Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun yakalamalı olarak 11.07.2014 tarihli duruşmada alınan ifadesinde müdafi talebinin bulunmadığı gibi, 18 yaşını doldurmuş olması nedeniyle zorunlu müdafii atanmasının da gerekli olmadığı halde, mahkeme tarafından atanan müdafinin yüzüne karşı tefhim edilen 15.07.2014 tarihli kararı, müdafii temyiz etmiş ise de, anılan müdafinin suça sürüklenen çocuk hakkında verilen mahkumiyet hükmünü temyize yetkisi bulunmadığı gözetilerek, yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün bizzat suça sürüklenen çocuğa tebliğinin gerektiği ancak hükmün suça sürüklenen çocuğa tebliğ edildiğine dair dosyada bir belgeye rastlanmadığından, gerekçeli kararın suça sürüklenen çocuğa usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek, tebliğ belgesi ile birlikte verilmesi halinde temyiz dilekçesi de eklendikten ve ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere iadesinin mahallince...

    Ancak; Suça sürüklenen çocuğa CMK'nın 150/3. maddesi uyarınca atanan zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; zorunlu müdafii için ödenen ücretin yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuğa yükletilmesine ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkartılmasına karar verilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.10.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, boşanan eşler arasındaki çeyiz senedine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeye kadar uygulanacağı, alt soyu dışındakiler yönünden ise bu hak yoksunluğunun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık ve müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılama yapmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan “cinsel istismar suçunun TCK.nın 103/1-a maddesinde belirtilen 15 yaşını tamamlamamış çocuğa karşı tehdit ile işlediği anlaşılmakla cezasının yarı oranda artırılması ile sanığın 14 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına” ilişkin ibarenin ve hüküm fıkralarındaki TCK.nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hükümden çıkartılarak, yerlerine “cinsel...

          Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri; iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda çocuğa adli merci önünde kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde, ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerekliliğini öngörmektedir. Mahkemece bu çocuğa görüşünü ifade etmesi olanağı tanınmamıştır. Öyleyse, mahkemece yapılacak iş; Fatih'in olası sonuçları hakkında bilgilendirilerek velayeti ile ilgili tercihinin sorulması ve gerekli görülürse mahkeme nezdinde ki aile mahkemesi uzman veya uzmanlarından çocukların velayetine esas teşkil etmek üzere yeniden rapor alınması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, çocuğun üstün yararının velayetin ebeveynlerden hangisine bırakılmasında olduğunun saptanması ve hasıl olacak sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

            Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Mahkemece çocuğa görüşünü ifade etmesi olanağı tanınmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; ortak çocuk olası sonuçları hakkında bilgilendirilerek velayeti ile ilgili tercihinin sorulması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, çocuğun üstün yararının velayetinin ebeveynlerden hangisine bırakılmasında olduğunun saptanması, hasıl olacak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan hususların üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

              in kendi adına sıra numarası aldıktan sonra nüfus cüzdanını ve sağlık karnesini sanık ...'a vererek hastaneden ayrıldığı, sanık ...'ın da ...'...

                eşlerin hizmet akdine bağlı olarak çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa kendilerine ödeme yapılması amacıyla banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacı ve boşandığı eşinin talep konusu dönemde verdikleri medula sisteminde kayıtlarda görülen adresleri de ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge yönünden uyuşmazlık konusu döneme ilişkin aydınlatıcı ve geniş kapsamlı emniyet araştırması yapılmalı, anılan adreslerde muhtar ve azalarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı..." gerekçelerine yer verilmiş olup; “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir....

                  Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Davalı kadının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasında, çalışmadığı tespit edilmiş ise de davacı erkek, 27.11.2018 tarihli beyan dilekçesinde kadının sigortalı olarak çalıştığını, düzenli gelirinin olduğunu beyan etmiş olup bu iddiasına ilişkin olarak dilekçesinin ekinde fotoğraf ve bir kısım belgeler ibraz etmiştir. Bu nedenle, davalı kadının yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durumunun araştırılarak, sigortalı olarak çalışıp çalışmadığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunup bulunmadığı, geliri var ise kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelikte olup olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, işten ayrılmış ise kendi isteğiyle mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı hususları araştırılarak sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere hükmün yoksulluk nafakası yönünden bozulması gerekmiştir....

                    eşlerin hizmet akdine bağlı olarak çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa kendilerine ödeme yapılması amacıyla banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacı ve boşandığı eşinin talep konusu dönemde verdikleri medula sisteminde kayıtlarda görülen adresleri de ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge yönünden uyuşmazlık konusu döneme ilişkin aydınlatıcı ve geniş kapsamlı emniyet araştırması yapılmalı, anılan adreslerde muhtar ve azalarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı..." gerekçelerine yer verilmiş olup; “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu