Bu durumda borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde belirttiği 13.08.2015 tarih, öğrenme tarihi kabul edilerek başvurunun süresinde olduğu kabul edilmelidir. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. O halde, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun son hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Maddesi hükmü gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esas olduğundan bu tür senetlerde imzası olan herkes hamile karşı müteselsilen sorumludur. Aval veren kimsenin temin ettiği borç, kambiyo senedi ile borçlanma ehliyeti bulunmayan bir kimse lehine, uydurma bir kimse lehine ya da imzası tahrif edilmiş veya imzası kendisini ilzam etmeyen bir kimse lehine verilmiş avallerde olduğu gibi şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa dahi, aval verenin taahhüdü, kambiyo taahhütlerindeki imzaların istiklaline ilişkin TTK’nun m. 589 hükmünün tekrarı niteliğindeki TTK’nun m.614/2 hükmünce muteberdir(Bkz. Prof.Dr. N. Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku 1987 baskı Sh:245 vd; Prof. Dr. F. Öztan Kıymetli evrak hukuku 2. Baskı Sh: 394,414, 465, 811,812,834; Prof. Dr. Hayri Domaniç, Kıymetli Evrak Hukuku ve Uygulaması, TTK. Şerhi, Sh: 225,226)....
Yukarıda yer verilen tüm yasal düzenlemelere göre, borçlunun borca itirazı ve kambiyo senedi vasfına yönelik şikayeti yasal beş günlük sürede yapılırsa mahkemece incelenebilir. Somut olayda, borçluya ödeme emri 07/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği halde yasal beş günlük süreden sonra 24/11/2017 tarihinde icra mahkemesine başvurmuştur. Borçlunun başvurusu İİK.nın 169/a ve 170/a maddesi kapsamında olup, tebligat usulsüzlüğü de ileri sürülmediğine göre mahkemece itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece borçlunun itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, alacaklının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-1-Borçlunun istinaf başvuru dilekçesinin İİK.nın 363 ve 365 maddeleri gereğince reddine 2-İstinaf başvurusu nedeniyle yatırılan 35,90 TL harcın istemi halinde (davacı) borçluya iadesine, B-1-.......
İcra ve İflas Kanunu, takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi hükümleri bakımından uygulanması gereken HMK'nun 141. maddesi gereğince her ne kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı bulunsa da, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre karşı tarafın açık muvafakatının bulunması hali, söz konusu yasağın istisnalarından biridir....
Anılan itiraz, ödeme, borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004- İstanbul). Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. İİK'nun 169/a maddesinde "Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder." hükmü yer almaktadır....
/Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 15.b., İstanbul 2001, s.25). Türk hukuk öğretisinde kambiyo senetlerinin içerdiği hakkın doğumu konusundaki baskın görüş sözleşme teorisi ile açıklanmakta bu da güven ilkesi ile desteklenmektedir. Bu teoriye göre kambiyo senedinin düzenlenmesi ile içerdiği hak derhal vücut bulmaz, borcun doğumu için ayrıca senedin borç altına girmek kastıyla lehdara da verilmesi yani teslime ilişkin bir de ayni sözleşmenin mevcudiyeti gerekir (Bozer, A./Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, 7.b., Ankara 2017, s.21; Yılmaz, A.L.: Kambiyo Senetlerinde Def’iler, İstanbul 2007, s.51; Öztan, s.106; Kınacıoğlu, s.30 vd.). Bu sözleşmenin kurulması Türk Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri gereği karşılıklı ve aynı yöndeki iradelerin açıklanması ile mümkündür. İradelerin açıklanması ve sakatlanması konusunda da aynı Kanunun hükümleri dikkate alınır....
Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.nun 172. maddesine göre, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte icra dairesine bildirmeye mecburdur. Somut olayda, alacaklı tarafından iki adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takibe başlandığı, borçluya ödeme emrinin 12/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun 14/05/2015 tarihinde mahkemeye başvurarak itiraz ve şikayette bulunduğu görülmektedir. Borçlunun başvurusu kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipte icra müdürlüğünün yetkisine itiraz, imzaya itiraz ve iflas erteleme davasında verilen tedbir nedeniyle takibin iptaline ilişkin şikayet olup, İİK.nun 172. maddesi gereğince icra müdürlüğüne yapılması zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu aleyhine ihtiyati hacze dayalı kambiyo senetlerine mahsuz icra takibine geçildiği, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, takip dosyasında, teminatsız ya da belirli bir taşınmaz ya da teminat mektubunun teminat olarak gösterilmesi karşılığında banka hesapları üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece istemin aşkın haciz şikayeti olarak değerlendirilip şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK'nun 266. maddesinde; borçlunun, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehni yahut muteber bir banka kefaleti...
O halde mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olduğuna karar verildikten sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedilerek işin esasının incelenmiş olması doğru değil ise de mahkemece dayanak bononun teminat olarak verildiği iddiasının da incelenerek yazılı olarak ispat edilemediğine dair verilen karar yerinde olduğundan yanılgılı değerlendirme bozma nedeni yapılmayarak mahkeme kararının onanması cihetine gidilmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddiyle mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer taraftan bono Kanun’da belirtilen zamanaşımı süresinin geçmesi ile birlikte kendiliğinden kambiyo senedi vasfını kaybetmez. Ancak borçlunun zamanaşımı definde bulunması hâlinde bono kambiyo senedi vasfını kaybeder. Borçlu süresi içinde zamanaşımı definde bulunmaz ise bono kambiyo senedi vasfını kaybetmeyeceği için hamil, bonoya dayalı olarak icra takibi yapabilir veya alacak davası açabilir. Ayrıca zamanaşımı bir defi olduğundan hâkim tarafından resen dikkate alınamaz, mutlaka ilgili kişinin bu defiyi ileri sürmesi gerekir (Poroy, Reha/Tekinalp, Ünal: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, ..., 2018, s. 272; Kendigelen/Kırca, s. 264). Borçlunun zamanaşımı defini süresi içerisinde ya dava sırasında ya da icra takibi sırasında ileri sürmesi gerekir. Borçlunun zamanaşımı definde bulunması üzerine bononun hamili, kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını kaybeder....