ilk hüküm Dairemizin 20.06.2017 tarihli ilamı ile ziynet alacağı davası yönünden bozulmuş, boşanma ve ferîleri yönünden ise onanmıştır....
Somut olayda 5.000 TL ziynet alacağının ödenmesine karar verilmiş, reddedilen miktar ise 22.000 TL olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Açıklanan nedenle tarafların ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece her iki davanın kabulü ile tarafların TMK 172 ve 166/1. maddeleri gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye bırakılmasına, baba ve çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, davalı-karşı davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir....
Öyleyse erkeğin davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı-karşı davalı, kadının ziynet ve çeyiz alacağı talebi reddedildiğine göre reddedilen miktar üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı-karşı davacı erkek lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiştir. 4- Davacı-karşı davalı kadın boşanma davası ile birlikte ziynet ve çeyiz eşya alacağı taleplerinde bulunmuş, boşanma davası kabul edilmiş, ziynet ve çeyiz alacağı davası reddedilmiş olduğu halde, ziynet ve çeyiz eşya alacağı davasına yönelik yapılan yargılama giderleri boşanma davasında yapılan giderlerden ayrılarak davacı-karşı davalı kadın üzerinde bırakılması gerekirken, yazılı şekilde bir bütün olarak değerlendirilip erkeğe yüklenmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, tazminatların miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının ağır kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin kusurununun bulunmadığı belirtilerek, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kadının kusurlu davranışları yanında, yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğinde eşine fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır....
Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemez. Tarafların boşanmayı gerektirecek kusurlu başkaca bir davranışı da kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, her iki tarafın boşanma davalarının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı-davalı kadının ziynet alacağı davasının reddine yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince; Davacı-davalı kadın tarafından ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığı halen de erkeğin ailesinin evinde olduğu iddia edilerek ziynet talebinde bulunulmuş; davalı-davacı erkek ise talep edilen ziynetlerin miktarının yanlış olduğunu, miktarın mal bildiriminde görüleceğini ve ziynetlerin, eşin ve çocuğun tedavisi için harcandığını, bir kısmının ise kadının rızası ile katıldıkları düğünlerde hediye ettiklerini savunmuştur....
Dosyanın incelenmesinde; davacı erkek tarafından açılan geçici velâyet davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece erkeğin velâyet talebinin reddine, davacı baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine dair verilen hüküm, davalı kadının temyizi üzerine Dairemizin 16.02.2017 tarih ve 2016/25714 Esas ve 2017/1604 Karar sayılı ilamı ile kişisel ilişki yönünden bozulmuştur. Bozma sonrası erkek tarafından 21.02.2018 tarihinde evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açılmış, kadın ise 18.04.2018 tarihinde erkeğin boşanma davasına karşı boşanma ve ziynet alacağı davası açmıştır. Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davaları ile kadının açtığı ziynet alacağı davası, erkeğin açtığı asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvuruları birlikte değerlendirildiğinde; erkeğin; kadının karşı davasında verilen boşanma dışındaki kusur tespiti, ziynet, maddi ve manevi tazminat, nafaka yönlerinden, kadının ise; kusur tespiti, asıl davanın kabulü, tazminat ve nafaka miktarları, ziynet alacağının kısmen reddi, yönlerinden istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Tarafların istinaf başvuru konusuna göre, kadının boşanma davasının kabulü kararı ile verilen boşanma yönünden istinaf başvurusu bulunmadığından boşanma kararının kesinleştiği anlaşılmıştır. Ancak, yerel mahkemece aşağıda belirtilen hususlar yönünden usul ve yasaya aykırı, eksik işlem yaptığı tespit edilmiştir: Anayasanın 141/3.maddesi; “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvuruları birlikte değerlendirildiğinde; erkeğin; kadının karşı davasında verilen boşanma dışındaki kusur tespiti, ziynet, maddi ve manevi tazminat, nafaka yönlerinden, kadının ise; kusur tespiti, asıl davanın kabulü, tazminat ve nafaka miktarları, ziynet alacağının kısmen reddi, yönlerinden istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Tarafların istinaf başvuru konusuna göre, kadının boşanma davasının kabulü kararı ile verilen boşanma yönünden istinaf başvurusu bulunmadığından boşanma kararının kesinleştiği anlaşılmıştır. Ancak, yerel mahkemece aşağıda belirtilen hususlar yönünden usul ve yasaya aykırı, eksik işlem yaptığı tespit edilmiştir: Anayasanın 141/3.maddesi; “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir....
Mahkemece, geri çevirme kararı üzerine, taraflar arasında görülen boşanma dosyasının onaylı suretinin dosya içerisine konulduğu fakat tefrik işlemlerinin usulüne uygun olarak tamamlanması yönünde hiçbir işlem yapılmadığı, ayrıca boşanma dosyasındaki evrakların da düzensiz şekilde hiçbir sıralama gözetilmeksizin gelişigüzel dizildiği, bu haliyle geri çevirme kararının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Dosyanın bu kez tetkikinde; boşanma davası dosyasında yer alan bilgi ve belgelere göre, davacının ziynet eşyası alacağı istemine ilişkin iş bu davanın, boşanma davası ile birlikte değil, boşanma davasından sonra ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/509 esas sayılı dosyası ile açıldığı, bu ziynet alacağı dosyasının, başlangıçta boşanma davası dosyası ile birleştirilmesine, ardından ise tekrar tefrikine karar verilerek, ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/885 esasına kaydedildiği anlaşılmaktadır....
şekilde daha yüksek miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen nafakalarla günümüz ekonomik şartlarında müvekkilinin ve müşterek çocuğun asgari yaşam standartlarının dahi sağlanmasının mümkün olamayacağını, evin kirasını faturalarını, gıda masraflarını, hayatını sürdürebilmek için almak zorunda olduğu özel ihtiyaçlarını ve çocuğunun eğitim, beslenme, barınma ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olan müvekkilinin boşanma ile yoksulluğa düşeceğini, ziynet eşyası talepleri yönünden tam kabul kararı verilmesi gerekirken, kısmen kabul kısmen red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin düğünde takılan ziynet eşyalarının davacı tarafça bozdurulduğu ve bir daha da müvekkiline iade edilmediğinin ispatlanıldığını, yerel mahkemece ziynet eşyasına ilişkin davalarının sübut bulduğuna kanaat getirerek karar oluşturulduğunu, davacı-karşı davalı tarafın ziynet eşyasının miktarına ilişkin herhangi bir itirazı olmadığı hususları dikkate alınarak talep ettikleri...