Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin başta İnsan Haklan Avrupa Sözleşmesi ile temel hak ve özgürlükleri düzenleyen diğer sözleşmelerde, evli kadının "evlenmeden önceki soyadını muhafaza edeceğine" ilişkin açık bir hüküm ve düzenleme bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile "aynı konuda farklı hüküm" söz konusu değildir. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi "Tekeli-Türkiye" kararında kişinin soyadını, özel hayatın kapsamında kabul etmiş, Türk Medeni Kanununun 187. maddesindeki düzenlemenin "evli kadına kocasının soyadını taşımayı dayattığını, bunun da soyadını seçme ve evlenmeden önceki soyadını muhafaza etme hakkını ortadan kaldırdığını" belirterek, yasal düzenlemenin Sözleşmenin 8. maddesinde düzenlenen "özel hayata" müdahale oluşturduğunu kabul ederek ihlal kararı vermiştir. Burada ihlale yol açan, ulusal mahkemelerin uygulaması veya yasa hükmünü yorum tarzı değil, yasal düzenlemenin bizatihi kendisidir....
AİHM'in, kişinin soyadını özel hayat kapsamında değerlendirerek evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu özel hayata müdahale olarak kabul ettiği birçok kararında, soyadı kullanımı ile ilgili başvurular, Sözleşme'nin 8. maddesinde yer alan "özel hayatın ve aile hayatının korunması" ilkesi kapsamında incelenmiş ve kadının evlendikten sonra yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına ulusal mercilerce izin verilmemesinin, Sözleşmenin özel hayatın gizliliğini öngören 8. maddesiyle bağlantılı olarak, ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Söz konusu AİHM kararları ile AİHS'nin 8. Ve 14. Maddeleri dikkate alındığında kızlık soyismini kullanmak istemek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu hak AİHS 8 ve Anayasanın 17. maddeleri kapsamında bir insan hakkıdır ve cinsiyete dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde uygulanmalıdır....
Davacı boşandığı eşinin soyadı olan “Sarıçiçek” soyadını almak ve nüfus kaydını bu şekilde düzeltilmesini istemektedir. Yasa koyucu boşanma durumunda; boşanmanın hukuksal sonucu olarak, kadının evlenmeden önceki soyadını yeniden alacağını öngörmüştür (TMK.md.173/1). Bu kural kamu düzeni gereğince konulmuş bir emredici hukuk kuralıdır. Bu kuralın tek istisnası hakimin boşanan kadına boşandığı eşin, soyadını taşımaya izin vermesidir (TMK.md.173/2). Yasanın bir emredici hukuk kuralıyla yasakladığı sonucu bir başka yasal olanakla sağlanmak istenmesi “yasaya karşı hile” olup; hukuk düzenince korunamaz....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlenen Kadının Önceki Soyadını Kullanmasına İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, kocasının soyadı bulunmaksızın, sadece evlenmeden önceki soyadını taşımasına izin verilmesini istemiş, davalı olarak nüfus müdürlüğünü göstermiştir. Dava sonucunda verilecek karar, davacının eşi Volkan Kocaman'ın hukuki durumunu da etkileyeceğinden, adı geçenin davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir hüküm kurulması gerekirken, eksik hasım ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soyadı kullanımına izin istemine ilişkin davada Ankara 10. Asliye Hukuk ile 11. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Yasasının 173. maddesi uyarınca soyadı kullanımına izin istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının eşi ...'ın Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesince gaipliğine karar verildiği, Ankara 9. Aile Mahkemesince ise, ...'ın gaipliğine karar verilmesi nedeniyle taraflar arasındaki evliliğin iptal edildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Yasasının 173/2. maddesinde "kadının boşandığı koca soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verir" hükmü yeralmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2020 NUMARASI : 2018/1011 ESAS-2020/39 KARAR DAVA KONUSU : Boşanan Kadının Kocasının Soyadının Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların boşandığını, müşterek çocukların velayetinin anneye verildiğini, boşanma protokolü gereği davalının, davacının soyadı olan Kaplan soyadını kullanmaya devam etmesine izin verildiğini, davalının Kaplan soyadını kullanmaya devam etmeyi istemesindeki sebebin, müşterek çocukların henüz iki yaşında olması, boşanmanın ne olduğunu anlayacak ve idrak edecek yaşta olmaması olduğunu, çocukların şimdi büyüdüğünü ve çocukların 10 yaşını bitirdiğini, çocukların boşanma sürecini sıkıntısız atlattığını, davalının davacının soyadını kullanmasında artık maddi ya da manevi bir yarar olmadığını, müvekkilinin de artık bunu istemediğini, davalının da aynı düşüncede olduğunu bildiklerini beyanla...
Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin başta insan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile temel hak ve özgürlükleri düzenleyen diğer sözleşmelerde, evli kadının "evlenmeden önceki soyadını muhafaza edeceğine" ilişkin açık bir hüküm ve düzenleme bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile "aynı konuda farklı hüküm" söz konusu değildir. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi "Tekeli-Türkiye" kararında kişinin soyadını, özel hayatın kapsamında kabul etmiş, Türk Medeni Kanununun 187. maddesindeki düzenlemenin "evli kadına kocasının soyadını taşımayı dayattığını, bunun da soyadını seçme ve evlenmeden önceki soyadını muhafaza etme hakkını ortadan kaldırdığını" belirterek, yasal düzenlemenin Sözleşmenin 8. maddesinde düzenlenen "özel hayata" müdahale oluşturduğunu kabul ederek ihlal kararı vermiştir. Burada ihlale yol açan, ulusal mahkemelerin uygulaması veya yasa hükmünü yorum tarzı değil, yasal düzenlemenin bizatihi kendisidir....
Bu itibarla; 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 77 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılarak a) Boşanan kadının eşinin soyadını kullanmasına izin davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 74 üncü maddesi gereğince vekâletnamenin boşanan kadının eşinin soyadını kullanmasına izin davası ile ilgili özel yetki içermesi gerektiğinden; özel yetkiyi içeren vekâletnamenin aslı veya onaylı örneğinin dosyaya sunulması için temyiz dilekçesini sunan vekile kesin süre verilmesi, b) Vekâletname sunulmaz ise vekil tarafından verilen temyiz dilekçesinin, 6100 sayılı Kanun’un 77 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi gereğince yetkisiz vekil tarafından yapılmış temyize muvafakat verdiğini açıkça belirtmediği takdirde kararı temyiz etmemiş sayılacağı şerhini içeren davetiye ile davacıya tebliğ edilmesi, 2....
Sözü edilen madde hükümlerinden de açıkça anlaşıldığı üzere, kocası ölen kadın, kendi istemi iie bekarlık soyadını almadıkça veya haklı nedenlere dayanarak soyadının değiştirilmesini isteyip bu yolda mahkemece karar verilmiş olmadıkça, ölen kocasının soyadını taşımayı sürdürür. Kocası ölmekle dul kalan kadının kendisi dışında üçüncü kişilerin onun soyadının değiştirilmesi konusunda dava açma hakları ve doiayısı ile aktif husumet ehliyetleri yoktur. Somut olayda dava, Havva'nın ölen kocasının soyadını kullanmasının önlenmesi ve bu soyadının nüfustan silinmesi davasını kendi adına asaleten, torunları Gökhan ve G.Şayan adına vesayeten açmış bulunan Necati adlı kişinin böyle bir davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine hükmedilmesi gerekirken, davaya bakılarak işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir....
de bu evlilik birliğinde doğan çocukları olarak nüfusta kayıtlıdır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesi hükmü uyarınca kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Somut olayda davacı kadının evlenmekle kocası ...'ün soyadını almış olup, evlilik birliği sürdükçe ve kocası soyadını değiştirmiş olmadıkça kadın kocasının bu soyadını taşımak durumundadır. Saptanan bu durum karşısında davacının kendiliğinden evlenmekle aldığı soyadını değiştirme hakkı bulunmadığından mahkemece davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir....