Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir. TMK 187.maddesinde "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir."denilmektedir. Somut olayda; davacının evli olduğu, TMK 187.maddesi gereğince evlenmekle kocanın soyadını ve istemesi halinde nüfus idaresine başvurarak önceki soyadını da kullanabileceği, her ne kadar ön adın düzeltilmesi talebi var ise de; evli kadının soyadının değiştirilmesi daha özel madde olan TMK 187.maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır....
-TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, davacı kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 12.000.-TL maddi, 10.000....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Taraflar hakkında yapılan kolluk araştırmasına göre davacı kadının Tokat merkezde iki adet dükkanının olduğu belirtilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Bölge adliye mahkemesince, davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmolunmuş ise de; toplanan delillerden davacı kadının düzenli ve sürekli gelir elde ettiği, bu nedenle kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından iştirak nafakasının miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m.175). Dosyanın incelenmesinde; davacı kadının düzenli geliri olan işte sigortalı olarak çalışığı ve aile şirketinde hissedar olduğu anlaşılmış ancak gelir durumu, şirketin ve hissesinin değeri belirtilmemiştir....
Mahkemece davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de, dosya kapsamına göre yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasından davacı kadının dava devam ederken 15.01.2015 tarihinde çalışmaya başladığı, asgari ücret düzeyinde sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu tarafların gelirlerinin birbirlerine yakın olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemez. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları somut olayda davacı kadın lehine oluşmamıştır. Bu durumda davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilecek yerde, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Davalı-davacı kadının yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması ve tanık beyanlarına göre beden eğitimi öğretmeni olup ücretli öğretmenlik yaptığı belirtilmiş ise de; kadının sürekli ve düzenli gelir elde edip etmediği anlaşılamamaktadır. Buna göre mahkemece, kadının işinin sürekli mahiyette olup olmadığı, gelirinin düzenli ve yeterli olup olmadığı hususunun araştırılarak yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.09.2018 (Çrş.)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Mahkemece, davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmolunmuş ise de; toplanan delillerden kadının çalıştığı, düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır....
Davalı-davacı erkek kadının sigortalı bir işte çalıştığını iddia etmiş, tanıklarda kadının çalıştığını beyan etmiştir. Bu sebeple, mahkemece davacı-davalı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise bunun sürekli mahiyette olup olmadığı, gelirinin düzenli ve yeterli olup olmadığı hususunda yeniden araştırılarak yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile karar verilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.06.2018(Çrş.)...
Eldeki davada, davaya konu taşınmazın 88 ada 52 parsel sayılı taşınmazın revizyonu sonucu oluştuğu ve dayanak tapu kaydının tapulama tutanağında kayıt maliki ...’nin 17.04.1940 tarihli beyanın bulunduğu, buna göre taşınmazın “dedesi ... oğlu ... hibesinden kocası ...’e ondanda hibe yolu ile ...’ye” intikal ettiği ve taşınmazın malik hanesine “... kızı ...” yazıldığı, bu kayıtta soyadının olmadığı, revizyon ile 932 parsel oluşurken ...’ye “...” soyadının eklendiği, baba adının aynı kaldığı, soyadı eklenmesinin dayanağının açıklanmadığı ve 932 parselin tapulama tutanağında ise malik ...’nin ölü, olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır....