Eşler arasında evlendikleri 04.05.1984 tarihinde 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar Mülga 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, eşler başka bir mal rejimini ileri sürmediklerinden 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 07.06.2004 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK.m.202, 4722 S.K. m.10). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı 07.06.2004 tarihinde sona ermiştir. Davacı ... vekilinin 6742 ada 10 sayılı parseldeki 1 nolu daire ile ilgili temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede söz konusu bağımsız bölümün 19.09.2000 tarihinde davalı eş ... adına alındığı ve 16.06.2004 tarihinde ...’a, ... tarafından da 30.06.2005 tarihinde diğer davalı ...’a tapuda satış yapılarak devr edildiği belirlenmiştir. Davacı, yapılan bu satışları muvazaalı olduğunu açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur....
Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın davalı adına tapuya kaydedildiği dönem itibariyle eşler arasında “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı 07.06.1994 tarihi itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarih aralığına göre, uyuşmazlık 01.01.2002 tarihinden önceye ilişkin olup eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık, Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenleme eldeki davaya uygulanamaz....
Mahkemece, yargılama esnasında davacının vefat ettiği, boşanma davasının konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın dinlenebilirlik koşulu kalmadığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığında karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ... mirasçıları ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairece onanmıştır. Bu defa davacı ... mirasçıları ... ve ... vekili dilekçesinde yazılı nedenlerle karar düzeltme talebinde bulunmuştur. TMK'nin 225.maddesi "Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer." hükmünü amirdir. Somut olayda, davacı ile davalı 03.09.1984 tarihinde evlenmiş ve davacı eş Yargıtay temyiz incelemesi yapıldığı tarih itibariyle ölmüş, TMK'nin 225/1.maddesi uyarınca mal rejimi ölümle sona ermiştir....
Niza konusu .... plakalı araç ise 29.02.2008 tarihinde davalı adına trafik siciline kaydedilmiştir.TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....
Mahkemece, TMK.nun 178.maddesine göre, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hükmün esası davacı vekili ve vekalet ücretine ilişkin bölümü ise davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 12.02.1989 tarihinde evlenmişler, 28.07.2000 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.01.2001 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Boşanma davasının açılması ve kesinleşmesi tarihleri itibariyle taraflar arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 1.1.2002 tarihine kadar yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanununda belirtilen yasal mal rejimi olan mal ayrılığı rejimi geçerlidir (743 TMK.nun m.170)....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların ziynet davasına ve davalı-karşı davacı kadının münhasıran ziynet alacağına bağlı vekalet ücreti yönünden temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı erkek, TMK'nun 166/son maddesi uyarınca boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise karşı dava dilekçesinde erkeğin boşanma davasını kabul ederek, erkeğin boşanma davasına yönelik olarak fer'i talebinde bulunmuş, karşı davasını ise münhasıran ziynet ve mal rejimi tasfiyesi talebine yönelik olarak ikame etmiştir. Öyleyse, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından boşanmaya ilişkin açılmış bir karşı dava mevcut değildir. Karşı dava sadece ziynet ve mal rejimi tasfiyesi davalarına ilişkindir. Hakim iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK m. 24/1)....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 10.07.2007 tarihinde evlenmiş, 02.12.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 14 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 18.06.2012 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m)....
No:1 D:4 Serdivan/Sakarya olan taşınmazı yaklaşık iki yıl önce satın aldığı, davalı tarafından 2002 yılından sonra edinilmiş bir mal olması ile edinilmiş mallara katılma rejimi içerisinde kazanılan bir mal olduğundan bu taşınmaza ve diğer mal varlıklarının tespiti ile katılma alacağına karar verilmesini talep etmiştir....
Eşler, 20.09.1998 tarihinde evlenmiş, 25.03.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 118 ada 9 parseldeki 11 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.07.2008 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Tasfiyeye konu taşınmaza ilişkin davalı eş ile satıcı arasında arasında düzenlenen 06.08.2003 tarihli taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi de dosya arasındadır....
Dava konusu bağımsız bölüm 10.10.1996 tarihinde noterde yapılan kooperatif hissesi devir sözleşmesiyle davalı adına alınmış, boşanma davasının sonuçlanmasından sonra 26.12.2001 tarihinde ferdileşme ile davalı adına tapuya tescil edilmiştir. TMK'nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın satın alındığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK'nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında 743 sayılı MK'nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır....