İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı karşı davalı kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 ncı maddesin e dayanarak hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma isteminde bulunduğu, her ne kadar dinlenen davacı karşı davalı tanıkları 27.08.2018 tarihi gece yarısı eşlerin ortak konutunda yaşanan hadisede davacı kadının kendilerini çağırması üzerine eve gittiklerinde Maksut'un elinde ve/veya yerde bıçak olduğunu gördüklerini beyan etmişlerse de, soruşturma dosyasında yer alan ve kolluk tarafından tutulan 27.08.2018 tarihli olay tutanağında eve kapıyı açan davalı karşı davacı erkekle birlikte girildiği belirtildiği ancak tanık anlatımları gibi cereyan eden bir husus veya olguya tutanakta yer verilmediğinin anlaşıldığı, öte yandan savcılıkça yürütülen soruşturma neticesinde davacı karşı davalı kadında darp ve cebir izine rastlanmadığına dair adli raporlar bulunması ve soyut iddia dışında somut ve inandırıcı...
un annelerinin bakım ve gözetimine muhtaç olduklarını belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince zina ve 162 nci maddesi gereğince hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, anne için 7.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 1.000.000,00 TL maddî tazminata, 1.000.000,00 Tl manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. II....
Davalı-karşı davacı kadın tarafından Zina (TMK m.161), Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK m.162), Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m. 163) ve Akıl Hastalığı (TMK m.165), evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı davanın (TMK m.166/1) hukuki sebeplerine dayalı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece kadın tarafından açılan boşanma davalarından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı davanın (TMK m.166/1) kabulüne karar verilerek boşanma hükmü kurulmuş, Türk Medeni Kanunu'nun 161.,162.163.,165. maddelerine dayalı olarak açılan boşanma davaları ise reddedilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davalarından Türk Medeni Kanunu'nun 161.,162.163.,165. maddelerine dayalı boşanma davalarının reddine karar verildiğine göre, davacı-karşı davalı erkek terditli olmayan bu davalar açısından haklılığını ispat etmiştir....
Sayılı ceza dosyası ile anlaşıldığını, kadının sopa, oklava ile dövülmesi ve fiziksel şiddettin sürekliliği, yine erkeğin kadına karşı hakaret içerir sözleri ile eylemlerin pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış boyutunda olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 162 nci maddesi kapsamında pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına, davacı vekili tarafından 20.09.2021 tarihli dilekçe ile davacı kadın lehine yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi talep edilmiş ise de, talebin dilekçeler aşamasında sunulmadığı, iddia ve savunmaların genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığından talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekili tarafından 20.09.2021 tarihli dilekçe ile; davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi talep edilmiş ise de davalı kocanın çalışmadığı, ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından hayata kast ve pek kötü onur kırıcı davranış nedeni ile boşanma davası açılmış ise de; erkeğin eylemlerinin zulüm ve işkence boyutunda olmadığı ve ağır derecede onun kırıcı davranış bulunmadığı anlaşıldığından 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi gereğince açmış olduğu davanın reddine karar verildiği, yapılan yargılama sonucunda; tarafların anlaşamadıkları, fiilen ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin korunmasında tarafların hukuki yararlarının kalmadığı, evliliğin bu hale gelmesinde erkeğin, karısına hakaret ettiği, yaraladığı, tehdit ettiği ve cinsel içerikli mesajlar bulunduğu bu nedenle ağır kusurlu olduğu, kadının ise erkeğe karşı hakaret ettiği, ailesini istemediği, eşini tırmıkladığı bu nedenle daha az kusurlu olduğu, ortak çocuğun yaşı, fiilen anne yanında yaşaması ve çocukların üstün yararı dikkate alınarak, çocuğun velâyetinin...
dolayı şiddetli geçimsizlik, hayata kast, pek kötü davranışlar ve evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle tarafların boşanmalarına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu, eşine ve çocuklara ilgisiz olduğunu, ihtiyaçları karşılamadığını, hakaret ve tehdit ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve hayata kast ve pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Karar, davacı kadın vekili tarafından zina, onur kırıcı davranış, kötü muamele ve haysiyetsiz hayat sürmeye dayalı davalarının kabul edilmesi gerektiği, hükmedilen tedbir-yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat miktarlarının az olduğu belirtilerek istinaf edilmiştir. Karar, davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, hükmedilen maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf edilmiştir. Davacı kadın vekili 08/03/2022 tarihli dilekçesi ile, davalı İskender Çaka'nın 27/02/2022 tarihinde öldüğünü bildirmiştir. Dava; TMK'nun 161,162,163 ve 166/1 maddeleri gereğince açılan boşanma davasına ilişkindir. Nüfus kayıtlarının incelenmesinden davalının 27/02/2022 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Evlilik birliği ölüm ile sona ermiştir. Ancak TMK 181. maddesi uyarınca "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış ölüme bağlı tasarruflarla, kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler....
Davacı, davalının bulunmadığı 1.7.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında hayata kast ve pek kötü davranış nedeniyle boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, ayrıca evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak da boşanma talebinde bulunduklarını belirtmiştir. Bu durumda davacının TMK 166/1 dayalı boşanma talebini, iddia ve savunmanın diğer tarafın muvafakati aranmaksızın, serbestçe değiştirilip genişletilebileceği yargılama kesitinde ileri sürdüğünün kabulü gerekir. Bu bakımdan davacının evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı usulen geçerli bir boşanma davası mevcuttur. O halde, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası değerlendirilerek bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, böyle bir dava olmadığı gerekçesi ile değerlendirme yapılmaması doğru değildir....
Bu kapsamda yukarıda anlatılan sebeplerle evlilik birliğinin taraflar açısından çekilmez hale gelmesinde her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte davacı erkeğin, cinsel birliktelikten ve tedavi olmaktan kaçınması, son tartışmadan sonra evi terk etmesi sebebiyle davalı-karşı davacı kadına göre ağır kusurlu olduğu ... Davalı-Karşı davacı TMK 162 md. uyarınca Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Sebebi İle Boşanma talebinde bulunmuş ise de; bu davranışın boşanma sebebi oluşturması için, eşin vücut bütünlüğüne veya sağlığına yönelmesi ve bu davranışın zulüm veya işkence boyutunda olması gerektiğinden şartları oluşmadığından ......