Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kesinleşmesini sağlayacığını, davacının icranın geri bırakılmasını talep ederken icranın geri bırakılmasının şartlarının hiç birine dayanmadığını, sadece "takibe konu borç bulunmamaktadır" dediğini, davacının İİK m. 33 gereği icranın geri bırakılmasını talep etmişken yerel mahkemenin, davayı icra emrine itiraz olarak değerlendirip davayı kabul ettiğini, yerel mahkemenin davacının takip ehliyeti olmadığından konuyu re'sen ele aldığını, gerekçesine dayanak teşkil eden Yargıtay kararının dahi verilen kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu açık seçik ortaya koyduğunu, kefalet beyanında firma kaşesi altında çift imza olduğu açık seçik ortadayken kefaletin geçerli olmadığını ileri sürmenin iyiniyet kuralları ve basiretli tacir kuramı ile bağdaşmadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda inceleme yapılmasını, şikayetin/icranın geri bırakılması talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar...

Sayılı icra dosyasından ilamlı icra takibi başlatıldığını, dava konusu olayda davacı borçlunun takibe dayanak ilamı icranın geri bırakılması talepli olarak istinaf ettiğine ilişkin derkenar almadığını, icra müdürlüğüne bu yönde bir talepte de bulunmadığını, icra dosyasına teminat bedelini de yatırmadığını, davacı yanın icranın geri bırakılması kararı verilebilmesi için gerekli koşulları yerine getirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/687 Esas ve 2011/869 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulü ile davacı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, verilen kararın haksız bir karar olduğunu, zamanaşımına uğramayan ve şartları oluşmayan icranın geri bırakılması kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürerek, zamanaşımının vaki olmadığının tespiti ile icra takibinin devamına, ... .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04.08.2011 tarih 2011/687 Esas 2011/869 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra dosyasındaki belgenin zamanaşımına uğramış olması ve takipsizlik nedeniyle yapılan işlemlerin de iptali nedeniyle ... .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/687 Esas sayılı dosyasında icranın geri bırakılması talebinde bulunduklarını, icranın geri bırakılması talebinin İcra Hukuk Mahkemesi tarafından kabul edilerek kararın kesinleştiğini, kesinleşen bir hükmün tartışılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2021 NUMARASI : 2021/521 2021/676 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.10.2021 tarih 2021/521 esas 2021/676 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin 8. İcra Müdürlüğünün 2021/5011 E sayılı dosyasıyla Mersin 1. Aile Mahkemesinin 2008/124- 710 esas ve karar sayılı ilamına dayanılarak müvekkili aleyhine ilamlı takip yapıldığını, takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, yine alacaklının müvekkilinden boşandıktan sonra 06/09/2011 tarihinde yeni bir evlilik yaptığını, evlilik tarihinden sonraki dönem için nafaka talep edilemeyeceğini belirterek takibin iptaline, icranın geri bırakılmasına, davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından (1) adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte;borçlunun,borcun itfa edildiğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borçlunun borçlu olmadığının İ.İ.K. 71/1 maddesi gereğince noter tasdikli veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispat edilemediğinden icranın geri bırakılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin takibin durdurulması, yetkiye, imzaya ve borca itiraz taleplerini ihtiva etmesine karşılık, itirazın sadece "yetki" yönünden incelenerek karara bağlandığını, takibin durdurulması, tazminat ve para cezası talepleri hakkında bir karar oluşturulmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup hükmün kaldırılması gerektiğini bu nedenle takibin durdurulmasına, lehlerine %20 tazminata, takip alacaklısı aleyhine %10 para cezasına hükmedilerek yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, yetkiye, imzaya, borca itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu Kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı(1) sayılı tarifede gereğince istinaf başvuru harcının ve istinaf peşin harcının alınması zorunludur....

      Somut olayda, örnek 10 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilinin en son 28/08/2009 tarihinde maaş haczi talebinde bulunduğu ve zamanaşımının kesilmiş olduğu, bu tarihten şikayet tarihine kadar dosyadan maaş haciz kesintisi dışında bir işlem yapılmadığı, maaş haczi kesintilerinin de bir icra takip işlemi olmadığı, bu haliyle maaş haczi talebi ile yeniden başlayan 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve icranın geri bırakılması şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır. Bu nedenlerle istinaf başvurusu yerinde değildir. (emsal karar; Yargıtay 12....

      HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup mahkemece davacının imzaya açık itirazı gözetilerek dava doğru şekilde imzaya ve itiraz olarak nitelendirilmiştir. Davalının, davacının sadece borca itiraz ettiği yolundaki istinaf sebep ve gerekçesi dava dilekçesi içeriğine göre yerinde değildir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK'nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerekmektedir. İmza itirazında, imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. (HGK'nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12- 259 E., 2006/231 K. sayılı kararı)....

      uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince davacı- borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına dair karar vermek gerekmiştir....

      Mahkemece davacının borca ve ferilerine itirazları yönünden herhangi bir inceleme yapılmadığı göz önüne alındığında dairemizce yapılan incelemede takibe konu asıl alacak yönünden istenilen işlemiş faiz oranının yasal sınırlar içerisinde kaldığı, davacının İİK 169/a maddesi gereğince borçlu olmadığına ilişkin iddialarını yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacının borca ve ferilerine itirazları yerinde görülmemiştir. Davalının istinaf istemine yönelik olarak mahkemece imzaya itiraz edilen ve bilirkişi incelemesi yapılan 155.000 TL'lik senede ilişkin asıl alacak ve ferileri yönünden takibin durdurulmasına, sair senetlere ilişkin borca ve ferilere itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, takibin tümü yönünden imzaya itirazın kabulüne yönelik karar isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu