"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Mahkemece tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2012/180 esas, 2014/186 karar sayılı dosyası ile boşanma davası açtığı, davanın kabul edilerek tarafların boşanmasına karar verildiği ve boşanma hükmünün 06.07.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre; davacı kadının eldeki boşanma davasında boşanma talebinin konusuz hale geldiği görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talep etmiş, davalı kadın ise davacı erkeğin dava dilekçesinin kendisine tebliği üzerine süresinden sonra verdiği 12.03.2014 tarihli cevap ve tanık listesi konulu dilekçesi ile boşanmanın kabulü ile nafaka ve tazminat talep etmiştir. Mahkemece hükmün gerekçesinde; davacı erkeğin boşanma davasının reddine ve davalı kadının boşanma talebinin kabulüne denilerek tarafların Türk Medeni Kanununun l66/l. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan incelemede davalı kadının, karşı ya da birleşen boşanma davasının olmadığı anlaşılmaktadır....
Öyleyse, eldeki boşanma davasına dayanak yapılan önceki boşanma davası halen kesinleşmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşında, mahkemece, taraflar arasında görülen önceki boşanma davasının kesinleşmediği dikkate alınmaksızın, davacının boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının tüm, davalının ise diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.14.06.2016 (Salı)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı koca tarafından; her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafaka ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı koca vekili 15.05.2012 tarihli dilekçesiyle davalı-davacı kadının kabul edilen boşanma davası ve tazminatlara yönelik temyiz taleplerinden feragat ettiklerini bildirdiklerinden bu yönlere ilişkin temyiz taleplerinin reddine, 2-Davacı-davalı koca vekilinin reddedilen kendi davası, kusur belirlemesi, nafaka ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davası içinde istenen ve boşanmanın fer'i niteliğinde bulunan tazminat taleplerinin...
Asıl ve karşı dava, TMK’nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma ve ferilerine ilişkindir. Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalı-karşı davacı kadın ilk derece mahkemesinin 2019/110 E. 2021/1015 K. ve 19/11/2021 tarihli kararına karşı boşanma hükmü yönünden istinafa başvurmadığından ilk derece mahkemesinin söz konusu kararı boşanma hükmü yönünden davacı-karşı davalı erkek yönünden usuli kazanılmış hak doğurmuş ve kesinleşmiştir. Bu nedenle, mahkemece yeniden boşanma hükmü kurulması doğru olmamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre, erkeğin davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmekle kadının boşanma davası konusuz kalmıştır....
Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi olay sebebiyle kişilik hakları zedelenen taraf, manevi tazminatı boşanma davasıyla isteyebileceği gibi, boşanmadan sonra da isteyebilir. Ya da boşanmaya bağlı olmaksızın "hakların yarışması" çerçevesinde genel hükümlere göre de talep edebilir. Bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verebilir. (6098 Sayılı TBK.m.60) Davacı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayanan boşanma davasıyla birlikte manevi tazminat istemiştir. Daha önceki davada verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması karşısında davacının aynı zamanda boşanma sebebi oluşturan eyleme dayanan manevi tazminat isteği artık boşanma sebebine bağlı olmaktan çıkmış, bağımsız bir talep haline dönüşmüştür....
Nafaka, boşanma ve tazminat davalarının birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen hükmün; davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddi, kadının karşı davasının kabulü yönünden temyizi üzerine Dairemizin 09.03.2016 tarih ve 2015/13250 esas 2016/4627 karar sayılı kararı ile “ Davacı-karşı davalı ...'...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde detaylı anlatıldığı şekilde, boşanma davasının kesinleştiği tarihin resmi kayıtlar ile 04/01/2019 tarihi olduğunu, kaldı ki yine Sakarya 1. Aile Mahkemesi 'nin 2015/540 E. sayılı dava dosyası ile görülen boşanma davaları temyiz sonucu Yargıtay 2.HD'nin 18/09/2018 tarih ve 2016/22674 E.- 2018/9391 K. sayılı ilamı ile boşanma kararının kesinleştiğini, nafaka hükümlerinin ise, lehe bozularak Sakarya 1. Aile Mahkemesi 'nin 2019/4 E sayılı dava dosyası karara çıktığını, netice itibari ile taraflar arasındaki tüm dava dosyalarının 24/05/2019 tarihinde kesinleştiğini, TMK 178 gereği de 1 yıllık sürenin dolmadığını, her ne kadar, Yargıtay ilamında boşanma kararı temyiz sebeplerinin dışında tutulmuş ve boşanma kesinleşmiş ibaresi var ise de; boşanma ve diğer talepler Sakarya 1....
Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı varken, daha sonra, davacı tarafından 17.1.1996 tarihinde Türkiye'de açılan boşanma davası sonunda tarafların Türkiye'de de boşanmalarına verilmiş olması, bu maddi gerçeği değiştirmez.Çünki, evlilik birliği, İsviçre'de verilen boşanma ile sona ermiş ve çocuk, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz günden daha sonraki bir tarihte doğmuştur. Boşanma kararının yabancı mahkemece verilmiş olması, onun doğurduğu inşai etkiyi ortadan kaldırmaz. Bu kararın sağladığı inşai etkinin, içerde hukuken "tanınmasıyla" mümkün olması, işin esasıyla ilgili değil, çocukla genetik babası arasındaki soybağının Türkiye'de kurulabilmesi için gereklidir. Başka bir ifade ile çocukla genetik babası arasındaki soybağının Türkiye'de kurulabilmesi, yabancı mahkemece verilen boşanma kararına içerde "kesin hüküm" veya "kesin delil" vasfının kazandırılmış olmasını gerekli kılar....
İştirak nafakası boşanmanın çocuklarla ilgili mali sonuçlarından olup, boşanma hükmünün fer'îsi mahiyetindedir. Diğer bir ifade ile iştirak nafakası çocuk yararına hükmedilip, çocuğun ihtiyaçlarına harcanması amacıyla, çocuk ergin olana kadar yanında bulunduğu velâyet sahibi eşe ödenmesi gereken bir nafakadır. İşte bu nedenle boşanma davası içerisinde ileri sürülen iştirak nafakası hakkında; yargılama süresince tedbir (TMK md. 169), kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası (TMK md. 182/2) adı altında ödeme yapılmasına karar verilir. Zira henüz boşanma kararı verilip, buna bağlı olarak velâyet konusunda bir düzenleme yapılamayacağı için bunun doğal sonucunda iştirak nafakası talep edilemez. Aynı sebeple boşanma davası içerisinde ileri sürülen iştirak nafakası talebi, boşanma davası reddedilmişse konusuz hâle gelmektedir. Burada üzerinde önemle vurgulanması gereken husus; asıl davanın boşanma davası olduğu hususudur....