WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şu hale göre, borçluların başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur. Pek tabidir ki ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle mirasın reddi yoluna başvurulmuş olmakla, henüz yargılamanın devam ediyor olması durumunda, borçlunun mirası reddettiğini İİK'nun 62/1. maddesinde öngörülen yasal sürede icra dairesine itiraz olarak bildirmesi halinde itirazın kaldırılması talebinin incelenmesi sırasında bu dava bekletici mesele yapılacaktır. (İİK. m.68/4) Ne var ki borçlular, ödeme emri 08.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde, mirasın reddi kararına dayalı olarak, yasal 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra, 11.06.2014 tarihinde icra müdürlüğüne verdikleri dilekçe ile itiraz etmişlerdir....

    borca itiraz ettiklerini, takibin iptaline, davalının asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 169/a-5 maddesinin 5. fıkrasında; "İtirazın kabulü kararı ile takip durur" hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, borca kısmi itiraz ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borca kısmi itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi uyarınca borca itirazın 5 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Öte yandan, İİK'nun 19. maddesi; "Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz... Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takip eden günde biter....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davalı alacaklı şirket vekili tarafından davacı hakkında Karapınar İcra Müdürlüğü'nün 2019/1454 Esas sayılı dosyasıyla kambiyo takibi başlatılmış, davacıya ödeme emri 22/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş davacı yasal 5 günlük süre içinde 27/01/2020 tarihinde borca ve faiz oranına itiraz edilmiştir. Mahkemece davacının borca itirazının reddine, alacağı %20'si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Davacı, davalıya borcu olmadığını İİK'nun 169/a maddesi kapsamında bir belge ile ispatlayamamıştır....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ...Maden Ltd.Şti.arasında Ticari Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalıların bu sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan takibe davalılarca haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra dairesinin yetkisine itiraz ederek, bu itirazlarının kabulünü istemiştir. Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davalılarca sadece icra davasının yetkisine itiraz ettiği, ancak taraflar arasında yetki sözleşmesi göz önüne alınarak yetki itirazının reddine, bu itiraz kesinleşmeden işin esası hakkında karar verilemeyeceğinden itirazın iptali konusunda karar vermeye yer olmadığına karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı borçlular hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir....

          Taraflar arasındaki borca itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın muteriz borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. İTİRAZ Muteriz borçlu itiraz dilekçesinde; alacaklıya borcu olmadığını, taraflar arasında borca sebep olabilecek ticari ilişki bulunmadığını, takibin kötüniyetli başlatıldığını ileri sürerek, borca itirazının kabulü ile takibin ve ödeme emrinin iptaline ve lehine tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....

            DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Somut olayda; davalı tarafında davacı hakkında İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2019/14056 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, ödeme emrinin davacı-borçluya 03/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı-borçlu tarafından 10/10/2019 tarihinde borca itiraz edildiği, İİK'nın 168/5 ve 169. maddeleri gereğince yetkiye, borca ve imzaya itirazın beş gün içerisinde yapılacağının düzenlenmesi karşısında, davacının yasal süre geçtikten sonra borca itiraz ettiği, bu sebeple itirazın süresinde olmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

            inkar edilmediği gerekçesiyle uyuşmazlığın borca itiraz olarak nitelendirilerek borca itirazın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

            DAVA Borçlu keşideci itiraz dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, takibe dayanak senedin “kendisi taraından imzalanan senet” olmadığını, senedin kendisi tarafından doldurulmadığını, borcunun bulunmadığını, “aslı olmayan bir senet”ten kaynaklanan borcun kendisine ait olmadığını, borcun sebebine, borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; takibe konu senedin kambiyo senedi vasfını taşıdığını, temelindeki hukuki sebepten mücerret olduğunu, muteriz borçlu tarafından borca ve imzaya itiraza ilişkin belge sunulmadığını savunarak itirazın reddi ile muteriz borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. III....

              UYAP Entegrasyonu