Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava dilekçesi ekinde sunulan söz konusu eşyaların, TMK 220 gereğince kişisel malı kabul edilebilmesi için, bu eşyaların evliliği başlangıcında kendisine ait olduğunu usulüne uygun delillerle ispatı gerektiğini, davacı tarafa ait olduğu söylenen ziynet eşyalarının, davalıda bulunmadığını, Bolu Aile Mahkemesi'nin 2017/522 E.sayılı boşanma dosyasında da detaylı olarak açıklandığı üzere, davacının boşanma davasında da müşterek haneden zorla gönderildiği yönünde bir iddiası olmadığını, davacının ziynet eşyalarını yanıda götürmemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ziynet eşyalarını yanında götüren davacının iş bu davada ziynet eşyası talebinde bulunmasının açıkça hakkın kötüye kullanımını teşkil ettiğini, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı yönünden, davalı erkek tarafından ise, her iki dava, kusur belirlemesi, kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı ... 09/06/2017 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı vekili Av. ... 23/06/2017 tarihli dilekçesiyle boşanma kararı ve kusur belirlemesine yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin boşanma hükmü ve kusur belirlemesi yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir. 3-Davacı ... 09/06/2017 tarihli dilekçesiyle maddi-manevi tazminat ve mahkemece lehine hükmedilen ziynet alacağı talebinden...
ASLİYE (AİLE)HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/06/2018 NUMARASI : 2017/97 ESAS, 2018/592 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA-ZİYNET EŞYASI ALACAĞI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı-davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile yaklaşık 10 aydır evli olduğunu, müşterek çocuklarının olmadığını, kaçarak evlendiklerini, aralarındaki sorunlar nedeniyle kavga ettiklerini, düzelir umuduyla düğün yaptıklarını ancak ailelerinin de birbirlerine uyum sağlayamayıp düğün günü kavga yapıp ayrıldıklarını, aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu, evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığını belirterek...
Davacı-davalı kadının İlk Derece Mahkemesince verilen kararda TMK'nun 162 maddesi uyarınca boşanma davasının reddi, belirlenen kusur durumu, maddi ve manevi tazminat talebinin reddi, kadının ziynet eşyasına ilişkin alacak davasının reddi yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde; toplanan delillere göre, taraflarca TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca asıl ve birleşen dava ile açılan boşanma davalarında boşanmaya neden olan olaylarda İlk Derece Mahkemesinin karar gerekçesinde açıklandığı gibi tarafların eşit kusurlu oldukları, TMK'nun 174/1- 2 maddesi uyarınca kadın tarafından boşanma nedeni ile talep edilen maddi ve manevi tazminat talebinin reddine ilişkin karar ve karar gerekçesinin boşanmaya neden olan olaylarda taraflar, eşit ve ortak kusurlu olduklarından kadının maddi ve manevi tazminat talebinin, yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmesinin, kadın tarafından boşanma davası ile birlikte açılan kişisel ziynet eşyası alacak davasında kadın tarafından ileri sürülen vakıalar...
Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde, kusur belirlemesi, boşanma kararı verilmesi, karşı davacı kadın lehine tazminat verilmemesi, ziynet talebinin reddi, karşı davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının az olması, yoksulluk nafakası verilmemesi, araçla ilgili mal rejimi konusunda tefrik kararı verilmemesi nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı erkek vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Karşı dava ziynet eşyası alacağı taleplidir. İlk derece mahkemesince, davacı erkeğin kusursuz olduğu, davalı kadının ise erkeğe yönelik tehdit ve psikolojik şiddeti nedeni ile tam kusurlu olduğu belirlenerek, boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir....
Boşanma ilamı kesinleştiği takdirde, ekinde hükmedilen tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmeleri gerekli değildir (HGK. 28.....2001 tarih 2001/...-206 Esas, 2001/217 Karar, ........2008 tarih 2008/...-656 Esas, 2008/638 Karar) . Somut olayda; takibe dayanak ilamda boşanma kararı ve ziynet eşyasının iadesine ilişkin taleplerin toplamı için tek vekalet ücretine hükmedilmişdir. Bu durumda takibe konulan vekalet ücreti boşanma ilamının fer'i niteliğinde olduğundan boşanma ilamı kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. Bu alacak yönünden şikayetin kabulü gerekirken, tümden reddi doğru değidir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici .... maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/.... maddesi gereğince ......
GEREKÇE : Asıl dava, TMK 197.maddesi uyarınca açılan tedbir nafakası, karşı dava ve birleşen dava TMK 166/1.maddesi uyarınca açılan boşanma davası olduğu, ayrıca birleşen davada, ziynet ve çeyiz alacağı talebinde bulunulduğu görülmüştür. Dairemizin 2019/1634 E.- 2020/766 K.sayılı ilamı ile, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden, yetersiz gerekçe ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının tamamının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
zamanda davacı tanıklarının da dava konusu edilen ev eşyalarının davalı koca tarafından alındığını, davacının yalnızca giyim, yorgan, döşek gibi çeyiz eşyaları bulunduğunu beyan ettikleri gerekçesi ile çeyiz eşyalarına ilişkin talep reddedilmiş, ziynet eşyalarına ilişkin talep hakkında ise, tarafların boşanmalarına ilişkin dosya ve tanık beyanlarına göre; davacı kadının, kocasını işe uğurladıktan sonra davalı evde yokken müşterek evi terk ettiği, her ne kadar önceki akşam şiddet görmüşse de ertesi gün evden ayrılırken ziynet eşyalarını beraberinde götürmesine engel bir durum bulunmadığı, davacı tanıklarının beyanlarına göre beraberinde küpe ve yüzüğünü götürdüğü, diğer ziynet eşyalarının davalı tarafça daha önceden davacıdan ödünç veya zorla alındığına dair bir iddia ve ispat da bulunmadığı, ziynet eşyalarının davalı tarafta olduğunun davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle ziynet eşyalarına ilişkin alacak davasının da reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz...
Aile Mahkemesinin 11/07/2019 tarih, 2018/626 Esas 2019/564 Karar sayılı kararında "İlk Derece Mahkemesince kabul edilen 38.124,41.TL değerli kişisel ziynet eşyası alacak davası yönünden verilen karar" yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 4- Davalı erkeğin, boşanma davası istinafı nedeni ile alınan 44,40.TL istinaf karar ilam harcının davalı erkeğin istinaf başvurusunun boşanmanın feri niteliğinden kısmen kabulüne karar verildiğinden karar kesinleştiğinde kendisine iadesine, 5- Davalı erkeğin, kişisel ziynet eşyası alacak davası yönünden karar tarihi itibari ile alınması gerekli 2.604,27.TL harçtan peşin alınan 652,00.TL'nin mahsubu ile eksik kalan 1.952,27.TL karar ilam harcının, davalı erkeğin kişisel ziynet eşyası alacak davasına ilişkin istinaf başvurusun reddine karar verildiğinden, davalı taraftan alınarak hazine irat kaydına, 6- Boşanma davası İstinaf başvurusu nedeniyle davalı erkek tarafından yapıldığı anlaşılan...
Yargılama aşamasında dinlenen davacı tanıkları davalının davacıyı döverek evden kovduğunu, davacının ablasının evine bırakılması sırasında üzerinde her hangi bir ziynet eşyasının bulunmadığını belirttikleri gibi, boşanma davasında da davalı ve ailesinin davacıya hakaret ederek ablasının evine bıraktıkları, davacının davalı tarafından dövüldüğü kabul edilmek suretiyle tarafların boşanmasına karar verildiği, ceza davasında da davalının davacıyı dövdüklerinden bahisle davalının cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan mahkeme kararlarının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kural olarak ziynet eşyalarının kadın üzerinde bulunduğu ve kadın tarafından götürüldüğünün kabulü gerekirse de, davalının davacıyı döverek müşterek konuttan kovduğu ceza davası ve boşanma davasında verilen kararlarla ... olup bu durumda davacıya ait ziynet eşyalarının davacı tarafından birlikte götürüldüğünün kabulüne olanak bulunmamaktadır....