Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve erkek tarafından açılıp erkeğin feragati sebebiyle reddedilen ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak, davalı kadına bir kusur yüklenemez. Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadının zina sebebine dayalı davasının süresinde açılıp açılmadığı, erkeğin zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, erkeğin fiili ayrılık nedenine dayalı davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır. 2....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadının zina sebebine dayalı davasının süresinde açılıp açılmadığı, erkeğin zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, erkeğin fiili ayrılık nedenine dayalı davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır. 2....
Erkeğin açtığı boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılık sebebine dayanmaktadır. Mahkemece de, erkeğin boşanma davası bu sebeple kabul edilmiştir. Erkek tarafından açılan ilk boşanma davasının davalı kadına atfı kabil kusur ispatlanamadığından 05.05.2011 tarihinde reddedildiği ve 17.06.2011 tarihinde kesinleştiği, üç yıllık süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Erkeğin reddedilen boşanma davasından önceki olaylar sebebiyle artık kadına kusur yüklenemez. Davalı kadına fiili ayrılık süresi içerisinde atfedilebilecek yeni bir kusur da ispatlanmadığına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının bir kusuru bulunmamaktadır. Reddedilen ilk boşanma davasını açarak geçimsizlik yaratan ve eşine şiddet uygulayan davacı erkek, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurludur....
DAİREMİZİN 06/10/2021 TARİHLİ KARARI "... feragat sebebiyle verilen davanın reddine ilişkin kararın taraflara tebliğ edilip şeklen kesinleşmesini beklemeye de lüzum olmadığı, istinafa konu davanın TMK'nın 166/4. maddesinde düzenlenen fiili ayrılık nedenine dayalı açıldığı, erkek tarafından açılan ve feragat nedeniyle reddedilen davanın ise TMK'nın 166/1. maddesine dayanılarak açıldığı, her iki davada dayanılan hukuki sebeplerin farklı olduğu, bu durumda, eldeki davanın açıldığı tarihte taraflar arasında "derdestlik" vasfını sürdüren bir dava bulunmadığı" gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, davacı erkek tarafından TMK’nın 166/4. maddesi uyarınca açılan boşanma davasında işin esasının incelenerek bir karar verilmek üzere mahkeme kararının ikinci kez kaldırılmasına karar verilmiştir....
Davacı tarafından açılan dava, TMK 166/4 maddesi kapsamında ortak hayatın yeniden kurulamaması (fiili ayrılık) nedenine dayalı boşanma davası olup, davacı tarafın Mahkememizin 2013/329 esas 2014/172 karar sayılı dosyasından açtığı, davacının müşterek konuttan ayrılıp başka bir kadınla birlikte yaşadığından bahisle tam kusurlu olması nedeniyle boşanma davasının reddine karar verildiği ve kararın 23/06/2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....
İstinaf Sebepleri Davalı kadın vekili, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre boşanmaya karar verilebilmesi için davanın usuli bir nedenle reddine değil, esasa ilişkin bir nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, 30.01.2014 tarihli ek kararın feragate dayalı bir davanın reddi kararı olduğunu, reddedilen önceki boşanma davasında müvekkilinin avukatının vekâletnamesinde boşanma davasına özel bir davadan feragat yetkisinin olmadığını, önceki davanın boşanma davasından ziyade mal varlığı hukukuna ilişkin olduğunu, 3 yıllık fiili ayrılık süresinin geçtiğinin kanıtlanmadığını, tanık Necmiye`nin boşanma davasından feragatten sonra davacı erkeğin ... adlı kadınla ilişkisinin devam ettiğini söylediğini, davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunu, tazminat taleplerinin kabulünün gerektiğini, davacı erkeğin ekonomik ve sosyal durumunun iyi olduğunun ispatlandığını, nafaka miktarlarının düşük olduğunu belirterek kararın tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasıdır. Davanın dayanağı olan Aile Mahkemesinin 2008/982 esas sayılı dosyası dosya içerisinde bulunmamaktadır. Kartal 3. Aile Mahkemesinin 2008/982 esas sayılı dosya ile incelenmesi gerekli görülen Aile Mahkemesinin 2011/245 esas, 2012/645 karar sayılı dosyaların da eklenmesi, eksikliğin tamamlanmasından sonra Dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 24.03.2015 (Salı)...
Maddesi uyarınca ayrılık süresinin kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren başlamasına, Ayrılık süresinin bitiminde, ayrılık durumunun kendiliğinden sona ereceğinin ve bu süre sonunda ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden her birinin boşanma davası açabileceğinin taraflara ihtar edilmesine, Boşanma hükmü kurulmadığından davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına, Boşanma hükmü kurulmadığından davacı tarafın davalı lehine hükmedilen nafakanın kaldırılması talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı koca; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; davacı erkek tarafından, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davacı erkeğin sadakatsiz olduğu kabul edilerek tam kusurlu olduğundan bahisle reddedilmiştir. Davacı erkeğin halen bir başka kadınla birlikte yaşadığı ve bu kadından çocuklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Mahkemece, her ne kadar kadının yargılama sırasında boşanmak istemediğini beyan etmesi erkeği affetmesi olarak kabul edilmiş ise de; kadının yargılama sırasında boşanmak istemediğini belirtip davanın reddini savunması af olarak nitelendirilemez....