Evlilik birliği içinde davalı adına edinilerek, boşanma sonrası satıldığı iddia edilen 07 E 1714 plakalı aracın belirtilen tarih aralığına ilişkin tescil evrakları getirtilmediğinden niza konusu aracın davalı adına alım satım tarihleri anlaşılamamaktadır. TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar, başka bir mal rejimi seçildiğini ileri sürmediklerine göre, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar mal ayrılığı rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı, taşınmaz ve aracın satın alındığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....
Sözü edilen kanunlar ile bölüm başlıkları ve kanun maddeleri bir bütün olarak ele alıp değerlendirildiğinde; "mal" tabirinden, eşlerin sahip oldukları ve mal rejiminin tasfiyesi davalarında konu edilebilecek, ekonomik değeri bulunan taşınır-taşınmaz varlıkların tamamının anlaşılması gerekmektedir. Taraflar arasında görülen ... 2. Aile 2010/796 Esas ve 2010/1234 Karar sayılı boşanma dosyası incelendiğinde, duruşmada her iki tarafın alınan imzalı beyanlarında "..mal veya gelire dayalı hiçbir hak ve iddiam yoktur, hiçbir baskı, tehdit ve taciz altında kalmadan kendi hür irademle boşanmak istiyorum" şeklinde ifade verdikleri anlaşılmaktadır. Tarafların boşanma dava dosyasında imzalı beyanlarında kullandıkları "mal" ifadesi Yargıtay'ın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre mal rejiminin tasfiyesini de kapsar. Zira bahsedilen “ mal '' tabirinden mal varlıklarına ilişkin ayni ve şahsi hakların tamamının anlaşılması gerekir....
Açıklanan maddi olgu, iddia ve savunma ile bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin tamamının açıkça ve ayrıca mahkeme hükmünde yer almaması ve yine protokolün mahkemece açıkça onaylanmamasının mal rejiminden kaynaklanan taleplerin istenmesine engel olup olmayacağı; boşanma davasında sunulan protokolün mahkeme içi ikrar niteliğinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, noktalarında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce, "ikrarın" hukuki niteliği, konusu ve ispat kuvveti açısından türleri üzerinde durulmasında yarar vardır....
Taraflar, 02.10.1998 tarihinde evlenmiş, 19.08.2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 05.02.2015 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacı Z., boşanma davasının 27.11.2014 tarihli son oturumunda, "Ben aylık 200 TL nafaka istiyorum, başkaca maddi-manevi tazminat talebim yoktur " şeklinde açıklamalarda bulunmuştur....
Aile Mahkemesi'nin 2020/489 Esas sayılı dosyasına kayıtlı boşanma davası açıldığını, devamında ise yine taraflarınca Mal Tasfiyesi Davası açıldığını, açmış oldukları boşanma davasının, mal paylaşım davası için bekletici mesele sayıldığını, boşanma davasının devamında tarafların hür iradeleri ve rızaları ile anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak çekişmeli olan boşanma davasını anlaşmalı hale dönüştürdüklerini, neticeten tarafların isteği neticesinde Anlaşmalı Boşanma Protokolü hazırlanarak mahkemeye sunulduğunu ve protokol çerçevesinde boşanma gerçekleştiğini, Çorum 3. Aile Mahkemesi 2020/489 Esas 2021/124 Karar sayılı kararının 14/03/2021 tarihinde kesinleştiğini, Çorum 3. Aile Mahkemesi 2020/489 Esas 2021/124 Karar sayılı kararında "Üçtutlar Mahallesi Anadolu 5....
Şöyle ki, tasfiyeye konu taşınmaz yönünden davalı erkek tarafından 24.06.2017 tarihinde açılan inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davasında 07.09.2017 tarihinde verilen kararla bir kısım hisselerin ... adına tesciline karar verildiği, kararın 25.09.2017 tarihinde kesinleştiği, 04.10.2017 tarihinde 643/120000 hissenin ... adına ‘mahkeme kararıyla satış’ nedeniyle tescil edildiği, davalı erkeğin taşınmazdaki hissesini 13.10.2017 tarihinde sattığı, mal rejimin sona erdiği boşanma dava tarihinin 03.10.2017 olduğu, tasfiyeye konu taşınmaz her ne kadar tapuda davalı adına boşanma dava tarihinden sonra tescil edilmiş ise de taşınmaz mülkiyeti mahkeme kararıyla tescilden önce kazanıldığından (TMK mad. 705/2) tasfiyeye konu taşınmazın mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olduğu anlaşılmaktadır....
Taraflar 1984 yılında evlenmiş, 5.4.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 23.1.2007 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu bağımsız bölümler 8.4.2003 ve 3.6.2002 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına kayıtlıdır. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Dava konusu taşınmazların edinildiği tarihler itibariyle eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....
MAL REJİMİMALLARIN İADESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 202 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 225 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 226 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 25.6.2003 tarihinde evlendiklerine ve mal rejimi sözleşmesi yapmadıklarına göre aralarında yasal rejim olan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunda tereddüt bulunmamaktadır (TMK. md. 202/1). Mahkemece evliliğin iptal ve boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK. md. 225/2). Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye halinde her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır (TMK. md. 226/1)....
Taraflar Salihli 2.Asliye (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Hukuk Mahkemesinin boşanma davasının taraflar arasında düzenlenen boşanma anlaşması dikkate alınarak TMK.nun 166/3. maddesi gereğince kabulüne ilişkin 3.7.2007 tarih 2007/379 Esas 2007/365 Karar sayılı hükmünün 3.7.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Boşanma davasında taraflar düzenledikleri boşanma anlaşmasında herkesin kendi eşyalarını aldıklarını, eşyaların taraflar arasında paylaşıldığını ve birbirlerinden boşanma ile ilgili maddi ve manevi hiçbir tazminat talep etmeyeceklerini açıklamışlardır. Görülmekte olan dava, evlilik birliği içinde edinilen 2753 ada 17 parsel üzerindeki binanın 3.kat 4 numaralı meskeni ile ilgili mal rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılmış alacak isteğine ilişkindir. Tarafların boşanma davasındaki anlaşmaları tümüyle değerlendirildiğinde boşanmanın feri niteliğindeki hususları içerdiği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebini kapsamadığı anlaşılmaktadır....
Davalı vekili, taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleşmediğini, dava konusu bağımsız bölümün davalının ilk eşinden intikal eden taşınmazın satımından elde edilen para ile edinildiğini bildirmiş ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mal rejiminden kaynaklanan davalarda ayin istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine; Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 07.12.1984 tarihinde evlenmiştir. Eldeki dava ile birlikte 08.06.2011 tarihinde boşanma davası açılmış ise de dosya kapsamına göre boşanma davası henüz sonuçlanmamıştır. Dava konusu 7 ada 1 parsel 10 numaralı bağımsız bölüm 23.01.1987 tarihinde davalı adına tescil edilmiştir. Taraflar arasındaki mal rejimi TMK 225/2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar....