Borçlunun, takip dayanağı senedin sözleşme nedeniyle verildiğine yönelik başvurusu, borca itiraz niteliğindedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 3....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/7189 E sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, ancak icra dosyasına yapmı olduğu yetkiye, borca ve takibe itiraz sebebi ile takibin durduğunu, davalı borçlu aleyhine ödenmeyen toplam alacağın 5.580,38 TL olduğunu, toplam alacağın takip tarihinden itibaren %28,08 temerrüt faiz oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile tahsilinin talep edildiğini, bu miktar üzerinde takibe geçildiğini, öncelikle borçlunun yasaya ve usule uygun olmayan yetki itirazının reddi gerektiğini, davalı borçlunun borca ve takibe yapmış olduğu itirazlarının da hukuki mesnetten yoksun ve tamamen kötü niyetli ve takibin sürüncemede bırakılmasına sebebiyet vermek kasdıyla yapılmış itirazlar olduğunu belirterek, davalı borçlunun yasaya ve usule uygun olmayan yetki itirazının reddi ile takibin açıldığı yer icra müdürlüğünün yetkili olduğuna, haksız ve de yasal dayanaktan yoksun bulunan borca ve takibi de yapılan tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli olarak itirazda...
İcra Dairesi'nin 2009/3954 takip sayılı dosyasında, borçlular tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiği, davalı- borçlu şirketin itirazı üzerine 13.05.2009 tarihinde, davalı-borçlu ...' in itirazı üzerine 14.04.2009 tarihinde takibin her iki borçlu açısından durdurulduğu, alacaklı tarafından Kayseri 2....
İcra Müdürlüğünün 2021/3793 esas sayılı dosyası ile davacı hakkında 200.000,00 TL bedelli takip başlattığını, davacının itirazı üzerine takibin durmuş olmasına rağmen davacının davalıya herhangi bir borcu olmaması nedeniyle haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan takibin iptali gerektiğini, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, takip itiraz üzerine durduğundan davacının takibin iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davalının alacağı olduğunu iddia etmesi halinde itirazın iptali davası açacağını ve davacının tüm itirazlarını bu davada ileri sürebileceğini, davacının ayrıca menfi tespit davası da açtığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir....
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra...
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar...
Dava, TTK.nun 1301.maddesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... şirketi, Şişli 1.İcra Müdürlüğü’nün 2006/8302 Esas sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibinde bulunmuş, davalılar icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine karşı, itirazın iptali istemi ile açılan iş bu dava HUMK.’ndaki genel yetki kuralları uyarınca, davalıların ikametgahı olan yetkili Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır. İİK.nun 67.maddesine dayanan ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz olmayan itirazın iptali davasının, takibin yapıldığı İcra Dairesinin yetki çevresinde görüleceğine dair bir usul hükmü de yoktur. O halde, mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Bu durumda, mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07/07/2015 tarih ve 2015/......
konulduğunu 24.02.2021 tarihinde öğrendiğini, icra müdürlüğünün borca itiraz dilekçelerini yanlış değerlendirdiğini, davacının itiraz dilekçesinin gerekçe kısmında borca itiraz sebebini ve borcun oluşmadığını yazdığı halde icra müdürlüğünce itiraz dilekçesindeki takibin durdurulmasına karar verilmesi yönündeki talepleri hakkında karar verilmediğini, bu nedenle icra müdürlüğünün 09.02.2021 tarihli işleminin yasal hükümlere aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini beyan ederek icra müdürülüğünün kararının iptali ile davacıya tebliğ edilmiş olan borç muhtırasının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, asıl davada ...’a ait 5 nolu abonelikten kaynaklanan borca davalılar ... ve ...’in müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile kefil olmaları nedeniyle Finike İcra Müdürlüğünün 2005/8 sayılı takip dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, davalıların ödeme emrine itiraz etmeleri üzerine takibin durduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 İcra İnkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir....