Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında fiili ayrılığa esas Şişli 1. Aile Mahkemesi'nin E.2005/1208-K.2007/278 sayılı dosyasında, kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının, kadının erkekten kaynaklanan kusuru davranışları affettiği gerekçesiyle reddedildiği ve kararın temyiz incelenmesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde davacı erkekten kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince "...dava TMK'nin 166/son maddesi uyarınca açılmış ortak hayatın yeniden kurulamaması nedenine dayalı boşanma davası olup, tüm dosya kapsamına göre; davacı koca tarafından Ankara 6. Aile Mahkemesi'nin 2012/93 esas sayılı dosyası ile açılan boşanma davasının yapılan yargılaması davanın reddine karar verildiği mahkeme hükmünün 16/11/2013 tarihinde kesinleştiği,boşanma kararının kesinleşmesinden sonra tarafların evlilik birliğini sürdürmek üzere bir araya gelmedikleri,dava tarihi itibariyle fiili ayrılığı üç yılı aşkın bir zamadır devam ettiği anlaşılmakla tarafların TMK nun 166/son maddesi gereğince boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk Mehmet Atıf'a aylık 700 TL, ortak çocuk Hatice'ye 600 TL iştirak nafakasına..." karar verilmiştir....

    DAVA KONUSU : Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davalı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353.ve 356.maddeleri gereğince DURUŞMASIZ OLARAK ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355.maddesine göre istinaf sebepleri ile bağlı olarak dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davası açmış; tarafların daha önce 2004 yılında tekrar boşanma davası açtığını ancak bu davanın reddolduğunu, bu kararın 17/02/2005 tarihinde kesinleştiğini, aradan geçen süreye rağmen tarafların hiç bir şekilde bir araya gelmediğini, hiç bir şekilde ortak yaşamadıklarını birbirlerini affedecek eylem içerisinde bulunmadıklarını, tarafların ayrı ikametgahlarda kaldığını...

    Dava, TMK'nun 166/4 m.sinde düzenlenen eylemli ayrılık nedeni ile boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir....

    Dava, TMK'nun 166/4 m.sinde düzenlenen eylemli ayrılık nedeni ile boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir....

    Somut olayda; erkek eşin, kadın eşe karşı “evlilik birliğinin sarsılması” nedenine dayalı boşanma davası açtığı, davanın reddine karar verildiği ve kararın 15.09.2008 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine eldeki karşılıklı boşanma davalarından ilkinin “eylemli ayrılık” sebebiyle TMK’nın 166/4. maddesine dayalı olarak erkek eş, karşı davanın ise “evlilik birliğinin sarsılması” sebebiyle 166/1. maddesine dayalı olarak kadın eş tarafından açıldığı, şartları oluştuğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, fiili ayrılık döneminde barışma önerisi sunan kadın eşin ise kusurlu davranışları affettiği gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

      (HMK'nun 33. madde) Davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamalardan; talebinin TMK'nun 166/1- 2 maddesine dayalı boşanma davası olmayıp, TMK'nun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davası olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, TMK'nun 166/son maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hukuki vasıflandırmada hataya düşülerek, TMK'nun 166/1 maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Öte yandan; gerekçede, TMK'nun 166/1 ve TMK'nun 166/son maddesi uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra, TMK'nun 166/1 maddesi uyarınca hüküm kurulmuş olması da çelişkiye sebebiyet vermiştir....

      "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Terk hukuki sebebine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....

        Aile Mahkemesi'nin E..2009/822-K.2000/855 sayılı dosyasında, kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının, dinlenilen davacı tanıklarının sebep ve saiki belli olmayan ve geçimsizlikle ilgisiz beyanlarda bulundukları, bu nedenle kadının davasının ispat edilemediği gerekçesi ile reddine karar verildiği, bu ret kararının da temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. İlk davanın reddi nedeniyle, ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davalı erkeğe bir kusur yüklenemez. İlk davanın açılmasından sonra tarafların biraraya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde erkekten kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Bu durumda; ilk davayı da açarak boşanma sebebi yaratan kadın tamamen kusurludur. Boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olan eş yararına maddi-manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmolunamaz....

          İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar ıslah dilekçesi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de dosyaya uzun süren fiili ayrılık nedeni ile beyanda bulunduklarını, fiili ayrılık sebebiyle davanın kabulüne karar verilmesi için yeterli şartların oluştuğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nın 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. (HMK md. 33) TMK'nın 166/4. maddesine göre; "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir."...

          UYAP Entegrasyonu