DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, tazminatlar, nafakalar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise nafaka ve tazminatların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; erkek tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesinde düzenlenen fiili birlikteliğin sağlanamaması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine ve kadın tarafından ise Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama her iki davanın kabulü, tarafların boşanmalarına, kadın lehine kesinleşme tarihinden itibaren 400,00 yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılarak devamına, kadın lehine 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi...
Tarafların ret ile sonuçlanan dayanak boşanma davasından sonra bir araya gelmedikleri de sabittir. Mahkemece iş bu dava dosyası yönünden davalı kadına kusur olarak yüklenen vakıalar davaya dayanak olan boşanma dosyasının dava tarihinden önce meydana gelen olaylar olup o dosyada kadına kusur olarak yüklenmediğinden iş bu dosya yönünden de kadına kusur olarak yüklenemez. Buna karşılık mahkemece davacı erkeğe yüklenen ve erkek tarafından da temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlarının yanında ayrıca erkeğin ret ile sonuçlanan önceki boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet verdiği ve boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....
Bu nedenle mahkemece işin esasına girerek, talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2) Bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce yapılan açık yargılama sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekilinin 11/04/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, Davacı ile davalının 04/11/1980 yılında evlendiklerini, bu evlilikten Kadir, Osman ve Hatice isimli 3 çocuklarının bulunduğunu, davalı evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri tam yerine getirmediği için taraflar arasında geçimsizlik çıkmış ve çıkan geçimsizlikte evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu nedenle mahkemenizin 2013/79 Esas dosyası ile dava açıldığını, 2013/79 Esas 2014/14 Karar sayılı ilamı ile davanın reddedildiğini, davacı ile davalının boşanmalarına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir....
(HMK'nun 33. madde) Davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamalardan; talebinin TMK'nun 166/1- 2 maddesine dayalı boşanma davası olmayıp, TMK'nun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davası olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, TMK'nun 166/son maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hukuki vasıflandırmada hataya düşülerek, TMK'nun 166/1 maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Öte yandan; gerekçede, TMK'nun 166/1 ve TMK'nun 166/son maddesi uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra, TMK'nun 166/1 maddesi uyarınca hüküm kurulmuş olması da çelişkiye sebebiyet vermiştir....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı-karşı davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava erkeğin eşinin tedavisiyle yakından ilgilenmek yerine onu hocalara götürmeye kalktığı,. bu sebeple davacı erkeğin dava açmakta haklılığının bulunmadığından reddine karar verilmiştir. Erkek tarafından açılan ilk boşanma davası ile temyize konu bu davada toplanan delillerle davacı-karşı davalı erkeğin kadını baba evine bırakıp gittiği anlaşılmaktadır. İlk davayı açarak boşanma sebebi yaratan ve eşinin sağlık sorunları ile ilgilenmeyen davacı erkek tamamen kusurludur. Ayrıca temyiz kudreti olmayan kadına kusur yüklenemez. Erkek tarafından gerçekleştirilen bu eylemler, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder....
Davacı-davalı erkek eşin temyiz dilekçesi davalı-davacı tarafa 17.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı-davacı taraf hükme ilişkin itirazlarını da ihtiva eden temyize cevap dilekçesini yasal 10 günlük süreden sonra 03.03.2015 tarihinde verdiğinden, davalı-davacı kadının katılma yoluyla temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-davalı erkek, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkeme tarafından, davalı-davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş,erkeğin davası ise kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2011/1776 Esas, 2014/50 Karar sayılı kararı ile taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasının tarafların birbirlerini affetmeleri ve af tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar da boşanmayı gerektirecek nitelikte bir olayın yaşanmadığı gerekçesiyle davalarının reddine karar verildiği, kararın 05.02.2015 tarihinde kesinleştiği, tarafların reddedilen ve kesinleşen boşanma davasından sonra bir araya gelmedikleri ve dava tarihi itibariyle de fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açılabilmesi için gereken sürenin geçtiği, eldeki dava açılmadan önce ... 2....
sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne "gerekçesi ile; "ASIL DAVADA; tarafların TMK 166/4 maddesi gereğince fiili ayrılık nedeniyle BOŞANMALARINA, BİRLEŞEN DAVADA; tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle BOŞANMALARINA, Samsun 1....
ihtimaline binaen-------- taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine------------ tutarında ALACAK İLAMA DAYALI OLDUĞUNDAN İİK m. 259 uyarınca TEMİNATSIZ OLARAK ihtiyati haciz Mahkemeniz aksi kanaatte olması halinde 'ihtiyati tedbir' kararı verilmesine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....