Aile Mahkemesinin 25.03.2008 tarih ve 2008/280Esas- 2008/233Karar sayılı kararı ile boşandığı ve kızı ...'...
Dolayısıyla, evli kadının, kocasının soyadı olmaksızın sadece kızlık soyadını kullanma talebine (TMK. m. 187) ilişkin olanları hariç, çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun soyadına gelince; Çocuğun hangi soyadını alacağı, TMK’nın 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Soyadı” başlıklı 321. maddesine göre, "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını taşır."...
Mahkemece; borç doğurucu işlemden sonra ve takip tarihine birkaç ay kala borçlu ile 3.kişinin anlaşmalı olarak boşanmak için mahkemeye başvurdukları, boşanmanın tüm mali sonuçları hakkında anlaştıkları, 3.kişinin boşanmadan sonra eşinin soyadını taşıma hususunda mahkemeden izin aldığı, mernis kaydına göre borçlunun haciz yapılan adreste göründüğü, haciz tutanağı içeriği ve davacı 3.kişinin yasal mülkiyet karinesinin aksini kesin ve inandırıcı delillerle 2011/732 2011/7004 ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, müşterek çocukların velayet sahibi annenin soyadını kullanmasına izin verilmesi istemine ilişkindir. Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurularak kararın kaldırılması istenmiş, inceleme HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....
Davalı SGK Başkanlığı vekili, Kurumca ölüm aylığı bağlanması talebinin reddine ilişkin işleminin usul ve yasaya aykırı olduğunun aksini ispatlayan delillerin davacı tarafından sunulmadığını beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, "... İnceleme konusu davada, davacı ile boşandığı eşinin fiili birlikteliği yönünde Kurumca tutanak düzenlenmiş ve bu tutanak sonucunda davacının babasından aldığı ölüm aylığı kesilmiştir. Mahkemece yapılan yazışmalar sonucunda; davacının 12.01.2007 - 16.08.2012, 16.08.2012 - 31.03.2016 tarihleri arasında, boşandığı kocasının 12.01.2007 - 16.08.2012, 16.08.2012 - 02.04.2013 tarihleri arasında Atatürk Mah. ... Caddesi No: ... İç Kapı No: 1 Selçuk/ İzmir, 14 Mayıs Mah. ......
I-İSTEM Davacı Kurum, davalı ...’in aylığının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeniyle kesilmesi üzerine, davalıya yapılan yersiz aylık ödemelerinin ve yersiz yapılan sağlık giderinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. II-CEVAP Davalı vekili; müvekkilinin kocasının başka bir bayanla yaşamasından dolayı boşandığını, müvekkilinin boşandığı eşinin müşterek çocuklarının aracılığı ile müvekkilinin ve boşandığı eşinin barıştığını, tekrardan evlendiklerini, evlendikten sonra davacı kuruma bildirimde bulunduğunu, müvekkilinin oğulları ve gelinleri ile birlikte yaşadığını, müvekkilinin boşandıktan sonra boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (Mehmet) tarafından, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalının diğer taraf yararına hükmedilen nafakalara ilişkin temyiz itirazı yersizdir. 2-Diğer yönlere ilişkin temyizine gelince; Mahkemece, davacı-davalı ağır kusurlu bulunarak diğer taraf yararına manevi tazminata hükmedilmiştir. Davalı-davacının mahkemece sabit kabul edilen kusurlu davranışları yanında eşine "salak, geri zekalı" dediği ve kocasının soyadını taşımak istemediğini ifade ettiği ve küfrederek evden kovduğu da gerçekleşmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2019 NUMARASI : 2019/37- 2019/395 DAVA KONUSU : Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : Davalı cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı iddiasının doğru olmadığını, müşterek çocuk anne yanında kaldığından ve anne yanında okula gittiğinden arada bir eski eşinin çocuğu görmeye geldiğini, tarafların boşandığı ve birlikte yaşamadığı tüm etrafça bilindiğini, genç ve bekar olan davalının apartmanda yaşanan rahatsızlığı engellemek amacıyla zile eski kocasının adının yanına kendi adını da yazdırdığını, kendisini rahatsız eden veyahut etme potansiyeli olan 3. Kişilere karşı zaman zaman evli izlenimi vermeye çalıştığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bozma kararı dikkate alınmadan karar verildiğini, Kayseri 8.Aile Mahkemesinde velayetin değiştirilmesi davası açtıklarını, çocuğun üstün yararı gözetilerek kararın müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmasına İzin) davalı T3 vekili kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Somut olayda; Davalı tarafından Kayseri 8. Aile Mahkemesinin 2023/568 Esas sayılı dosya ile velayetin değiştirilmesine ilişkin dava açıldığı, dosyanın henüz derdest olduğu, uyap sisteminden yapılan araştırmada duruşmasının 12/12/2023 tarihine bırakıldığı anlaşılmıştır....
Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiğini düşünmüş olsak dahi bilhassa kız çocuklarının velayetinin anneye verilmesi halinde annenin kendi soyadını çocuğa verdikten sonra evlenmesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi ya da sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliği ve istikrarı zedeleyeceği gibi asıl bu gibi uygulamalar çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travmalar yaratacaktır....