WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl ve karşı dava, TMK’nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma ve ferilerine ilişkindir. Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalı-karşı davacı kadın ilk derece mahkemesinin 2019/110 E. 2021/1015 K. ve 19/11/2021 tarihli kararına karşı boşanma hükmü yönünden istinafa başvurmadığından ilk derece mahkemesinin söz konusu kararı boşanma hükmü yönünden davacı-karşı davalı erkek yönünden usuli kazanılmış hak doğurmuş ve kesinleşmiştir. Bu nedenle, mahkemece yeniden boşanma hükmü kurulması doğru olmamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre, erkeğin davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmekle kadının boşanma davası konusuz kalmıştır....

Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi olay sebebiyle kişilik hakları zedelenen taraf, manevi tazminatı boşanma davasıyla isteyebileceği gibi, boşanmadan sonra da isteyebilir. Ya da boşanmaya bağlı olmaksızın "hakların yarışması" çerçevesinde genel hükümlere göre de talep edebilir. Bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verebilir. (6098 Sayılı TBK.m.60) Davacı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayanan boşanma davasıyla birlikte manevi tazminat istemiştir. Daha önceki davada verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması karşısında davacının aynı zamanda boşanma sebebi oluşturan eyleme dayanan manevi tazminat isteği artık boşanma sebebine bağlı olmaktan çıkmış, bağımsız bir talep haline dönüşmüştür....

    Nafaka, boşanma ve tazminat davalarının birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen hükmün; davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddi, kadının karşı davasının kabulü yönünden temyizi üzerine Dairemizin 09.03.2016 tarih ve 2015/13250 esas 2016/4627 karar sayılı kararı ile “ Davacı-karşı davalı ...'...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde detaylı anlatıldığı şekilde, boşanma davasının kesinleştiği tarihin resmi kayıtlar ile 04/01/2019 tarihi olduğunu, kaldı ki yine Sakarya 1. Aile Mahkemesi 'nin 2015/540 E. sayılı dava dosyası ile görülen boşanma davaları temyiz sonucu Yargıtay 2.HD'nin 18/09/2018 tarih ve 2016/22674 E.- 2018/9391 K. sayılı ilamı ile boşanma kararının kesinleştiğini, nafaka hükümlerinin ise, lehe bozularak Sakarya 1. Aile Mahkemesi 'nin 2019/4 E sayılı dava dosyası karara çıktığını, netice itibari ile taraflar arasındaki tüm dava dosyalarının 24/05/2019 tarihinde kesinleştiğini, TMK 178 gereği de 1 yıllık sürenin dolmadığını, her ne kadar, Yargıtay ilamında boşanma kararı temyiz sebeplerinin dışında tutulmuş ve boşanma kesinleşmiş ibaresi var ise de; boşanma ve diğer talepler Sakarya 1....

      Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı varken, daha sonra, davacı tarafından 17.1.1996 tarihinde Türkiye'de açılan boşanma davası sonunda tarafların Türkiye'de de boşanmalarına verilmiş olması, bu maddi gerçeği değiştirmez.Çünki, evlilik birliği, İsviçre'de verilen boşanma ile sona ermiş ve çocuk, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz günden daha sonraki bir tarihte doğmuştur. Boşanma kararının yabancı mahkemece verilmiş olması, onun doğurduğu inşai etkiyi ortadan kaldırmaz. Bu kararın sağladığı inşai etkinin, içerde hukuken "tanınmasıyla" mümkün olması, işin esasıyla ilgili değil, çocukla genetik babası arasındaki soybağının Türkiye'de kurulabilmesi için gereklidir. Başka bir ifade ile çocukla genetik babası arasındaki soybağının Türkiye'de kurulabilmesi, yabancı mahkemece verilen boşanma kararına içerde "kesin hüküm" veya "kesin delil" vasfının kazandırılmış olmasını gerekli kılar....

        İştirak nafakası boşanmanın çocuklarla ilgili mali sonuçlarından olup, boşanma hükmünün fer'îsi mahiyetindedir. Diğer bir ifade ile iştirak nafakası çocuk yararına hükmedilip, çocuğun ihtiyaçlarına harcanması amacıyla, çocuk ergin olana kadar yanında bulunduğu velâyet sahibi eşe ödenmesi gereken bir nafakadır. İşte bu nedenle boşanma davası içerisinde ileri sürülen iştirak nafakası hakkında; yargılama süresince tedbir (TMK md. 169), kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası (TMK md. 182/2) adı altında ödeme yapılmasına karar verilir. Zira henüz boşanma kararı verilip, buna bağlı olarak velâyet konusunda bir düzenleme yapılamayacağı için bunun doğal sonucunda iştirak nafakası talep edilemez. Aynı sebeple boşanma davası içerisinde ileri sürülen iştirak nafakası talebi, boşanma davası reddedilmişse konusuz hâle gelmektedir. Burada üzerinde önemle vurgulanması gereken husus; asıl davanın boşanma davası olduğu hususudur....

          Bu durum, Türk Medeni Kanunu'nda "irade ilkesine" dayanan bir boşanma sisteminin olmayışından kaynaklanır. Çünkü irade ilkesine göre tarafların karşılıklı rızaları boşanma kararı verilmesi için yeterlidir. TMK'da ise kusur ilkesi, irade ilkesi ve evlilik birliğinin sarsılması ilkeleri gibi tek tipten oluşmayan karma bir sisteme yer verildiği görülmektedir (Gençcan, Ö.U: Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2017, s.118). Uyuşmazlığın temelini teşkil eden anlaşmalı boşanma davaları kısmen irade ilkesinin uygulandığı davalardır. Bu durum, maddede yer alan "Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz" cümlesinden de anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin kurulması sırasında karşılıklı iradelerine önem verilen tarafların boşanma konusunda da istek ve beyanlarının dikkate alınması anlaşmalı boşanmanın gereğidir....

            Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında devam eden boşanma davası bulunduğu saptanmış olup bu boşanma davasının açılmasıyla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Bu halde tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının sonucunun beklenmesi ve HGK'nun 27.06.2012 tarih 2012/ 8-268 Esas, 2012/ 420 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere boşanma davasının bekletici mesele yapılarak, boşanma davasının olumlu sonuçlanması halinde toplanacak delillere göre bir karar verilmelidir.Öte yandan davacı vekili 24.10.2011 tarihli oturumda tapu iptali ve tescile ilişkin isteği katkı payı alacağı olarak ıslah edip etmeyeceği hususunda vekil edeni ile görüşüp yazılı beyanda bulunacağını bildirmiştir....

              Davacı 5.7.2006 tarihinde boşanma yönündeki isteğinden vazgeçtiğini ve kendisini azledeceğini avukatına sözlü olarak bildirmiş ve aynı gün ... Noterliğinde azilname düzenlettirerek tebliğe çıkarmış, tebligat vekile 6.7.2006 tarihinde, saat 16.00'da tebliğ edilmiştir. Vekil, müvekkilinin yazılı ve sözlü talimatıyla bağlıdır. Davacı boşanma davasının açıldığı tarihten önce boşanma iradesinden vazgeçtiğini ve kendisini azledeceğini vekiline sözlü olarak bildirdiğini dosyada dinlenen tanık beyanıyla kanıtlandığına göre, boşanma dosyasında taraf teşkilinin sağlandığından bahsedilemez. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup mahkemece her aşamada resen dikkate alınması gerekir. Bu nedenle davacının yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince, eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle taraflarca ikame olunan karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ve kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen 09.10.2018 tarihli bu karar davacı- karşı davalı kadın tarafından, erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddine yönelik olarak istinaf edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu