Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihinden sonra, 09.11.2023 tarihinde davalı erkek vefat etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek mirasçıları vekili Av. ... tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Eldeki dosyada boşanma ve ziynet alacağı davası olmak üzere iki dava bulunmaktadır. Boşanma hükmü henüz kesinleşmeden davacının ölmesi sebebiyle evlilik ölümle sona ermiştir. Dolayısıyla boşanma ve eki niteliğindeki hükümlerin infaz kabiliyeti kalmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, boşanma ve ziynet alacağı davaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğu düşecek olması gerekir....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı-k.davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kendi davasının reddi, kusur, tazminatlar, nafakalar ve ziynet alacağı yönlerinden kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Asıl dava evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma ve ziynet alacağı; karşı dava ise evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre "resen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen hallerle sınırlı olarak yapılır." TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir". Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, maddi tazminat, velayet ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Toplanan delillerden mahkenin de kabulünde olduğu gibi boşanmaya neden olan olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı-davalı kocanın tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Mahkemece; "davacı kadının kardeşlerinin erkek eşe fiziksel şiddet uygulaması, kadının ailesinin evlilik birliğine müdahale etmeleri, kadının ziynet eşyalarını eşinin rızasını almaksızın ailesine vermesi ve eşine sen erkek değilsin, sen adam değilsin, senin elinden bir iş gelmiyor şeklinde sözler söylemesi sebepleriyle boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu, erkek eşin kadına fiziksel şiddet uyguladığına ilişkin tanık beyanlarının çelişkili olması, bu vakıa erkek eşe kusur olarak yüklense dahi kadın eşin ağır kusurlu olduğu ve erkek eşin boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması olmayacağı" gerekçesiyle, kadının boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin eşinin gözünü morartacak şekilde fiziksel şiddet uyguladığı ve eşinin ailesi ile görüşmesine engel olduğu, buna karşılık davacı kadının da eşine "sen erkek değilsin, sen adam değilsin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kadının kabul edilen boşanma ve ziynet alacağı davalarının tamamı yönünden; davacı kadın tarafından ise, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin boşanma davası ve ferilerine yönelik temyiz itirazları yönünden; Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, boşanmanın fer'ileri ve ziynet alacağı talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı erkek tamamen kusurludur. Boşanma davalarında anlaşmalı boşanma (TMK.md.166/3) koşulları gerçekleşmedikçe, davalının davayı kabulü hukuki sonuç doğurmaz (TMK.md.184/3). Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır....
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacağı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat talepleri ve nafaka isteğinin reddi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, nafaka ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması Anayasa hükmüdür (m. 141/3)....
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ile ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince erkek eşin boşanma davasının reddine, kadın eşin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Vekâletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisi bulunan davalı-davacı erkek vekili Av. ... 22.03.2024 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmiştir. Bu durumda, davalı-davacı erkek vekilinin temyiz başvurusunun feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekir....