Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine ve özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, mahkemece davacı kadının zinaya dayalı boşanma davasının TMK 161. maddesinde belirtilen dava sebebinin öğrenilmesinden başlayarak 6 ay içerisinde açılmadığı, kadının açıkça zina sebebine dayanmadığı gibi zinanın kanıtlanamadığından bahisle reddine; erkeğin kadının güven duygusunu sarsacak bir şekilde başka bir kadınla dost hayatı yaşamış olması gerekçesiyle TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir....

    Mahkemece, tarafların boşanmalarına ilişkin dosyada mahkemeye sunulan ve mahkemece hükme esas alınan anlaşmada, “eşyaların taraflarca paylaşıldığının, boşanma ile ilgili olarak tarafların birbirlerinden maddi ve manevi hiçbir tazminat talep etmeyeceklerinin” belirtildiği, boşanma sırasında bu anlaşmaya göre eşya hususunda talebi olmayan davacının sonradan değer artış payı alacağı davası açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar Salihli 2.Asliye (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Hukuk Mahkemesinin boşanma davasının taraflar arasında düzenlenen boşanma anlaşması dikkate alınarak TMK.nun 166/3. maddesi gereğince kabulüne ilişkin 3.7.2007 tarih 2007/379 Esas 2007/365 Karar sayılı hükmünün 3.7.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır....

      davacı-davalı kadının "09.09.1997 tarihli boşanma kararından sonra 15 yıl süre ile davalı-davacı erkek ile birlikte yaşadıktan sonra boşanma kararını tebliğe çıkartması nedeniyle davalı-davacı erkek ile birlikte yaşamak istemediği, iyi niyetli olmadığı" vakıası kusur olarak yüklenmiştir....

        İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, daha önce kadın tarafından açılan ve feragat edilen anlaşmalı boşanma davasından sonra davacı erkekten kaynaklı yeni bir olay olmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kararın gerekçesinin düzeltilmesine, davacı erkek yararına 4.000 TL maddi tazminata karar verilmiştir. Feragat edilen dava münhasıran TMK'nın 166/3. maddesine dayalı olarak açılmışsa, anlaşmalı boşanma davasından feragat, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmaz. O halde, taraflardan biri feragatle sonuçlanan anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıalara dayanarak herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açabilir. Açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerekir....

          Ne var ki, davalı-karşı davacı kadının davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bu husus bozma sebebi yapılmamış, tenkit edilmekle yetinilmiştir. 2- Tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusurlarına yönelik tanık ifadeleri soyut ve eski tarihli olup, kusur belirlemesine esas alınamayacağı anlaşılmaktadır. Buna göre tarafların boşanma davalarının reddine karar verilmesi gerekirken, her iki davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmekle erkeğin boşanma davası konusuz hale gelmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (...) tarafından, her iki boşanma davası, boşanmanın fer'ileri ve diğer tarafın ziynetlere ilişkin talebinin reddi sebebiyle tayin edilen vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı (...) tarafından ise, lehine hükmedilen manevi tazminatın ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, davacı "ağır kusurlu" kabul edilerek boşanma davası reddedilmiştir....

              O halde, davacı-karşı davalı erkeğin davası yönünden Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesindeki boşanma koşulları oluşmamıştır. Açıklanan nedenlerle erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Ne var ki davalı-karşı davacı kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, erkeğin davasının konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda erkeğin boşanma davasının esası hakkında bir karar verilmeyecektir. Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerini takdir ve tayin eder (HMK m.331/1). Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, davacı-karşı davalı erkek tam kusurludur....

                Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının TMK 161. maddesi uyarınca kabulü ile boşanmaya karar verilmiş, kadının TMK 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında hüküm kurulmamıştır. Mahkeme dava konusu yapılan her bir boşanma sebebi hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak zorundadır (HMK m. 26/1). Davacı-davalı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı-karşı davalı tarafça temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

                    Davacının "tam kusurlu" olması, koşullarının gerçekleşmesi halinde bu maddeye göre boşanma kararı verilmesine engel değildir. Kusur, burada boşanma kararı verilmesi bakımından bir unsur olarak kabul edilmemiştir. Sadece boşanmanın sonuçları düzenlenirken etkilidir. Davacı tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 08.02.2010 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise 20.02.2013 tarihinde açılmıştır. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçtiği ve ortak hayatın yeniden kurulamadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Bu durumda davacı tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekir. Bu husus nazara alınmadan "tam kusurlu" olduğundan bahisle davacı-davalı(nın) boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu