Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda taraflar arasında boşanma davası açılmış olmakla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Ancak tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanması gerekmektedir....

    nin boşanma protokolündeki ve protokolü doğruladığı 03.12.2013 tarihli oturumdaki boşanma dava dosyasındaki beyanı, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısı ile eldeki dava konusu yapılan malvarlığına ilişkin bir açıklama içermemektedir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, boşanma dava dosyasındaki beyandan ve mahkeme içi ikrardan hareketle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır....

      Zamanaşımı başlangıcı konusunda doktrindeki ağırlıklı görüş mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı tarih olarak kabul görmektedir. Ancak, 6098 sayılı Kanun'un 153/1-3. bendine göre, “Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zaman aşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur”. Şu halde, mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı tarih doktrine göre zamanaşımı başlangıç tarihi olarak kabul edilse dahi az önce açıklanan TBK'nun 153/1-3. bendi uyarınca alacaklar konusunda eşler arasında zamanaşımının işlemeyeceği, işlemeye başlamış ise duracağı hükmü gereğince boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren zamanaşımının duracağı ve boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam edeceği ve ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı hususu gözetildiğinde kural olarak 10 yıllık zamanaşımının boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başladığını kabulü uygun olacaktır....

        Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Somut olay değerlendirildiğinde: eşler, 09.10.1998 tarihinde evlenmiş, 13.08.2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 01.07.2020 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Tasfiyeye konu taşınmaz 19.12.2016 tarihinde araçlar ise boşanma davasının açıldığı tarihten sonraki tarihlerde edinilmiştir. Tüm bu açıklamalara göre, davacının talebi genel hükümlere dayalı alacak isteği niteliğinde olup (TBK m. 77 vd.), mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir....

        Taraflar 18.06.1993 tarihinde evlenmiş, 23.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 24.03.2010 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK’nun 225/2.m.). Eşler arasında evlendikleri tarihten 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar, 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, sözleşmeyle başka bir mal rejimini seçmediklerinden bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nun 202, 4722 s.Yasa'nın 10.m.). Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. 743 sayılı TKM'nin yürürlükte bulunduğu dönemde mal ayrılığı rejimi söz konusu idi. Mal ayrılığı rejimi için 743 sayılı TKM'de mal rejimi konusunda herhangi bir zamanaşımı süresi öngörülmemişti....

          Eşler, 20.09.1998 tarihinde evlenmiş, 25.03.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 118 ada 9 parseldeki 11 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.07.2008 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Tasfiyeye konu taşınmaza ilişkin davalı eş ile satıcı arasında arasında düzenlenen 06.08.2003 tarihli taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi de dosya arasındadır....

            Ne var ki, usul ekonomisi gözetilerek henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde mal rejimi davasının boşanma davasının sonucunun beklenmesi bakımından bekletici mesele yapılması öteden beri Dairenin uyguladığı bir ilkedir. Direnme kararı üzerine Hukuk Genel Kurulu'na intikal eden bir dava nedeniyle, Hukuk Genel Kurulu'nca 27.06.2012 tarih ve 2012/8-268 Esas, 2012/420 sayılı karar ile mal rejimi davasında, boşanma davasının sonucunun beklenmesi gerektiğine karar verilmiştir. Eldeki mal rejimi davası 04.08.2011 tarihinde açılmış, boşanma davası ise bu tarihten önce 29.03.2011 tarihinde açılmıştır....

              Davalı karşı davacı erkek vekili, bu dilekçeye karşı verdiği beyan dilekçesinde, katılma yoluyla istinaf başvuru süresi geçtikten sonra verilen dilekçeye muvafakatleri olmadığını bildirmiş, Asıl dava, TMK 161. olmadığı takdirde TMK 162. olmadığı takdirde TMK 166/1.madde gereğince boşanma davasıdır. Asıl dava içerisinde talep edilen mal rejiminden kaynaklı alacak davası kararla birlikte dosyadan tefrikine karar verilmiştir. Karşı dava ise, TMK 166/1.madde gereğince boşanma davasıdır....

              Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; taraflar 11.10.1967 tarihinde evlenmişler, 17.08.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 03.02.2007 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihi olan 11.10.1967 tarihinden TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 17.08.2006 tarihine kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Hemen belirtmek gerekirki; taraflar arasında TMK'nun 170. maddesi gereğince mal ayrılığının geçerli olduğu tarihte edinilen taşınmazlara ilişkin olarak ......

                Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkeğin mal paylaşımı talebi hakkında hüküm kurulmamasına ilişkin temyiz sebebine hasren yapılan incelemede; Davacı erkek eş; 12.07.2017 tarihli dava dilekçesi ile davalı kadın eşe, TMK m. 166/1 ve 2’de yazılı evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedeniyle boşanma davası ve yine aynı kanunun 202.vd. maddeleri gereğince eşler arasındaki mal rejimine dayalı alacak davası açmıştır. Mal rejiminden doğan bu istem; boşanmanın eki niteliğinde olmayıp, nispi harca tabi ayrı bir dava olarak, eşler arasında ki mal rejiminin sona ermesine bağlı talep edilebilir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda erkeğin; boşanma davasının reddine karar verilmiş ancak mal rejimine dayalı alacak davası hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu