Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesince verilen karar boşanma yönünden kesinleşmediği gibi boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki karşılıklı boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesine dayanan işbu karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesinin kararı taraflarca boşanma hükmü yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmemek suretiyle, boşanma yönünden kesinleşmiş olmakla birlikte; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre, eldeki karşılıklı boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Mahkemece, davalı-davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmaları ve fer'ilerine, kadının açtığı ve birleştirilen nafaka davası yönünden ise bu husus davacı-davalı kadının açtığı boşanma davalarında değerlendirildiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, davalı-davacı erkeğin temyizi üzerine hüküm, Dairemizin 21.11.2017 tarihli ilamı ile, davacı-davalı kadının boşanmaya ilişkin karşı davası bulunmadığı halde, karşı boşanma davasının kabulü ve buna bağlı fer'i taleplerinin hüküm altına alınması yönünden bozularak, sair yönlerden onanmış, taraflar karar düzeltme talebinde bulunmuşlar; ancak karar düzeltme talepleri incelenmeden önce vekilleri tarafından verilen 03.05.2018 tarihli dilekçelerle davalarından feragat ettiklerini açıklamışlardır. 1-Davacı-davalı kadının boşanmaya ilişkin bir karşı davası bulunmadığından ve mevcut olmayan bir...
Anlaşmalı boşanma kararının verildiği 29.05.2008 günü 22 aylık bir bebektir. 22 aylık bir bebeğin velayetinin anne yerine babaya verilmesi için dava dosyasında anne aleyhinde çok ciddi delillerin bulunması gerekir. Hakim çocuğu ana ve babasına rağmen korumak zorundadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre protokole müdahale edilmemesi çocuğun güvenliğini zedeleyen önemli bir usul hatasıdır. 3-Değerli çoğunluk, anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın fer’i hükümlerinde” oluşan bozmaya yönelik temyiz sebebinin hükmün tamamını sakatlamadığı ve hükmün boşanma bölümünün fer’i hükümlere yönelik temyiz davasına rağmen kesinleştiği düşüncesindedir. Anlaşmalı boşanma davası diğer boşanma davalarından “farklı özellikler” taşımaktadır. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır....
Dosyanın yapılan incelemesinde; taraflarca davalı-karşı davacı erkeğin TMK 166/1 maddesine dayalı kabul edilen boşanma davasındaki boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden kadının davası konusuz hale gelmiştir. Bu durumda konusuz hale gelen kadının boşanma davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekirken, esas hakkında yeniden karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
Bu kerre dosya tekrar Dairemize gönderilmekle evrak okundu, gereği düşünüldü; Mahkemenin her iki boşanma davası hakkında vermiş olduğu 10.07.2014 tarihli hüküm davacı-davalı erkeğin her iki boşanma davası ile fer'ileri yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 08.06.2015 tarih, 2014/22986 esas ve 2015/11881 sayılı ilamı ile " davacı- davalı erkeğin boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği" yönünden bozulmuş, bozma uyarınca da yerel mahkemece; kadının davası ile birlikte her iki boşanma davası yönünden yeniden hüküm kurulması gerekeceğinden kadının boşanma davası ile ferilerine yönelik olan erkek tarafından temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Tarafların açıklanan bu yöne ilişkin bir karar düzeltme isteği de bulunmadığına göre Dairemizce yapılacak bir işlem bulunmadığından bozma ilamı uyarınca yargılama işlemlerine devam edilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verilmiştir. 21.04.2016 (Perş.)...
Aile Mahkemesi TARİHİ : 29/06/2015 NUMARASI : 2010/457-2015/381 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı erkek tarafından, her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı erkek, Sivas Aile Mahkemesinin 2010/707 esas ve 1258 karar sayılı dava dosyası ile boşanma davası açmış, 21.12.2010 tarihinde davacı-karşı davalı kadının boşanma davası ile birleştirilerek bu dosya içerisine alınmıştır. Hal böyle iken, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir....
KARŞI OY YAZISI Davacı hem zina (TMK. m. 161) , hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK. m.166/1-2) nedenine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Toplanan delillerle , evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenli boşanma davasının kabulü koşulları gerçekleşmekle birlikte ; zina nedenli boşanma davasının koşulları gerçekleşmemiştir. Mahkeme her iki nedene dayalı boşanma istemini kabul etmiştir. Bu durumda , temyiz edilen hükmün , kocanın zina nedenli boşanma isteğinin kabulünün isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozulması gerektiğini düşünüyorum....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından davanın açılmamış sayılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Erkek tarafından davacı sıfatıyla TMK m. 166 çerçevesinde açılan boşanma davasında, kadın tarafından verilen 18.06.2020 tarihli dilekçe ile öncelikle erkeğin davasının reddine, boşanma kararı verilecekse de lehine tazminat ve nafakaya hükmedilmesine yönelik talepte bulunulmuştur. Kadının karşı boşanma davası bulunmayıp, dilekçesi içeriği itibariyle erkeğin boşanma davasına verilen cevap ve boşanmanın ferî taleplerine yöneliktir. Boşanma davasının eki niteliğindeki bu talepler harca tabi değildir. Dilekçenin harçlandırılması da bu dilekçeyi karşı dava haline getirmez. Kadının dilekçesi cevap dilekçesi niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptaline ve alacak hukukuna ilişkin davada ...Sulh Hukuk ve 1.Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, boşanma protokolünden kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, tarafların ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.03.2003 tarih 2002/2044 esas,2003/277 karar sayılı ilamı ile davacı ...'in davalı babası ... ile davada taraf olmayan annesi ...boşandıkları,boşanma kararı ile 17.02.2003 tarihli protokolün (Boşanma Anlaşmasının) tasdikine de karar verildiği görülmüştür. Somut olayda, davanın konusu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.03.2003 tarih 2002/2044 esas,2003/277 karar sayılı boşanma ilamın 5....