Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davada haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacı yanın şikayeti süresinde olmadığı gibi gerekçesi de yerinde olmadığını, müvekkil hakkında başlatılmış olan bir takip bulunmakta ve iş bu davanın açılması neticesinde alacaklı olan tarafın takibe devam etmek istediğini, alacaklı olduğu yönünde iradesinin ve tahsile yönelik eylemlerinin devam ettiğini belirterek, davacının süresinde olmayan şikayetin reddi ile davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun şikayetin esastan reddini talep etmiştir. Mahkemece; ödeme emri 28/04/2021 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş olsa da, takip tarihinden sonra borçlunun takipten haberdar olduğu ve tebliğden önce itiraz ettiği, alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla ödeme emri tebliğ edilmese dahi borçlunun itirazı geçerli olup (bkz. Yrg. 12....
. - K A R A R - Davacı, davadışı ...’un keşideci kendisinin kefil, davalının lehtar olarak yer aldığı senede dayalı olarak aleyhine takip başlatıldığını ve usulsüz şekilde ödeme emri tebliği yapıldığını, oysa kendisinin ödeme emrinden geç haberdar olduğunu, boş şekilde imzaladığı bononun sonradan rızası dışında doldurulduğunu ve senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığını belirterek, öncelikle takibin iptali ve durdurulmasına, aksi halde bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımına uğrayan bonoya dair müvekkiline ilamsız takip yapıldığını, bono nedeniyle davacının borçlu olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuş ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, kamu alacağının borçlu şirket ortaklarından tahsil edilebilmesi için şirket hakkında yapılan takibin sonuçsuz kalması ve sonrasında şirket ortağına ödeme emri tebliği gerektiğini, borçluya ve şirketin diğer ortağına ödeme emri tebliğ edilmediğini, borçlu şirket hakkındaki yasal işlemlerin tamamlanmadığını, şirketin acz içinde olduğunun tespit edilmediğini, şikayet olunana sıra cetvelinde pay ayrılmasının doğru olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, borçlu ... ...... Seyahat İnş. Reklamcılık Org. Ltd. Şti.'ne vergi ziyaı cezası kesilmesi üzerine, 6183 sayılı Yasa'nın .../.... maddesi uyarınca şirket temsilcisi... hakkında ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alınarak taşınmazına ihtiyati haciz konulduğunu, 6183 sayılı Yasa'nın ...'nci maddesi gereği alacaklarının imtiyazlı olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. ......
Dış Kapı No:26 İç Kapı No:5 Çukurova/ADANA" adresine çıkarılan ödeme emri tebligatının 20/11/2021 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine 23/11/2021 tarihinde borçlu Tahir Doğuş Topaloğlu'nun mernis adresine T.K 21/2 maddesine göre çıkarılan ödeme emri tebligatının 01/12/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, borçlunun 29/11/2021 tarihinde borca itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya müdürlükçe çıkarılıp bila tebliğ iade edilen ödeme emri bulunmaktadır....
Takip dosyasının yapılan incelemesinde, dosya içerisinde icra müdür yardımcısı Burak Can Çelik tarafından elektronik imza ile imzalanmış örnek 7 ödeme emri ile birlikte örnek 4- 5 icra emrinin bulunduğu, ödeme emri veya icra emirinin tebliği amacıyla çıkartılan tebligat mazbatası üzerinde aynı şekilde ödeme emri ile birlikte icra emri ibarelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu sonucu takip dayanağı belgenin ilam olduğu dikkate alınarak, öncelikle ödeme emri veya icra emri tebliğ edilip edilmediğinin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespiti, borçluya icra emri tebliğ edildiğinin tespit edilmesi halinde ise icra emrinin içeriğine yönelik şikayet nedenleri hakkında tarafların gösterecekleri deliller toplanarak ve değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, borçluya ödeme emri tebliğ edildiği ve borca itirazın icra dairesine yapılması gerektiği gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmesi isabetsizdir....
tebliği talebinde bulunulduğu, 01/06/2018 tarihine kadar dosyada herhangi bir muamele yapılmadığı, borçlulara ödeme emri tebliğine dair bir mazbata olmadığı, ancak davacı borçlular vekilinin, 20/01/2019 tarihinde dosyaya vekaletname ibraz ettiği anlaşılmıştır....
Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına ilişkin şikayetle birlikte imzaya, borca ve fer'ilere itiraza ilişkin olup, Mahkeme ödeme emrinin borçluya tebliğine ilişkin işlemin usulüne uygun olduğundan bahisle şikayetin reddine, şikayet reddedilmekle davacının itirazlarının süre yönünden reddine karar vermiştir. İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, örnek 6 numaralı icra emrinin tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, icra dairesinin yetkisine itirazının yanında, takibin mükerrer olduğunu ve ipoteğin teminat ipoteği olması nedeniyle ödeme emri gönderilmesi gerektiğini ve ipoteğin limitinin aşıldığını ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptalini istediği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Somut olayda, duruşmada tarafların yüzüne karşı tefhim edilen kısa kararda; davanın reddine karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda, borçlunun şikayeti ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilerek, hüküm bölümünde; “... davanın kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 16/09/2013 tarihi olarak kabulüne ...” gerekçesine yer verildiği görülmektedir. Bu durumda, mahkemece; gerekçede, hüküm sonucuna aykırı olarak yer verilen açıklamalar ve hükümde sehven karar verildiğine yönelik mahkemenin çelişki ve tereddüt oluşturan kanaati nedeni ile HMK'nun 297 ve 298. maddelerine uygun olarak açık, net, anlaşılır ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte bir hükmün varlığından söz edilemez. Mahkemece, yukarıda açıklanan usul ve yasa hükümleri gereğince şüphe ve tereddüt oluşturmayacak nitelikte usulüne uygun hüküm kurulması gerekirken, bu maddelere aykırı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2016/5681 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin devamı niteliğindeki takip uyarınca yeniden ödeme emri gönderildiğinin anlaşılmasına, yetkisizlik kararının ödeme emrinin iptali sonucunu doğuracağı ve bu karar kesinleşmeden dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi istenemeyeceği gözetildiğinde yetkisizlik kararının verildiği tarihten itibaren bu kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımı süresinin işlemeyeceğinin tabi bulunmasına, bu haliyle ilk takip uyarınca kesilen zamanaşımı süresinin davacıya yeniden ödeme emri gönderildiği tarih itibariyle de dolmadığı sonucuna varılmasına, öte yandan ödeme emri tebliği öncesinde senedin zamanaşımına uğradığına ilişin itirazlar İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca borca itiraz mahiyetinde olup mahkemece borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken "şikayetin reddine" şeklinde karar verilmesi isabetsiz ise de sonucu itibariyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla bu aşamada yanlışlığın eleştiri sebebi yapılmakla...