WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dekont kayıtlarına ilişkin yapılacak tercüme sonrasında dekontlarda davacının borç olarak gönderdiğine dair bir açıklama olmaması halinde, ispat külfetinin davacıda olduğu gözetilerek, davacıya, paranın borç olarak gönderildiğine dair iddiasını yasal delillerle kanıtlama imkanı tanınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken ispat külfeti ters çevrilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 217.00 TL harcın istek halinde iadesine, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    K A R A R Davacı, davalının banka hesabına borç olarak 07.04.2011 tarihinde 10.000,00 TL ve 3.000,00 TL para gönderdiğini, gönderdiğini paranın kendisine geri ödenmediğini ileri sürerek toplamda 13.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, borç olarak verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının parayı aldığını, bankadan çektiğini kabul ettiği, paranın nereye harcandığının resmi bir belge ile belli olmadığı, davacının, davalıya borcunu ödediği savunulmadığına göre veya bağıştan söz edilmediğine göre, paranın borç olarak gönderildiğinin kabul edildiği, esasen, para şirket için gönderilse bile, şirket kayıt ve belgelerinde nereye kullanıldığı gösterilmediğine göre, resmi kayıtlarda yer almadığına göre, para davalının aktifinde sebepsiz bir zenginleşme yarattığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Yargıtay bozma i1amında özetle; "Davacının dayandığı genel kurulda davacı alacağı açıkça ödenmesi gereken borç olarak benimsenmediği, aksine ödenmemesi gereken borçlar listesi arasında sayılmış olduğu, davacının ödünç verme olgusunu kooperatif kayıtları yanında kasa belgeleri ile de kanıtlamasının gerektiği; mahkemece, davacının alacağının kaynağının saptanabilmesi için borç olarak verildiği iddia olunan paranın kooperatif kasasına girip girmediği ve davalı kooperatifin borç almasına gerek bulunup bulunmadığının, kooperatifin ortaklardan temin ettiği gelirler ile kayıt ve kasa belgeleri incelettirilerek belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak, yapılan yargılama sonunda, davacıdan borç alındığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; önceki geri çevirme ilamı gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmakla; yeni bir geri çevirme kararına mahal bırakılmaksızın gerekli açıklamalarla birlikte davaya konu edilen ve davacıya borç çıkartılan döneme ilişkin ay be ay liste şeklinde borç dönemine, borç tutarı toplamına ilişkin belgelerin kurumdan celbedilmesi; davacı tarafından daha önce açılan ... 18....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki borç tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kobulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, kredi kartı borcu bulunması nedeniyle 5464 sayılı yasanın gecici 4.maddesi gereğince 23.3.2006 tarihinde baş vurduğu davalı bankanın, yasa hükmü gereği ödemesi gereken borç tutarı ve aylık taksitlerini fazla hesapladığını bildirerek, anılan yasa gereğince ödemesi gereken borç tutarının tespitini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermediği gibi duruşmalarada katılmamıştır....

            KARAR Davacı, davalıya 15.01.2010 tarihinde banka havalesi ile 20.000,00 TL borç verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi yaptığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davacının borç verdiğini yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının banka havalesi ile davalıya 20.000,00 TL miktarında para gönderdiği ve davalının da bu parayı aldığı ihtilafsızdır. Davacının bu parayı borç olarak gönderdiğini ileri sürmesine rağmen davalı da,borç olarak gönderilmesini davalının yazılı delille ispat etmesi gerektiğini savunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir....

              KARAR Davacı; davalıya 28.06.2004 tarihinde 24.000,00 Euro borç verdiğini, davalının vadesinde borcunu ödemediğini ileri sürerek, 60.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı; davacının dava konusu 24.000,00 Euro parayı kendisine borç olarak değil, bağış olarak verdiğini, davacıya borçlu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalıya borç olarak 24.000,00 Euro para verdiğini ileri sürerek, alacağının hüküm altına alınmasını istemiş; davalı ise verilen paranın borç değil, bağış olarak verildiğini savunmuştur. Görüldüğü üzere davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur....

                Mahkemece, Kurumdan; dava dışı şirketin prim borcundan dolayı davacı adına borç tahakkuku yapılıp yapılmadığı, ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği ve bu ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edilip edilmediği sorulmalı, ödeme emri ve tebligat evraklarının asılları celp edilmeli, borç tahakkukunun olması veya davacı adına düzenlenmiş ödeme emri olması ancak işbu dava tarihinden sonra tebliğ edilmiş olması halinde dava menfi tespit davası olarak değerlendirilerek davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek sonucuna göre karar verilmeli, davacı adına düzenlenmiş ödeme emirlerinin davacıya işbu dava tarihinden önce tebliğ edilmiş olması halinde 7 günlük süre içinde ödeme emrinin iptali davasının açılıp açılmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Davacı adına borç tahakkukunun olmaması halinde hukuki yarar yokluğu gözetilerek karar verilmelidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                  ı tanıdığını, anılan yetkilinin müvekkilinden borç istediğini, müvekkilinin 100.000,00 TL verebileceğini ancak teminat isteğini bunun üzerine dava konusu taşınmazın teminat olarak gösterildiğini belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu şirket, cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, davalı şirket yetkilisi ile diğer davalı arasında 23/01/2012 tarihli ... Tapu Sicil Müdürlüğünde alınan borç gerekçe gösterilerek ipotek senedi düzenlenmiş ise de; alındığı belirtilen borç miktarı 100.000,00 TL olup taşınmazın ise daha düşük değerde olduğu, ipoteğin taşınmaz değerinden daha yüksek yapıldığı, şirkete borç verdiği belirtilen davalı ... ın borç verirken şirketin durumunu araştırması gerektiği ve davacının alacaklı olduğu takibin dayanığı olan alacağın daha eski tarihli olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    dan aldığı borç para karşılığında sahte olarak düzenlediği, keşidecileri katılan ... ve diğer mağdurlar gözüken 3 adet sahte çeki mağdur ...'ya verdiği, böylece sanığın sahtecilik yoluyla şikayetçiyi dolandırdığının iddia edildiği olayda; nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunun işlediğinin iddia edilen somut olayda; 1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde borç kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı cihetle, mahkemece sanığın suça konu çekleri ... isimli şahıstan almış olduğu borçlar karşılığında verdiği kabul edilmiş ise de, kovuşturma aşamasında beyanı alınamayan ...'nın 04.08.2007 tarihli kolluk ifadesinde bu hususun anlaşılamaması nedeniyle gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi amacıyla, ...'...

                      UYAP Entegrasyonu