Davalı ... vekili, mirasçıların TKM’nin 550.maddesinde yazılı bulunan eylemleri gerçekleştirmedikleri takdirde terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebileceklerini, bu talebin yasal hakları olduğunu, ancak maddede belirtildiği üzere terekenin borca batık olduğu ve mirasçıların terekeyi açık veya örtülü olarak kabul etmediklerini ispat etmeleri gerektiğini, davacıların murisleri ...'...
Hükmüne uyulan bozma ilamında borca batıklık yönünden bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu, mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve borca batıklığın tespitinde aktifin rayiç değeri gözetilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilmiştir. Ne var ki mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bilirkişi kurulunun, firma merkezinde yapılan görüşmelerden sonra çok uzun zaman geçmesine rağmen istenen belgeler ve bilgilerin bilirkişi heyetine sunulmadığı , istenen incelemelerin yapılmasının sağlanamadığı na ilişkin düzenlediği ön rapordan sonra, bozma ilamında belirtilen bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderir şekilde her hangi bir rapor alınmadan, şirketin aktifinin rayiç değeri gözetilerek borca batıklık tespit edilmeden ve çelişkili bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru değildir....
Hükmüne uyulan bozma ilamında borca batıklık yönünden bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu, mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve borca batıklığın tespitinde aktifin rayiç değeri gözetilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilmiştir. Ne var ki mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bilirkişi kurulunun, firma merkezinde yapılan görüşmelerden sonra çok uzun zaman geçmesine rağmen istenen belgeler ve bilgilerin bilirkişi heyetine sunulmadığı , istenen incelemelerin yapılmasının sağlanamadığı na ilişkin düzenlediği ön rapordan sonra, bozma ilamında belirtilen bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderir şekilde her hangi bir rapor alınmadan, şirketin aktifinin rayiç değeri gözetilerek borca batıklık tespit edilmeden ve çelişkili bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru değildir....
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davacının borca batık olduğu, ancak iyileştirme projesinin ödeme kaynakları ve borçların ödenmesi hususunda somut veri içermediği gerekçesiyle, iflas erteleme talebinin reddine, davacı şirketin iflasına dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 04.06.2012 günlü, 2012/1016 esas, 2012/3919 karar sayılı ilamı ile “mahkemece alınan 28.06.2010 tarihli bilirkişi raporunda, davacı şirketin borca batıklığının 16.811,62 TL olduğu, daha sonra alınan 07.07.2011 tarihli raporda ise 1.474.376,56 TL olduğu, ek raporda da 1.377.008,68 TL olduğu tespit edilmiş ve borç ödeme miktarı ise 946.039,50 TL olarak belirlenmiştir. Bilirkişi raporları arasında borca batıklık miktarları yönünden fahiş farklılık bulunduğu gibi mahkemece, davacı şirketin oldukça yüksek oranda borçlarını ödemiş olması hususu değerlendirilmemiş bu ödemelere rağmen borç bakiyesinin düşmemesi sebebi de tartışılmamıştır....
- K A R A R - İflasın ertelenmesini talep eden vekili, hastane işleten müvekkili şirketin işletme ruhsatını 9 ay gecikmeli olarak almasından dolayı borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesinde öngörülen tedbirlerin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulabileceğini belirterek müvekkili şirketin iflasnın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, borca batık olan şirketin alacaklıları ile anlaşarak borçlarını yapılandırdığı, alacaklıların borca batıklık durumuna ve iyileştirme projesine ciddi bir itirazda bulunmadıkları belirtilerek, şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir....
-KARAR- İflasın ertelenmesi talebinde bulunan vekili, mermer ve hayvan yemi üretimi alanında faaliyet gösteren müvekkili şirketin ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesi kapsamında uygulanacak tedbirlerle müvekkilinin borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğunu belirterek şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur....
İflasın ertelenebilmesi için erteleme talebinde bulunan sermaye şirketi ve kooperatifin borca batık durumda olması, mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin bulunması ve fevkalade mühletten yararlanmış olması gerekir. Erteleme talebi TTK.nun 324/2. maddesine göre borca batıklık bildirimi anlamındadır. Bu nedenlerle mahkemenin öncelikle şirketin borca batık durumda olup olmadığını tespit etmesi, borca batık durumda ise ıslahının mümkün bulunup bulunmadığını incelemesi gerekir. Sermaye şirketi veya kooperatifin borca batık durumda olması halinde iflasını veya iflasın ertelenmesini düzenleyen llK.nun 179 ve TTK.nun 324. maddesinde bu istemin ilanına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. İflasın ertelenmesi kurumu erteleme talebinde bulunan şirketin menfaati gözönüne alınarak düzenlenmiş ise de alacaklıların menfaatleri de şüphesiz korunmalıdır....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak senet örneğinin ödeme emri ekinde davacıya gönderildiğini, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu ve davacının borçtan sorumlu olduğunu, borca itirazlarını ispata yönelik delil sunmadığını beyanla davanın reddine karar vermiştir. Mahkeme; şikayet ve borca itirazın süresinde olduğu, ödeme emri tebliğ evrakına dayanak belgelerin gönderildiğinin şerh edildiği, bunun aksinin ispat edilemediği, bu nedenle şikayetin reddi gerektiği, davacının borca itirazlarını ispata yönelik İİK'nun 169/a/1 maddesinde belirtilen resmi veya imzası ikrar edilmiş herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı, ayrıca icra dosyasında talep edilen işlenmiş faizin de usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile borca itirazların da reddine karar vermiştir....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK'nin Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur....