Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve tedbir nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası talebinin reddi ve tedbir nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince; davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı erkek yararına maddi ve manevi tazminata, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının ise reddine karar verilmiş, karar davalı-karşı davacı kadın tarafından kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafaka taleplerinin reddi yönünden istinaf edilmiştir....
, davalının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
O halde kadın yararına uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, kadının manevi tazminat talebinin hatalı kusur belirlemesi sonucunda reddi doğru görülmemiştir. 3-Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı kadının Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında maddi tazminat talebi bulunmadığı halde kesin hüküm oluşturacak şekilde maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 4-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Yukarıda açıklandığı üzere toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacının daha ağır kusurlu olmadığı ve onu yoksulluğa düşmekten kurtaracak yeterlilikte gelirinin bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Dosyanın incelenmesinde taraflar arasında daha önce görülen ve erkeğin davasına dayanak teşkil eden boşanma davasının reddine karar verildiği, ilgili kararın 04/03/2014 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri hususunun dosya kapsamında toplanan delillerle sabit olduğu anlaşılmakla boşanmaya karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi, davalı tarafça cevap dilekçesinde maddi-manevi tazminat talebinde bulunulduğu, nafaka talebinde bulunulmadığı, mahkemece maddi-manevi tazminat talepleri hakkında karar verildiği hususu da dikkate alındığında davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiş ve reddine karar vermek gerekmiştir....
birliğinin kendisine yüklediği vazifeleri fazlasıyla yerine getirdiğini, davacının iddialarının hiçbirinin doğru olmadığı ve müvekkilinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusuru bulunmadığı için müvekkili aleyhine maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemece belirlenen nafaka, maddi ve manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda karar verilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğu gerekçesiyle kusur ile maddi ve manevi tazminat yönünden önceki kararda direnilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından kusur belirlemesi, maddi tazminat, nafaka ve davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden; davalı tarafından ise nafaka ve maddi tazminatın miktarı ile manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2 Boşanma davalarında vekalet ücreti davanın kabul veya reddedilmesi durumuna göre takdir edilir....
Davacı - karşı davalı vekili duruşmada; "Müvekkilin beyanlarını tekrar ediyoruz taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince tarafların boşanmaların karar verilsin Davalıdan herhangi bir maddi manevi tazminat, nafaka, çeyiz eşyası, edinilmiş mallara katılım alacağı, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebim yoktur" şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı - karşı davacı duruşmada; "Davacı ile boşanma hususunda anlaştık. Anlaşmalı boşanma protokolü dosyaya sunduk. Protokol altındaki imza bana aittir. Herhangi bir baskı altında tamamen kendi hür iradem ile davalıdan boşanmak istiyorum. Davacıdan herhangi bir maddi manevi tazminat ve nafaka talebim yoktur. Müşterek evimizde bulunan protokolde belirttiğimiz tüm ev eşyaları ve davacı-karşı davalıya ait çeyiz ve kişisel eşyaların davacıya ait olmasının tespiti ile karar kesinleşmesi ile birlikte 10 gün içinde davacıya teslim edeceğim. Protokol gereğince boşanmamıza /arar verilmesini talep ediyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur....
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında tazminat miktarlarının az olduğu kanaatine varılmakla erkeğin tazminat takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, kadının tazminatlara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının maddi ve manevi tazminat ile ilgili bentlerinin kaldırılmasına yerine, davacı yararına 80.000,00 TL maddi 70.000,00 TL manevi tazminat takdiri ile erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir (TMK m. 174). O halde mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduğu anlaşılan kadın yararına, hatalı kusur belirlemesi neticesinde maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, neticede erkeğin manevi tazminat talebinin reddedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamıştır. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Tedbir nafakası davanın her aşamasında talep edilebilir....