Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının açmış olduğu bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; hükme konu alacak miktarının 30.01.2019 karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, tedbir nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı kadının boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar vermek gerekmiştir....
161. maddesine göre zina sebebiyle boşanma hükmü kurulması gerektiği yönünden temyiz talebinde bulunmuş, lehine hükmedilen tazminatın miktarı yönünden ise temyiz talebinde bulunmayarak kesinleştiğinden, tazminatların miktarı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 3-Toplanan delillerden ve yukarıda gösterilen sebeplerle, davalı-davacı kadının eşinden ayrı yaşamakta haklılığı kanıtlayamadığına göre, bağımsız olarak açılan ve boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilen tedbir nafakası davasının (TMK m. 197) reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Davacı-davalı erkeğin temyizi üzerine hüküm Dairemizce erkeğin davasının kabulü gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, kadının tedbir nafakası davası yönünden verilen hüküm onanmıştır. Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, nafakalar hususunda mahkemenin bozma öncesi kararında hüküm verildiğinden bu hususta yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı-davacı kadının erkeğin boşanma davasında verdiği cevap dilekçesinde talep ettiği yoksulluk ve iştirak nafakası boşanmanın fer'i niteliğindedir. Ancak başanma hükmüyle birlikte veya boşanma kararı verilip, boşanma hükmü kesinleştikten sonra bu konularda karar verilebilir. Mahkemece ilk kararda boşanma davası reddedilmiş, bu hüküm temyiz edilerek bozulmuştur. Dolayısıyla yoksulluk ve iştirak nafakası konusunda daha evvel verilmiş ve kesinleşmiş bir hüküm bulunmamaktadır....
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, tedbir nafakasına boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar hükmedilecek olması, mahkemece verilen boşanma hükmünün ise istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleşmesi gözetildiğinde davacı kadın ve ortak çocuklar yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarlarında bir isabetsizlik görülmemiştir....
Davacı vekili, müvekkilinin açtığı boşanma davası ispat edilemediğinden reddedilmiş olmakla tedbir nafakası sona erdiğinden, ayrı yaşamakta haklılık nedeniyle aylık 600,00 TL tedbir nafakası tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olmadığını, evlilikle ilgili görevlerini yerine getirmemek için ikametgahını ...’a naklettiğini, bu nedenle terk ihtarı yaparak boşanma davası açtığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, boşanma ve fer'ileri yönünden, davacı erkek tarafından ise, katılımla kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının süresinde olmayan vekalet ücretine yönelik ek temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. 2-Davalı ... 25.01.2017 tarihli dilekçesiyle, boşanma hakmüne ve tedbir nafakalarına yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin boşanma hükmüne ve tedbir nafakalarına yönelik olarak reddine karar verilmesi gerekmiştir. 3-Davalı ... 25.01.2017 tarihli dilekçesiyle maddi-manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası taleplerinden feragat ettiğini bildiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün yoksulluk...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden, davalı kadın tarafından ise; nafakaların ve tazminatların miktarı ile tedbir nafakasının gerekçesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle bağımsız tedbir nafakası davasında verilen tedbir nafakasının boşanma davasının kesinleşmesine kadar devam edeceğinin anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 154.30'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin asıl davasının kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık olmadığı, bağımsız açılan tedbir nafakası davasında erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği, ayrıca erkeğin boşanma davası açarak haksız yere boşanma nedeni oluşturma kusurunu da işlediği, kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarlarının düşük olduğu, kadının manevî tazminat talebinin reddedilmesinin isabetli olduğu, erkeğin birleşen tedbir nafakası davasında verilen karar hakkında yapılan incelemede ise mahkemece önlem nafakası davasında kadın yararına bağlanan nafakanın indirilmesine karar verildiği, indirilen tutarın yıllık bazda hesaplanması neticesinde kararın miktar itibariyle kesin olduğu ancak bağımsız açılan tedbir nafakası dosyasında kadın yararına hükmedilen nafakaya ÜFE oranında artış tatbik edildiği, böylece mahkemece ÜFE oranında artışa yönelik hükmün kaldırılmasının isabetsiz...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kadının boşanma davasının kabulü ve ferileri ile kusur belirlemesi ve tedbir nafakası davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m/341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür...