Affedilen ya da hoşgörüyle karşılanan davranışlar boşanma davasında diğer tarafa kusur olarak yüklenemez ve buna dayanılarak boşanma kararı verilemez. Davalı-karşı davacı erkeğin başkaca kusurlu bir davranışı da kanıtlanamaınıştır. Durum böyleyken davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının da reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı-karşı davalı kadının boşanma davası yönünden BOZULMASINA, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasına yönelik bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.12.2015(Salı)...
KARŞI OY YAZISI Davalı Belçika'da verilen kararla boşandıklarını, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının "tanınması" için dava açtığını ve derdest olduğunu bildirmiştir. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması halinde, ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edecek (5718s. MÖHUK.md. 59), taraflar o andan itibaren boşanmış sayılacaklardır. Bu durumda da eldeki boşanma davası konusuz hale gelecektir. O nedenle tanıma davası sonucunda verilecek hüküm, boşanma davasının neticesini etkileyecektir. Öyleyse tanıma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması ve neticesine göre hüküm tesis edilmesi gerekir. Temyize konu kararın boşanma davasının reddine ilişkin olması, tanıma davasının bekletici mesele yapılmasını gereksiz kılmaz....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonında, ilk derece mahkemesince erkeğin ve kadının boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile 10.000 TL'nin kadına verilmesine hükmedilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2008/1234 E. 2011/913 K. sayılı ilamında davacının Aslıhan Sevim davalının ..., dava konusunun boşanma olduğu mahkemece tarafların boşanmasına velayet ve şahsi münasebet tesisine, davacı lehine de maddi ve manevi tazminatı, yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmiş olup takip dosyasından takip talebinde boşanma kararının eklentileri olan yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi alacakları yargılama ve vekalet giderlerinin takibe konulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, fer'i alacakların boşanma kesinleşmeden icraya konulamayacağı, ayrıca boşanma kesinleşmeden yoksulluk ve iştirak nafakasının istenemeyeceği nedenleriyle iptallerinin istendiği görülmektedir. HMK.nun 367/2. maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümleri de aynı kurala tabidirler....
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş ise de; davalı-karşı davacı erkeğe mahkemece boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranış yüklenmemiştir. Mahkemece kadına yüklenen ve kadın tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya neden olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, erkeğin kabul edilen boşanma davası temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, kadının boşanma talebinin konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda kadının boşanma davasının esası hakkında bir karar verilemeyecektir....
Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez. Somut olayda; icra takibinin dayanağı olan ilam, boşanma ilamının fer'isi olan maddi ve manevi tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakasına ilişkin olup, boşanma hükmü tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine 02.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma hükmünün 02.06.2015 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle, feri kalemler yönünden 19.06.2015 tarihinde yapılan takipte bir usulsüzlük bulunmamaktadır. O halde, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece davalı-karşı davacı kadın yararına dava tarihinden boşanma karar tarihine kadar olmak üzere 500 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; davacı-davalı erkeğin kabul edilen boşanma davası ile reddedilen kendi boşanma davasının tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının reddedilen kendi boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadının, davacı-davalı erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece; "davacı-davalı tanığı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; velayet, tazminatların miktarları, vekalet ücretleri, kadının davası hakkında verilen kısmen kabul kararı yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise her iki boşanma davası ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek TMK’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanma davası açmış, davalı-davacı kadın da bu davaya karşılık olarak TMK’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanma davası ikame etmiş, davalı-davacı kadın boşanma davasının eki niteliğinde olan velayet, iştirak ile yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talebinde de bulunmuş, mahkemece erkeğin davasının kısmen kabulüne karar vererek tarafların boşanmalarına, kadının ise karşı davasının kısmen kabulü ile münhasıran velayet ve iştirak...
aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Boşanma kararıyla birlikte hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), boşanma kararının kesinleşmesiyle muaccel hale gelir....