Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sayıldığını, takip dayanağı senede, senet altındaki imzasına ve senet içeriğine itiraz edilebileceği ilgili maddede açıkça anlaşıldığını, sahte olarak düzenlenmiş olan bonodaki kefil ve şirket yetkilisi olarak imzanın müvekkiline ait olduğunu, fakat bunun dışındaki kısım sonradan eklenilerek altında müvekkilinin imzası bulunan sayfa sahte bir şekilde bono haline getirildiğini, bononun sahte olduğunu, temerrüt söz konusu olmadığından faize de itiraz ettiklerini, faiz oranının da fahiş olduğunu ve itiraz ettiklerini, borca, faize, bono içeriğine tüm ferilere, takibe itiraz ettiklerini, HMK m. 209 vd’de düzenlenen sahtelik iddiası borca ortadan kaldıran özel bir düzenleme olup, sahtelik iddiası borca itirazın bir nevi olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....

DAVA Davacı borçlu vekili itiraz dilekçesinde, takip konusu senetler üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve borcu bulunmadığını beyanla imzaya borca ve tüm ferilere itirazla takibin iptali ile icra tazminatına ve para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde iddiaların yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, grafoloji uzmanı bilirkişi tarafından tanzim edilen 06.01.2022 havale tarihli raporda takibe konu senetteki imzaların borçlunun eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı, raporun denetime uygun olduğu, imzaya itirazın reddi gerektiği öte yandan, davacının borçlu olmadığına dair resmi veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge sunamadığından borca itirazının da yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2020 NUMARASI : 2019/431 2020/714 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; aleyhine Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2019/6141 Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, ikametinin Orhangazi ilçesi olduğunu, Bursa 17....

    aykırı olduğunu, esasen müvekkilinin borcu bulunmadığı gibi temerrüt gerçekleşmediğinden faiz talep edilemeyeceğini, ödeme emrinin takip talebi içeriğine uygun düzenlenmediğini, alacak nedeni olarak kiraya dayanılmış ise de, hangi yıl ve aylar kira alacağı olduğunun belirtilmediğini, alacağın belirsiz olduğunu, bu husustaki şikayetin süreye tabi olmadığını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile borca, faiz ve ferilere itirazlarının kabulü ile takibin ve ödeme emrinin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına, borçlu olunmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

    A.Ş. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Adi kiraya ve hasılat kiralarına ait örnek 13 ilamsız takipte, borçluların icra dairesine verdikleri itiraz dilekçesinde, taşınmazın 2001 yılına kadar kullanıp tahliye edildiğini, 2002 yılında ise 3. kişinin taşınmazı davacının murisinden kiralayarak kullanmaya devam ettiğinden borçları olmadığını ileri sürerek borca, faize, ferilere itiraz ettikleri, alacaklının itirazın kaldırılması ve tahliye istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, kira aktinin davalılar tarafından kesin olarak reddi nedeni ile alacaklının itirazın kaldırılması ve tahliye isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, borçlu Koray A.Ş tarafından tazminat yönünden ve kiralayan alacaklı tarafından esas yönünden ilk derece mahkemesi kararına karşı...

      itiraz nedeniyle itiraz edilen miktarın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Aile Mahkemesi'nin 2020/1401 Esas sayılı dosyasında 17.05.2021 tarihli ara kararı ile hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakası alacağının tahsili istemi ile borçlu hakkında 18.08.2021 tarihinde ilamsız takip başlatılmış, ödeme emri davalı borçluya 26.08.2021 tarihinde, vekiline 04.10.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili 02.09.2021 tarihinde verdiği itiraz dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine, borca, faize ve tüm ferilere itiraz edildiğini bildirmiş, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş, 27.12.2021 tarihinde açılan dava ile itirazın kaldırılmasına ve tazminata hükmedilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve asıl alacağın %20'si oranında tazminata hükmedilmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo takibinde imzaya, borca ve ferilere itiraza ilişkindir. Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu şirket vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, imzaya, borca ve ferilere itiraz ettiği, mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine, dair karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 170/3.maddesinde; "İcra mahkemesi 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir" düzenlemesine yer verilmiş olmakla, senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK.nun 26.4.2006 tarih ve 2006/12- 259 E., 2006/231 K. sayılı kararı). Bu konuda borçluya süre verilerek sonuca gidilemez....

      Somut olayda alacaklı vekili vasıtasıyla keşideci borçlu aleyhinde bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlu vekilinin 16.03.2011 tarihli banka dekontu ile borca kısmi itiraz ettiği, alacaklı vekilinin 27.12.2011 tarihli cevap dilekçesi ile kısmi ödemeyi kabul ettiği, mahkemece, davanın kabulü ile asıl alacak miktarının 17.500 TL'si ile buna ilişkin faiz miktarı olan 785,35 TL'nin iptaline, kalan miktar yönünden takibin devamına yönelik dosya üzerinde karar verildiği görülmektedir. Borçlu vekilinin kısmi itirazında 7.935 TL ve bu miktara ilişkin ferilere itiraz etmesine karşın mahkemece, talep aşılarak 17.500 TL asıl alacak ile hatalı hesaplama sonucu 785,35 TL işlemiş faizin iptaline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi ödeme def'inde bulunulduğuna göre İİK'nun 169/a'ya göre duruşma açılmaması da doğru görülmemiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde; Dayanak belgenin İİK 68.madde bağlamında belge olduğunu bu nedenle ispat külfetinin borçluda olduğunu, itiraz incelendiğinde borçlunun aradaki hukuki ilişkiye, dekonta ve dekont açılmasına itiraz olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafından borçlu şirket aleyhine bir adet banka dekontuna dayalı icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı-borçlunun da yasal süre de borca, faize ve tüm ferilere yönelik itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Davacı istinaf eden dayanak belgenin İİK 68.madde bağlamında bir belge olduğunu, borçlunun dekont içeriğine doğrudan itiraz olmadığını, dolasıyla artık ispat yükünün davalIya ait olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemektedir....

        UYAP Entegrasyonu