Maddelerine uygun olduğu, borca itirazların ise icra müdürlüğüne yapılması gerektiği gerekçesiyle, şikayetin ve itirazın reddine dair 2021/101 E 2021/326 K sayılı karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık deliline dayanmış olmalarına rağmen mahkemece tanıklarının dinlenmediğini, kaldırma kararının aksine delillerinin toplanmadığını, tebliğ işleminin usulsüz olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı şikayeti ile birlikte borca itiraz nedeniyle takibin iptali taleplidir. Borca itirazların reddine ilişkin karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. İstinaf incelemesi usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin yapılacaktır. T.K.'...
İcra Müdürlüğü'nün 2019/1638 sayılı dosyası ile hakkında icra takibi başlatıldığını belirttiği bu durumda borçlunun tebligattan en geç 06.02.2019 tarihinde haberdar olduğu halde, İİK'nin 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 24.01.2020 tarihinde şikayette bulunduğu, belirtilerek usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine yine borçlunun borca itirazını yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürmediği anlaşıldığından borca itirazının da süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte itfa iddiasına dayalı olarak borca itiraz edildiği; mahkemece 14.12.2015 günü, dosya üzerinden verilen kararda borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek ıttıla tarihi olan 11.11.2015 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltildiği, borca itiraz hakkında herhangi bir karar verilmediği, iş bu kararın borçlu tarafından temyiz edilmeksizin sadece tavzih talebinde bulunulması üzerine bu defa...
TK'nun 10/1- 2 maddesinde "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." hükmü yer almaktadır. Yargıtay 12. HD.nin 2013/28946 E. 2013/36975 K. sayılı emsal içtihadında özetle ; ”ödeme emri davetiyesinin “muhatabın belirtilen adresten taşındığı” şerhi verilerek .....tarihinde bila tebliğ iade edildiği, ancak adresten taşındığının kimden öğrenildiğinin mazbata üzerine yazılmadığı, Tebligat Yönetmeliği’nin 30. maddesi gereğince yeni adresinin tespitine yönelik araştırmanın dağıtıcı tarafından araştırılmadığı için TK.nun 10/2. maddesi gereğince işlem yapılamayacağı ...” belirtilmiştir. Somut olayda, davalı alacaklı tarafından genel haciz yoluyla yapılan icra takibinin belgeye dayanmadığı, takip talebinde belirtilen "Cumhuriyet mah....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile tebligatın iptaline karar verildiği görülmektedir. Usule aykırı tebliğin hükmü, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddesinde düzenlenmiştir....
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 27. İcra Müdürlüğü'nün 2019/1471 Esas sayılı dosyasında alacaklı olarak görünen davalı T3 vekili tarafından müvekkili şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra dosyasından gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu, ödeme emrinden 18/11/2019 tarihinde haberdar olunduğunu, bu tarihte icra dosyasında borca itiraz edildiğini, tebligat mazbatası incelendiğinde tebligatın 08/11/2019 tarihinde Murat Akbaş'a tebliğ edildiğini, daimi çalışana tebliğ ibaresinin bulunduğunu, ancak Murat Akbaş'ın müvekkili davacı T1 Gay.Gel.İnş.San.ve Tic....
Trabzon İcra Müdürlüğünün 2022/35 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; borçlu vekilince usulsüz tebligat şikayeti gereği takibin durdurulmuş olması nedeniyle, dosyamızdan alacaklıya ödenen miktarın iadesi için muhtıra gönderilmesini ve bekleyen tahsilatların kendilerine iadesini talep etmiş olduğu Trabzon İcra Müdürlüğünce ilgili talep hakkında, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2014/9415 Esas,2014/12051 Karar sayılı ve 2016/3551Esas ve 2016/17359 Karar sayılı kararları ile "İİK'nın 361. madde hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince borçludan fazla para tahsil edilmiş olması ya da yanlışlıkla ödeme yapılmış olması gerekmektedir. Haczin sonradan kaldırılmış olması önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmaz. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine takibin durdurulması ve hacizlerin bu karar üzerine kaldırılması işlemi İİK'nın 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir....
İcra müdürlüğünün 2019/9167 sayılı dosyasından başlatılan icra takibine müvekkiline yapılan usulsüz tebligat sebebiyle durumu öğrendiği tarihten itibaren 3 yıllık zamanaşımına uğraması nedeniyle borca itiraz ederek, takibin durdurulmasına, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği hususunun tamamen gerçek dışı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Konya 12. İcra Müdürlüğü'nün 2019/6167 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacı borçluya yapılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olduğu, senedin vade tarihi itibariyle üç yıllık zamanaşımı dolmadığından şikayet ve borca itirazın reddine karar verilmiştir....
Tebligat usulsüzlüğü iddiası ise İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olmakla ıttıla tarihinden itibaren aynı sürede icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir. Öte yandan HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca taleplerin herbiri hakkında hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda; örnek 13 nolu ödeme emrinin şikayetçi borçluya 30.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun tebligattan 09.05.2015 günü haberdar olduğunu beyan ederek yasal yedi günlük sürede tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğüne göre mahkemece söz konusu şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karara bağlanması yetki itirazının ise icra müdürlüğüne yapılması gerektiği dikkate alınarak İİK'nun 62. maddesi uyarınca reddi gerekir iken tebligat usulsüzlüğü şikayeti hakkında gerekli inceleme yapılmaksızın bir karar verilmemiş olması ve yetki itirazının kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti, gecikmiş itiraz, ödeme emri ekinde dayanak belgenin gönderilmediği ve ödeme emrinin imzasız ve mühürsüz olduğu iddialarına dayalı ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve ödeme emri iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk HMK'nın 114/1-ı, 115/1. maddeleri, İİK’nın 16, 18, 58, 60, 61 ve 65. maddeleri, Tebligat Kanunu'nun 32 ve 35. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....