"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK m. 170/3) gerekir. Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan, boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ilk davayı açarak boşanma nedeni yaratan davacı kocanın boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 19.03.2013 (Salı) KARŞI OY YAZISI Boşanmaya sebep olan fiili ayrılığa davacı sebep olduğuna göre,...
GEREKÇE: Dava; fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Dosya içeresinde mevcut bulunan nüfus aile kayıt tablosunun incelenmesinde; tarafların 17/08/2000 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek 18/11/2002 doğumlu Şimal isimli çocuklarının olduğu görülmüştür....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı erkek tarafından 01.07.1996 tarihinde Türk Medeni Kanununun 134/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılmış ve feragat nedeniyle reddedilmiş, karar 27.06.1997 tarihinde kesinleşmiştir. İkinci dava ise 11.10.2000 tarihinde yine davacı erkek tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 134/ son maddesi uyarınca açılmış ancak üç yıllık yasal sürenin dolmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Söz konusu karar 14.11.2001 tarihinde kesinleşmiştir. İlk dava ve ikinci davanın reddi nedeniyle, davaların açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davalı kadına bir kusur yüklenemez. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştı. Öyleyse davalı kadına bir kusur yüklenemez....
gelmedikleri ve 3 yıllık sürenin geçtiği, kusur durumunun tespit edilemediği belirtilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; tüm dosya kapsamından tarafların daha önce karşılıklı açtıkları boşanma davalarının red ile sonuçlandığı anlaşılmakla, her iki tarafın da boşanma davası açarak boşanma sebebi yaratıp, fiili ayrılığa neden olduğu anlaşılmaktadır....
Oysa, davacı erkek tarafından açılan ilk boşanma davası 13.04.2004 tarihinde kesinleşmiş ve kesinleşen bu kararda terk nedeniyle açılan davada eşlerin ortak konutu birlikte seçecekleri, davacı kocanın ev seçimi ve bu eve eşini davette yasal hakkını iyi niyetle kullanmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve fiili ayrılık döneminde kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olan ve boşanma sebebi aratan erkeğin boşanmaya neden olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği düzenlenmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ; Mahkeme kararına karşı davacı/karşı davalı vekili; karşı ve birleşen davanın kabulü, kusur, kadın lehine verilen nafaka ve tazminat kararları açısından istinaf başvurusunda bulunmuş, kendilerinin kabul edilen davalarında kurulan boşanma hükmüne ilişkin itirazlarının bulunmadığını bildirmiştir. Mahkeme kararına karşı davalı/karşı davacı kadın vekili; kusur, erkeğin davasının kabulü, kadın lehine verilen nafaka ve tazminat kararlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. GEREKÇE; Asıl dava TMK 166/4 maddesinde düzenlenen fiili ayrılığa dayalı boşanma, karşı dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası, birleşen dava ise daha önce mahkeme kararıyla takdir edilen tedbir nafakasının arttırılması talebine yöneliktir. HMK 355. Maddesine göre inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı ve sınırlı olarak yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açıldığı ve dava, "erkeğin eşi davalıyı istemediği ve eve uğramadığı gibi eş ve çocuğunun ihtiyaçlarını da gidermediği, bu durumun günlerce sürdüğü, erkeğin eve uğramayarak ve eşiyle ilgilenmeyerek eşini evi terke ve boşanmaya zorladığı, hatta davalının komşularının yardımı ile geçinir hale geldiği" gerekçesiyle...
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı-davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, taraflar arasındaki geçimsizliğin ispatlanamadığı, tarafların biraraya gelememe nedeninin davacı-davalı erkeğin ailesinin evliliğe müdahalesi olduğundan bahisle reddedilmiştir. Gerek ilk davada gerekse temyize konu bu davada toplanan delillerle davacı-davalı erkeğin, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığı, eşini ... ilindeki babaevine bıraktığı ve sonrasında arayıp sormadığı anlaşılmaktadır. İlk davanın reddi nedeniyle, ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davalı-davacı kadına bir kusur yüklenemez. İlk davanın açılmasından sonra tarafların biraraya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından fiili ayrılığa dayalı açtığı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi ve kadının kabul edilen bağımsız tedbir nafakası davası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin TMK 166/1-2. maddesince kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1...