WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/06/2018 NUMARASI : 2017/185 ESAS - 2018/383 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı karşı davacı vekili tarafından, istinaf yoluna başvurulmakla; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İLK DERECE MAHKEMESİ SAFAHATI ; Davacı-karşı davalı Serhat Atay vekili dava dilekçesinde, tarafların 19/12/2015 tarihinden bu yana evli olduklarını, aralarındaki geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince “Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen, evlilikte sadakate aykırı davranan, zina yapan davacı-davalının daha fazla kusurlu olduğu, davalı-davacının fazla harcama yapması ve davacı-davalının aile üyelerinin banka kartını gizlice kullanması nedeniyle kusurunun daha az olduğu” gerekçesiyle esas dava yönünden evlilik birliğinin temelinden sarsılması, birleşen dava yönünden zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenleriyle davaların ayrı ayrı kabullerine karar verilmiş, bu karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince...

    Mahkemece, davacı tarafın evliliğin akıl hastalığı nedeniyle mutlak butlanına ilişkin talep yönünden verilen kesin süre içerisinde raporun hazırlanması için gerekli müşahadeye alınmaya rıza gösterilmediği, bu nedenle iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile bu yönden davanın reddine karar verilmiş ise de, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı istem hakkında hükümde bir açıklama yapılmamıştır. Dava terditli olarak açıldığına göre, davacının evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

      Diğer tarafın davası akıl hastalığına değil evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK.m.166/1) dayanmaktadır. Akıl hastası olan eşin davranışları iradi kabul edilemez. İradi olmayan davranışlar sebebiyle kadına kusur yüklenemez. Böyle olunca da, kadının da kusurlu olduğundan bahisle "evlilik birliğinin temelinden" sarsıldığı gerekçesiyle boşanma kararı verilemez. O halde davacı-karşı davalı tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru değildir. Ne var ki, kadının davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü temyizin şümulü dışında bırakılarak kesinleşmiş, kocanın boşanma davasındaki boşanma talebinin esası bu sebeple konusuz kalmıştır....

        Yukarıda açıklanan temyize konu davada olduğu gibi veya benzeri olan durumlarda salt kusuru bulunmayan davalı eşin boşanma davası açmaktan kaçınması sonucu, böyle bir evliliği devam ettirmek ne ölçüde doğru olacaktır? Evlilik nikah aktiyle kurulan sui generis (kendine özgü) bir aile hukuku sözleşmesidir. Sözleşmelerdeki "ahte vefa (sözleşmeye bağlılık)" ilkesi nedeniyle durumu bu kadar zorlaştırmak yerinde bir tutum mudur? Düşünceme göre, artık Türk boşanma hukukunda boşanma kararı bakımından kusur ilkesinden tamamen vazgeçilmesinin zamanı gelmiştir. Zaten genel boşanma sebebiyle boşanma davası açılmasını düzenleyen Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde boşanma hükmünü davalının kusuruna bağlayan bir açıklık yoktur. Maddeye göre boşanmaya, kusurluluğu göre değil, "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" ölçüsüne göre karar verilmektedir....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1996 tarihinden bu yana evli olduklarını, evliliklerinden yaşları büyük iki müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının posta memuru olarak çalıştığını, evlilik devam ederken davalının tutarsız hareketleri nedeniyle evliliğin çekilmez hal aldığını, davalının saldırgan ve tehditkâr davranışlar sergilediğini, tedavi olmayı reddettiğini beyanla akıl hastalığı nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava ettikleri, yargılama aşamasında ise 07.01.2019 tarihli dilekçe ile akıl hastalığına dayalı açmış oldukları davalarını yargılama devam ederken ıslah ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava, başlangıçta Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan " evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanılarak açılmış, 4.10.2010 tarihinde ıslah edilmiş, ıslahla hukuki sebep değiştirilerek "akıl hastalığı" sebebiyle boşanma talep edilmiştir. Bu durumda delillerin Türk Medeni Kanununun 165. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek sonuca bağlanması gerekirken bu hususun gözetilmemesi doğru değil ise de, dava reddedildiğine göre hüküm davacı tarafından temyiz edilmediğinden, temyiz edenin sıfatına göre bu yön bozma sebebi yapılmamıştır. 2-Dava reddedildiğine ve davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine de hükmedildiğine göre davalının hükmü temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından, temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek vasisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 166/1.maddesine davalı "Evlilik birliğinin sarsılması" sebebiyle boşanma davası açılmış, mahkemece verilen ilk hüküm davalı erkeğin temyizi üzerine erkeğin ruhsal rahatsızlığının ileri sürüldüğü ve vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra davacı evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açmış olduğu boşanma davasını 02.05.2016 tarihli dilekçesiyle ıslah ederek akıl hastalığı sebebine dayandırmıştır. Bozmadan sonra ıslah, mümkün değildir. (4.2.1948 tarihli 10/3 sayılı İçt. Bir....

              "İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma Taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı koca Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanarak boşanma davası açmış; davadan sonra verdiği 08.11.2010 tarihli dilekçesiyle dava sebebini ıslah ederek, Türk Medeni Kanununun 165.maddesi uyarınca akıl hastalığı sebebiyle boşanmaya karar verilmesini istemiştir. Davacı bu ıslahından da 17.12.2010 tarihli dilekçesiyle vazgeçtiğini bildirip, ilk dava sebebine göre boşanmaya karar verilmesini istemiştir. Davacının ıslahtan dönmesi ve ıslahtan önceki dava sebebine göre karar verilmesini istemesi ikinci ıslah niteliğindedir....

                  UYAP Entegrasyonu