WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP Davalı-davacı kadın vekili cevap, karşı dava ve ıslah dilekçesi ile asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 161 inci maddesi uyarınca Zina, 162 nci maddesi uyarınca "Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış" nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak, kadın yararına tedbir ve yoksulluk, maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin boşanma davasının reddi ile kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın asıl davada zina (TMK m. 161), haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebi ile boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, erkek ise karşı davasında evlilik birliğinin sarsılması (TMKm. 166/1) hukuki sebebi ile boşanma, kadın birleşen davasında ise pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebi ile boşanma talep etmiş, mahkemece verilen 22.01.2015 tarihli ilk hükümle, asıl davada kadının zina davasının ve haysiyetsiz hayat sürme davasının ve birleşen dosyada onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davalarının reddine, erkeğin karşı boşanma davasının reddine, kadının asıl davada ve birleşen davada Türk Medeni Kanunu’nun 166/1’e dayalı boşanma davalarının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın lehine maddi ve manevi tazminata, kadının tedbir...

      İlk derece mahkemesince; pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan boşanma davası ispat edilemediğinden reddine, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1....

      Davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 162 ve 161. maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve zina nedenlerine dayalı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece davacı kadın tarafından terditli olarak açılan boşanma davalarından her ikisinin de reddine karar verilmiştir. Ancak dairemiz tarafından bu dosyada yapılan incelemede, davacı kadın tarafından açılan TMK'nın 162. maddesine dayalı düzenlenen hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı davanın kabulüne karar verilerek boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı kadın tarafından terditli olarak açılan boşanma davalarının reddine karar verilmiş olsa da tek vekalet ücretine hükmedilebilecektir. Yine dairemiz tarafından TMK'nın 162. maddesi gereğince davanın kabulüne karar verildiğine göre, davacı kadın bu dava açısından haklılığını ispat etmiştir....

      Bilindiği üzere TMK m. 181 hükmünün ne kadar sorunlu şekilde düzenlendiğini “Boşanma Davasının Mirasçılar Tarafından Sürdürülmesi” konulu makalemizde ayrıntılı olarak açıklamıştık. (Ömer Uğur GENÇCAN, “Boşanma Davasının Mirasçılar Tarafından Sürdürülmesi”, Manisa Barosu Dergisi, Yıl:21, 2002/1, Sayı:80. Sayfa:51-62. Kısaltma: ...-Boşanma Sürdürme) Acaba “her boşanma davası” TMK m. 181 f.II hükmüne göre davacının mirasçıları tarafından sürdürülebilir mi? TMK m. 181 hükmünün madde gerekçesinde de açıklandığı üzere “özellikle” zina, hayata kast, pek kötü davranış, haysiyetsiz hayat sürme sebeplerinden biri ile açılan boşanma davasında davacının ölümü halinde zina eden, hayata kast eden, pek kötü davranan, haysiyetsiz hayat süren davalının bu davranışlarına rağmen mirasçı olabilmesini yasa koyucu içine sindirememiştir....

        Bu sebeple davacı-karşı davalı erkeğin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan dava Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi zina nedenine dayalı boşanma davası olup, davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan karşı dava ise Türk Medeni Kanunu'nun 161., 162 ve 166/1. maddelerine dayalı zina, hayata kast pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebeplerine dayalı boşanma davasıdır. Mahkemece kısa kararın 3. bendinde “Davalı-karşı davacı ...'nin TMK 166/1-2 maddesine dayalı boşanma davasının kabulü ile davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ...'nin boşanmalarına” şeklinde karar verildiği halde gerekçeli kararın 3. bendinde mahkemece hangi davanın kabul edildiği belirtilmeksizin “davacı-karşı davalı ... ile aynı yer ve haneden nüfusa kayıtlı davalı-karşı davacı ...'...

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl davanın TMK 166, karşı davanın haysiyetsiz hayat sürmeden dolayı 163.maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, karşı davada Zina 161 ve 162 maddeleri uyarınca, hayata kast ve pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle açılan davaların reddine, çocukların velayetinin babaya verilmesine, davacı kadın için 400 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluğa düşmeyeceğinden yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine, davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/2731 KARAR NO : 2021/354 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MARDİN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/04/2019 NUMARASI : 2018/306 ESAS - 2019/266 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilerek, çocuklar lehine aylık 250,00'şer TL tedbir/iştirak nafakasına, müvekkili lehine 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

          Kanunu’nun 166/1. maddesi gereğince kabulü ile tarafların TMK 166/l.maddesi uyarınca boşanmalarına, kadının zina, erkeğin pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayanan boşanma talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ergin olduğundan velayeti ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğa bağlanan nafakanın ergin olması nedeniyle kaldırılmasına, taraflar eşit kusurlu olduğundan tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, verilen karar taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, davalı-karşı davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı-karşı davalı kadının kusur tespiti ile lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesine yönelen istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının tümüyle kaldırılmasına, kadının zinaya dayalı boşanma talebi ile erkeğin pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma taleplerinin ayrı ayrı reddine,...

            Zira boşanma davasının açılması ile birlikte eşlerin ayrı yaşamaya hak kazandığı ve boşanma davası açan eşin evden ayrılmasının kusur olarak değerlendirilemeyeceği pek çok yüksek mahkeme kararında kabul edilmiştir. Bir an için davacı-birleşen davalının bu yöndeki davranışının kusur olarak kabulü düşünülse dahi, birleşen davacının dayandığı hukuki sebebin pek kötü veya onur kırıcı davranış olduğu, terk eyleminin ise ağırlığı ve muhatabının iç dünyasında yarattığı etki itibariyle pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak nitelendirilemeyeceği açık olduğundan söz konusu eylem kusur değerlendirmesinde dikkate alınmamıştır....

            UYAP Entegrasyonu