Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikli olarak davaların ayrılarak tefrik edilmesini, kusurlu olan taraf davacı olduğundan, kusurlu olan tarafın boşanmayı isteyemeyeceği açık olduğundan boşanma davasının, maddi ve manevi tazminat ve tedbir nafakası ve diğer nafaka taleplerinin, mal paylaşımı davasının ve tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme 23/05/2018 tarihli celsede davacının açmış olduğu mal rejiminin tasfiyesine yönelik davanın boşanma dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esas üzerinden görülmesine karar verilmiştir. Mahkeme tefrik kararı sonrası 05/06/2018 tarihli tensip kararı ile "Davacı tarafa, davaya esas olan eksik yargılama harçlarını ikmal etmesi için HMK.nun 120/2....
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen protokol ile mal varlığının paylaşıldığı, taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, boşanma hükmünün kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar,18.12.1998 tarihinde evlenmiştir. 30.05.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 04.06.2007 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Dava konusu 1532 ve 1533 parseller 02.01.2006 tarihinde, 151 ada 5 parsel, 21.04.2008 tarihinde satış yoluyla davalı ... ... adına tescil edilmiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların boşanma davasında protokol ile mal paylaşımı yapılsa da, evlilik boyunca iki adet ev alındığını, alınan evlerden boşanma aşamasında borçsuz olanı davalının aldığını, müvekkilinin ise evin taksitlerini davalı ödeyeceğini beyan ettiğinden yanıltılarak borçlu evi aldığını, ancak boşanmadan sonra müvekkiline kalan evin icra yoluyla satıldığını, davalının müvekkilini yanılttığını, müvekkilinin mağdur olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur. C....
Davalı ..., iddiaların doğru olmadığını, davacı ile boşanırken sözlü olarak mal paylaşımı hususunda anlaştıklarını ve bu mal paylaşımına göre hareket edildiğini, taşınmazın satışının davacının bilgisi dahilinde, muvafakati alınarak yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., davacı ile akraba olduğunu ve davacının satımdan haberi olduğunu, yolu olmayan yeri kendi yerine yakın olduğu için ineklerini satıp eldeki imkanlarla bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın davacı ve davalı ...’in boşanmalarından sonra davalı ...’ye temlik edildiği, bedelin davacıya ödendiğinin ispat edilemediği, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, davalıların istinaf talebi Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16....
Aile Mahkemesinde boşanma davalarının devam ettiğini, ayrıca ... 6. Aile Mahkemesinde Aile konutu şerhi istemli dava açıldığını, söz konusu davalarda muvazaa nedeniyle iptalini istediği ve halen oturmakta olduğu ... ili, ... Mimarsinan ilçesi, ... ada ... parsel, A-5 blok 9. Kat 20 bağımsız bölümün mal rejimi paylaşımı da tarafından istendiğini, açtığı davada davalı sıfatı görünen kişilerin de alıcı ...'in gerçek alıcı olmayıp, eşi ... ile muvazaa anlaşması yapıp taşınmazı mal rejimi dışına çıkartmak ve elden kaçırtmak için anlaştığını, sözleşmede taraflar ... İnşaat ve ... olmasına rağmen, ...'nın Emay İnşaat'a kalan bakiye borcu ödeyerek sözleşmede alıcı görünen ...'nın borcunu kapatıp, taşınmazı sözleşmede ödenen tutarın altında yani gerçek değerinin altında satıcı ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2020 NUMARASI : 2018/963 ESAS-2020/495 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı (Zina Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan açık yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen hüküm süresinde davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından istinaf edilmekle dosya incelendi....
Hukuk Dairesi DAVALILAR DAVA TÜRÜ : Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptal tescil istemi ile açılmış olup yargılama sırasında davacı erkek tarafından verilen 31.5.2016 tarihli dilekçeyle, mal rejiminin tasfiyesi ve tapu iptal tescil istemiyle dava ıslah edilmiştir. Mahkemece 19.9.2018 tarihli celsede tapu iptal tescil davasının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davadan tefriki ile mal rejiminin tasfiyesi davası yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Uyuşmazlık ve hüküm eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, incleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2020 tarihli 2020/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir....
K A R A R Davacı vekili; müvekkilinin eşi olan davalı ...’nin açtığı boşanma davasının derdest olduğunu, evlilik birliği içinde edinilen ve davalı eş adına tescil edilen aile konutunun boşanma kararı verilmesi halinde ileride mal rejiminden kaynaklanan olası haklarını karşılıksız bırakmak gayesiyle ve danışıklı olarak kızı olan diğer davalı ...’ya devredildiğini, bu süreç içinde taşınmazın muvazaalı olarak 3. kişilere satılması halinde davacının mal rejiminden doğan haklarının tehlikeye gireceğini belirterek, davalılardan...adına olan tapunun iptali ile diğer davalı eş ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar; devrin muvazaalı olmadığını, davacının taşınmazın alınmasında katkısı olmadığı gibi devirden haberinin de olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, reddedilen davası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise reddedilen davası ile yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 12.11.2019 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... ve vekili gelmedi. Karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... ve vekili Av. ...geldiler. Davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... başka bir mahkemede duruşması olduğundan bahisle mazeret bildirdiği mazeretini belgelendirmediğinden, mazereti yerinde görülmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar, manevi tazminat talebinin reddi yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, katılma yoluyla kusur belirlemesi, ziynet alacağının reddi, tazminatların reddi, nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının, ziynetlere ilişkin isteminin reddine yönelik katılma yolu ile temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davalı-karşı davacı kadın, hükmü Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 433. maddesi uyarınca kusur belirlemesi, ziynet alacağının reddi, tazminatların reddi, nafakaların miktarı yönünden temyiz etmiştir. Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır....