Antalya Genel İcra Dairesinin ... sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ...Ş. tarafından davalı ... aleyhine 12.052,80-TL asıl alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya ... tebliğ edildiği, borçlunun ... tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, takibin durduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalıdan 12.052,80-TL asıl alacağı olduğundan bahisle Antalya Genel İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde ibraz ettiği itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacı vekilinin takibin devamı için 12.052,80-TL asıl alacak üzerinden eldeki itirazın iptali davasını ikame ettiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, davalı borçlunun takibe itiraz dilekçesinde, davacı ile aralarında akdi ilişkinin bulunmadığı, davacıya borçlu olmadığını belirterek borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. ......
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki sözlü iş yeri kira sözleşmesi kapsamında ödenmeyen birikmiş kira borcunun tahsili için davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, davalının 20.12.2008 ve 20.11.2009 aylarına ilişkin toplam 4.400 TL kira alacağına itirazda bulunduğunu, borca açıkca kısmi itiraz edildiği belirtilmediğinden takibin tamamen durduğunu ileri sürerek 4.400 TL' lik kısım hakkında dava açma hakkı saklı kalmak üzere itirazın 23.119.11 TL yönünden iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1. fıkrasına yer alan " borca vaki itirazının iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına" cümlesinin "borca vaki itirazının iptali ile takibin yasal faizi ile devamına" şeklinde düzeltilmesine, kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan 166.00 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ltd.Şti olup, ... tarihinde toplam 508.157,01-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlular tarafından ... tarihinde borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, daha sonra yine borçlular tarafından ... tarihli dilekçe ile itirazlarından vazgeçtiklerinin bildirildiği, bunun üzerine icra müdürlüğünce takibin kesinleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Kayseri ... İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı icra dosyasının bir suretinin celbi ile yapılan tetkikinde; alacaklısının T. ... Bankası ..., borçlularının ... ve ... olup, ... tarihinde toplam 1.366.188,91-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlular tarafından ... tarihinde borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, daha sonra yine borçlular tarafından ... tarihli dilekçe ile itirazlarından vazgeçtiklerinin bildirildiği, bunun üzerine icra müdürlüğünce takibin kesinleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır....
nun 168/5. maddesine dayalı olarak borca itiraz ettiği, mahkemece, itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
nun 168/5. maddesine dayalı olarak borca itiraz ettiği, mahkemece, itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Davalı vekili, icra takibinin yetkiye ve borca itiraz nedeniyle durduğunu, dava konusu icra takip dosyasında ödeme emrinin icra mahkemesince iptal edildiğini, iptal edilen ödeme emrinin bu kez usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligatın usule aykırı olup, geçersiz olduğuna yönelik itirazın süresi içinde borca ve yetkiye itiraz ile birlikte yapıldığını, bu haliyle davanın itirazın iptali davası olmayıp ancak alacak davası olabileceğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, yanlar arasındaki sipariş sözleşmelerinde ......
Ödeme emri tebliği üzerine davalı kiracı süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde,takibe,borca ve faize itiraz ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, faize ilişkin itirazın iptaline, İİK 62/4 maddesi gereğince borca kısmi itiraz edildiğinde itiraz edilen kısım açıkça belirtilmemişse itiraz edilmemiş sayılacağından borçlunun kısmi itirazında miktar açıkça belirtilmediğinden borca yönelik itirazın yapılmamış sayılması gerektiği, dolayısıyla geçerli olmayan bir itirazın iptalinde de davacı alacaklının hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca 6183 sayılı Kanuna tabi alacaklarla ilgili icra dairesindeki takibin hüküm ifade etmeyeceği, kira alacağı dışındaki belediye gelirlerine ilişkin diğer alacak kalemlerinin de kamu alacağı niteliğinde ve 6183 sayılı Kanunun hükümlerine tabi olup icra dairesinde takibinin yapılmasının mümkün bulunmadığı, geçersiz bir takipte itirazın iptalinin talep edilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senetlerin kambiyo vasfında olduğunu, müvekkiline ödeme yapılmadığını, davacının imzaya itiraz etmediğini söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Tüm dosya kapsamı ele alındığında, uyuşmazlığın kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde takibin iptali istemi ile birlikte ve borca itiraz olduğu anlaşılmıştır. Takip dayanağı belgeler incelendiğinde, alacaklının davalı T3 olduğu ve senetlerin lehdar kısmının tüzel kişi olarak belirlendiği ve takip dayanağı senetlerin kambiyo vasfını haiz olduğu, 25/04/2020 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli senedin yanızca 9.064,82 TL lik miktarının icra takibine konu edilmesine engel bir düzenleme de olmadığından takibin iptali isteminin reddine karar verilmiştir....
nun 169. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5.fıkrasında, “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ........