Mahkemece; "Açılan dava; TMK'nun 166/4 maddesi kapsamında fiili ayrılığa dayalı çekişmeli boşanma davasıdır. Davacı mahkememizde açtığı 04/09/2020 tarihli davada; Trabzon Aile Mahkemesinin 2015/103 Esas sayılı dosyasında açmış olduğu boşanma davasının reddedildiğini, sonraki süreçte ise 3 yıllık fiili ayrılık durumunun gerçekleştiğini belirterek boşanma ve velayet isteminde bulunmuştur. Davalı ise ön inceleme duruşmasında ziynet ve tazminat talebinde bulunmuştur. Trabzon 1.Aile Mahkemesinin 2015/103 Esas, 2017/75 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacının T1 davalının T3 olduğu, davanın çekişmeli boşanma davası olduğu, dava tarihinin 17/02/2015 olduğu, dosyanın 14/02/2017 tarihinde karara çıktığı, davacının davasının reddine karar verildiği, kararın 12/04/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....
Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu erkeğin kusursuz olarak kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2-Mahkemece, davalı kadının “boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği, düzenli gelirinin bulunduğu, halen kayın pederine ait evde oturduğu, kira geliri aldığı dikkate alındığında TMK m. l75'deki şartlar oluşmadığı” gerekçesiyle tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
Toplanan delilerden mahkemenin de kabulünde olduğu gibi taraflar arasında davalı-davacı erkek eşin kusurları nedeniyle boşanma sebebinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacı-davalı kadın eşin istemi ayrılığa ilişkindir. Boşanma sebebi gerçekleşmiş olduğu halde ayrılığa ilişkin isteğin kabulü yerine yasal olmayan gerekçe ile reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tedbir nafakasının miktarına yönelik temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12.03.2015(Prş.)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi ve tedbir nafakası yönünden, davalı kadın tarafından ise, kusur belirlemesi, kendi tazminat talepleri ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ilk boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan ve fiili ayrılığa sebebiyet veren davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 218.50'şer TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin...
Toplanan delillerden, davacı koca tarafından açılan ilk boşanma davası ".. tarafların barışıp bir araya gelmekle önceki olayları affettikleri buna göre davacının affettiği ya da hoşgörü ile karşıladığı olaylara dayalı olarak boşanma davası açamayacağı daha sonra davalı kadının 2011 yılı Mayıs ayında evden ayrıldığı ve bir daha dönmediği, bu şekilde tarafların ayrı yaşadıkları belirlenmiş ise de salt ayrı yaşamanın boşanmayı gerektirmeyeceği ayrıca terk nedeniyle açılmış bir boşanma davasının da bulunmadığı dikkate alındığında davacı yararına boşanma koşulları oluşmadığı " gerekçesiyle reddedilip Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla davacının ilk boşanma davası açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır.Bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri, ilk boşanma davasında ve fiili ayrılık döneminde davacı koca ve davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı dikkate alınarak davacı ilk...
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, taraflar arasında daha önce görülen ve erkeğin davasına dayanak teşkil eden davanın, "Boşanma davasına konu edilen davalının eylemlerinin davacı tarafından affedildiği, affedilen eylemlere dayanılarak boşanma talep edilemeyeceği, terke dayalı olarak açılan bir boşanma davasının da bulunmadığının anlaşıldığı" gerekçesiyle reddedilip kesinleştiğinin, bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmediklerinin, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının ve erkeğin ilk boşanma davasında, kadının boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışı kanıtlanamadığının, böylece bu tarihten önceki olaylar artık kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin de anlaşılmasına göre, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; boşanma ve tazminatlar yönünden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, TMK'nın166/4. maddesi gereğince fiili ayrılığa dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. 1- Davalının boşanmaya ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; Davacının öncesinde Gaziantep 1.Aile Mahkemesinde 2008/1430 E. 2010/1301 K....
boşanma davalarını açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa neden oldukları, böylece tarafların eşit kusurlu olduklarına" karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı erkeğin, retle sonuçlanan boşanma davaları açıldıktan sonra davalı kadını yaralamak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği anlaşılmaktadır....
Boşanmaya ilişkin davada, boşanma sebebi ispatlanmış olursa, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde hakim ayrılığa karar gerebilir (TMK m. 170/1-3). Dava, yalnız ayrılığa ilişkin ise, boşanmaya karar gerilemez (TMK m. 170/2). Şu halde, ayrılığa karar verilebilmesi için de boşanma sebebinin, mevcut ve sabit olması zorunludur. Dava, boşanmaya ilişkindir. Davacı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösterir nitelikte bir olguyu ortaya koyamamış, boşanma sebebini ispatlayamamıştır. Mahkemece de, taraflar arasında boşanmayı gerektirecek perecede bir geçimsizliğin bulunmadığı kabul edilmiştir. Öyleyse davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmesi usul ve yasaya aykırı plup, bozmayı gerektirmiştir....
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen, davalı kadını döven, koca tamamen kusurludur. Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK.md.170/3) gerekir.Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan, boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir....