanın kısmen kabulüyle 375 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesinde boşanma davası sırasında hükmedilen tedbir nafakasının artırılmasına karar verilmesi istenilmiş ise de ; boşanma davasının fer'i niteliğinde olan tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erdiğinden davadaki istem boşanmanın kesinleşmesinden sonraki yoksulluk ve iştirak nafakası talebi olarak kabul edilmesi gerekmektedir....

            Somut olayın açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesine gelince: Davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine göre boşanma davası açılmış; ilk derece mahkemesince, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusursuz ve erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek, boşanmaya ve ferilere ilişkin hüküm kurulmuş; ilk derece mahkemesinin bu kararı, davalı erkek tarafından, boşanma kararına itiraz edilmeksizin, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile velayet yönünden istinaf edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'na göre, boşanma davalarının eki niteliğinde sayılan yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatlar; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz" (TMK m. 175) ve “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ:Karşılıklı Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki boşanma davaları ile nafaka davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen; . Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/63 esas sayılı dava dosyasının dosya içine alınarak birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.12.09.2012 (Çrş.)...

                DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı vasisi tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, nafaka, nafaka artırım davası ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise boşanma davasının kabulü ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 16.09.2019 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... vasisi... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

                  UYAP Entegrasyonu