Temyiz Sebepleri A.1.Borçlular Gerçek irade ve talebin takibin iptaline ilişkin olduğunu, itiraz dilekçesinin konu kısmında da bu şekilde yazıldığını, Senetlerdeki eksiklik ve tahrifatın resen incelenmediğini, bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmişlerdir. B.1. Alacaklı Borca itirazın yasal süresi içinde itiraz dilekçesinde ileri sürülmediğini, senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin hiç bir somut delil bulunmadığını, dosyaya sunulan 19.12.2018 tarihli dilekçe de her ne kadar kredilerin teminatını teşkil etmek üzere ifadesi kullanılmış ise de, bu ifadenin senetleri teminat senedi olarak nitelemek için yeterli olmadığını, tahsilinde borca mahsup edilmek üzere alındığının kastedildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senelerine mahsus haciz yolu ile takipte teminat iddiasına dayalı borca itiraz ve kambiyo vasfına yönelik şikayete ilişkindir. 2....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın şikayetinin süresi içerisinde açılmadığı bu nedenle davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiği, yapılan icra takibinin 30.01.2018 tarihinde başlatıldığı ve kesinleştiği, davacı tarafça söz konusu takibe, borca itiraz davası yasal hak düşürücü süre geçtikten çok sonra ikame edildiği, davacı tarafın senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarının da yerinde olmadığı, tüm bu sebeplerle davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddini olmadığı taktirde esastan reddini talep etmiştir. Mahkemece; borçluya örnek 10 ödeme emrinin 02/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasında bulunulmuş ise de teminat senedi iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu, borçlunun beş günlük yasal süreden sonra 22/06/2021 tarihinde icra mahkemesinde borca itiraz ettiği görülmektedir. O halde mahkemece borca itirazın süreden reddine karar verilmiştir....
Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde yetki itirazı ile birlikte borca da itiraz ettiği ve bölge adliye mahkemesince yetki itirazının reddine karar verildiği halde, borca itiraz hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmekle, yukarıda değinilen İİK'nun 50/2. ve HMK'nun 297. maddelerinin emredici hükümlerine aykırı davranıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, bölge adliye mahkemesince verilen yetki itirazının reddine ilişkin hüküm kısmı yerinde olmakla birlikte, borca itiraz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, ......
Haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrini alan borçlu icra dairesinin yetkisine, takip konusu borca ve takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edebilir. İtiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve imzaya itirazını açıkça belirtmesi gerekir. Somut olayda borçlu 22/10/2009 tarihli itiraz dilekçesinin konu bölümünde yetkiye ve takibe itiraz şeklinde itirazda bulunduğunu bildirmiş ise de açıklama bölümünde takip yapılan İzmir İcra Müdürlüğü'nün değil Karşıyaka İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek bu sebeple icra takibine ve yetkiye itiraz etttiğini bildirmiştir. İtiraz dilekçesinin içeriğinden itirazın sadece icra dairesinin yetkisine yönelik olduğu, borçlunun takip konusu borca itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlu sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise görevli mahkeme icra mahkemesidir. Mahkemece bu yön gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken itirazın içeriğinde yanılgıya düşülerek işin esası ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte, takip borçlusunun gecikmiş itiraz talebiyle yaptığı şikayet ve borca itiraz davasına ilişkindir. Davalı alacaklı tarafından davacı hakkında Akşehir İcra Müdürlüğü'nün 2020/1259 Esas sayılı dosyasıyla 55.000,00 TL bedelli, 07/01/2019 tanzim, 01/09/2019 ödeme tarihli senede ilişkin 20/03/2020 tarihinde kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatılmıştır. Davacıya ödeme emri 28/05/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı 08/06/2020 tarihinde gecikmiş itiraz sebeplerini bildirerek, borca itiraz ve senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına yönelik şikayet başvurusununda bulunmuştur. Mahkemece borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafça istinafa başvurulmuştur....
Borçlu, itirazında hiçbir sebep bildirmemişse, icra mahkemesindeki itirazın kaldırılması duruşmasında ancak, alacaklının dayandığı senet (belge) metninden anlaşılabilen (borca) itiraz sebeplerini ileri sürebilir. İtirazında sebep bildirmemiş olan borçlu, senet metninden anlaşılamayan itiraz sebeplerini icra mahkemesinde ileri süremez. Somut olayda; alacaklı tarafından senede dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı borçluların itiraz dilekçesinde borcun tamamına, işletilen faize, faiz oranına ve diğer tüm feriler ile dayanak belgeye itiraz ettiklerini beyan ederek borca itirazda bulunduğu, ancak borca itirazlarında sebep bildirmediği, alacaklının duran takibin devamını sağlamak için icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep ettiği, borçluların cevap dilekçesinde dayanak senedin teminat senedi olduğunu ileri sürdüğü, takibe dayanak senette teminata ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece; borçluya örnek 10 ödeme emrinin 20/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından borca itiraz davası açtığı, borçlunun beş günlük yasal süreden sonra 27/06/2022 tarihinde icra mahkemesinde borca itiraz ettiği görülmektedir. O halde mahkemece borca itirazın süreden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, 5 günlük itiraz süresinin hesabında ilk gününün hesaba alınamayacağını, 27/06/2022 tarihinde borca itiraz edildiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; HMK 118/1. maddesine göre ise; dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağından, istinaf dilekçesinin kaydedildiği tarihte de istinaf yoluna başvurulmuş sayılır....
Somut olayda, borçlu vekilinin başvurusu, yetkiye ve borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince; mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların delilleri toplanıp değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 169/a-1. maddesinde; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince, mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması (yetki itirazının incelenmesi hariç) gerekir....
İlamsız takiplerde ödeme emri tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra müdürlüğüne borca itiraz edilebileceği, ödeme emri tebliğ edilmeden önce de borca itiraz edilebileceği, yapılan itirazın geçerli olup, icra müdürlüğünce takibin durdurulması kararının yerinde olduğu, alacaklının takip iradesinin sürdürdüğü de anlaşıldığından mahkemece davanın reddine dair verilen karar isabetlidir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddinedairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Gaziosmanpaşa 2....