Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

davaya konu edildiğini ve davalının kusuruymuş gibi gösterilmeye çalışıldığını, davalının tüm zamanını ve enerjisini çocuklarının iyi olması için harcadığını ve onlar için çabaladığını, bu süreçte eşinin desteğini hiç görmediğini, davacının evlilik birliği boyuncu kusurlu tutumu ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olduğunu, davalının adeta eziyete dönen bu süreci bitirmek istediğini dile getirmesinde de her defa boşanamazsın, seni yakarım, evi yakarım gibi beyanlarda tehdit ettiğini ve bastırıldığını, davacı-karşı davalı eşin kusuru nedeniyle eşler arasındaki saygı sevgi bağının sona erdiğinden ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından davalı-karşı davacı müvekkilinin de boşanmak istediğini, davacı-karşı davalının hatalı tutum ve davranışları nedeniyle boşanma sürecine girildiğini, müşterek çocukların 18 yaşını doldurmamış olduklarını, çocukların yaşları itibarı ile annelerinin ilgili ve şefkatine muhtaç durumda olduğunu belirterek, velayetin davalı-karşı davacı...

Dava; boşanma (evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma (çekişmeli)) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

Kanun koyucu Türk Medeni Kanununun 175.maddelerine benzer kusurun aranmayacağına ilişkin bir düzenlemeye yer vermemiştir.Toplanan delillerden; evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kanıtlanamadığı halde, boşanma hükmü temyiz edilmediğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Kusuru bulunmayan eş aleyhine maddi tazminata hükmedilemeyeceğinden, hükmün bu yönden bozulması gerektiği düşüncesiyle Sayın çoğunluk görüşüne bu yönden katılmıyorum....

    DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekilinin 28/12/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 15/02/1976 tarihinde evlendiklerini, davacının, davalının psikolojik ve fiziksel şiddetine maruz kaldığını, bu nedenlerle tarafların 31/01/1997 tarihinde boşandıklarını, ancak 3 çocuk sahibi olmaları nedeni ile 02/12/1998 tarihinde tarafların yeniden evlendiklerini, her ne kadar davalının düzeldiği kanaati ile müvekkili evlenmiş ise de; davalının aynı şekilde psikolojik, fiziksel şiddete devam etmesi, aşırı derecede kıskanç olması ve kendisine güvenmemesi nedeniyle yeniden boşanma davası açmak zorunda kaldığını ve dilekçede anlattığı tüm hususlar nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, müvekkilin kişisel eşyalarının aynen iadesine, müvekkili lehine 50.000,00- TL maddi ve 50.000,00- TL manevi tazminata, yargılama giderleri...

    Anılan madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Nitekim benzer ilkeye HGK’nın 04.12.2015 tarih ve 2014/2-594 E., 2795 K. sayılı kararında da değinilmiştir....

      DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 01.11.2016 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek, zina (TMK m. 161), davalı-karşı davacı kadın ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talep etmiş, mahkemece "asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına" karar verildiği halde, hükmün gerekçesinde "tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı" gerekçesiyle boşanmalarına karar verildiği belirtilmiştir....

        Dava; TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. "Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin evlilik birliğinin temelini sarsacak şekilde sürekli alkol aldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir." (Yargıtay 2....

        Aile Mahkemesinin 2018/1059 Esas sayılı dosyasında davalı kocanın davacı kadının annesine telefonla tehdit mesajları gönderdiği, bu konuda tanık Özgenur'un iddiayı doğrular beyanlarının bulunduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği" gerekçesiyle erkeğin; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) ve zina (TMK md. 161) nedenlerine dayalı boşanma davaları, erkeğin birleşen; zina (TMK md. 161) nedenine dayalı boşanma davası ile kadının birleşen; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin birleşen; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davasının ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; kadının birleşen davaya (Antalya 12....

        Anılan madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Nitekim benzer ilkeye HGK’nın 04.12.2015 gün ve 2014/2-594 E., 2795 K. sayılı kararında da değinilmiştir....

          Hukuk Dairesi'nin 13/11/2019 tarihli 2019/6494 Esas sayılı ilamı) Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı erkekten kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu