WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı dosyası ile takip açıldığını, anılan takipte ödeme emirleri davalıya tebliğ edilince davalının takip konusu alacağa itiraz ettiğini, davalının itirazlarının takibi geciktirmeye yönelik olduğunu, bu yönüyle haksız ve hukuka aykırı olarak borca ve faize itiraz etmesi nedeniyle davalının alacakların %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini, davalının, Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün ... esas sayılı dosyası ile yapılan ilamsız takipte asıl alacağa ve faize ilişkin itirazının iptaline, takip konusu borçlara ve faizlere yapılan itirazların haksız ve takibi geciktirmeye yönelik olması nedeniyle davalının alacak miktarlarının güncel tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Noterliği'nin 20895 yevmiye numaralı evrakı ile 8 günlük yasal süre içinde itiraz edildiğinin kabul edildiği, alacaklının ise hesap kat ihtarına süresinde itiraz edilmediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davacı borçluların dava dilekçesinde; borca itirazlarını hesap kat ihtarına cevaplarında belirtmiş olduklarını beyan ederek borca itiraz ettikleri, faize ayrıca ve açıkça itiraz etmedikleri görülmektedir. İhtarnameye süresi içinde itiraz edilmesi borçlulara icra emri gönderilmesine engel teşkil etmez ise de Bölge Adliye Mahkemesi'nce öncelikle, ... 48. Noterliğinin 05.07.2017 tarih ve 66896 yevmiye numaralı kat ihtarının ve ihtarın borçluya ve ipotekli taşınmaz malikine tebliğine ilişkin tebliğ şerhinin dosyaya getirtilip, süresinde hesap kat ihtarına itiraz edilip edilmediğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde tespiti gerekir....

      Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı, davacının kurs bedeli 3.630. YTL'nin faizi ile iadesi için davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğünde 19.1.2005 tarihinde icra takibi yaptığı, davalının yasal sürede sözleşmede ... icra daireleri yetkili kılındığı gerekçesiyle yetkiye, borca ve faize itiraz ettiği, davacının da ... Tüketici 2006/13660-2007/1622 Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mahkemeninde kabulünde olduğu üzere icra takibinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edildiğinde, itirazın iptali davasına bakan mahkeme kendi yetkisine itiraz edilmese dahi icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemekle yükümlüdür. İtirazın iptali davasını görme yetkisi icra takibinin yapıldığı yer mahkemesine aittir. İcra takibi yetkili icra dairesinde yapılmamışsa, itirazın iptaline bakan mahkeme, davayı reddetmelidir. Somut uyuşmazlıkta, icra takibi ......

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/01/2021 NUMARASI : 2018/641 ESAS - 2021/89 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve borca itiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacılar tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 31.İcra Müdürlüğü'nün 2018/16790 esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü takibe konu bonolardaki imzaların müvekkillerine ve müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, müvekkillerinin davalıya borcu da bulunmadığını, bu nedenle borca itiraz ettiklerini, takipte talep edilen işlemiş faize ve faiz oranına da itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

        Sayılı dosyasında 50.915,73 ₺ takip çıkış miktarı ile ilamsız icra takibi başlattığını, borçlunun kredi borcunun müvekkili nezdinde muaccel olduğunu, borçlu itiraz dilekçesinde borcun tamamına, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz etmiş ise de, takibin Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde görüleceğini, itiraz eden borçlunun sözleşmede imzası bulunduğunu, borçlunun işbu takibe ilişkin yetkiye borcun tamamına, faize, faiz oranlarına ve diğer tüm ferilere itiraz ettiğini, borçlunun yetki itirazının reddini, yetkili icra müdürlüklerinin İstanbul İcra Müdürlükleri olduğuna karar verilmesini, borçlunun haksız ve kötü niyetli borca, faize ve ferilerine olan itirazlarının reddi gerektiği gözetilerek davalarının kabulü ile itirazın iptalini, davalı aleyhine %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2019/7757 ve 2019/7759 Esas sayılı dosyaları ile kullanılan krediye istinaden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi açıldığını, aynı borca ilişkin Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2019/7760 Esas sayılı dosyası ile aynı kredi borcuna istinaden ilamsız takip yolu ile daha önce takipler yapıldığını, mükerrer ve hukuksuz açılan aynı borca ilişkin ikinci ve üçüncü icra takiplerinin iptali gerektiğini, borcun tek ve aynı olduğunda çekişme bulunmadığını, serbest irade ile %40 faizin kabul edildiği iddia edilmekle davacının genel işlem şartlarına katılma yoluyla girdiği edimler arasında dengesizlik bulunduğunu, takip sonrası işlemiş faizin fahiş miktarda olduğunu, makul olmayan faiz oranına itiraz edildiğini, aynı borç için ilamlı takip yapıldığını, ikinci takibin iptali gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; ilamsız icra takibinde borca ve faize itiraz niteliğindedir....

          Maddesi gereği borca itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde yapılması gerekmekle; somut olayda itirazın son günü 27/12/2016 tarihi olup, salı gününe denk gelmekte, yine bu süre içerisinde--alındığında davalının 30/12/2016 tarihinde yaptığı itirazında süresi içerisinde borca itiraz edilmediği anlaşılmış olup, ortada geçerli bir itirazın varlığından söz etmek mümkün değildir. Dava tarihi itibariyle borca geçerli bir itiraz bulunmadığından, davacı tarafça iş bu davanın açılmasında hukuki yararı bulunmamaktadır....

            Davalı borçlu 14.02.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkiline ait arazinin ... tarafından 30.12.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığını, yıllık kira bedelinin 370 kg. buğday bedeli baz alınarak hesaplanacağını, müvekkilinin 2013 yılına ait kira alacağının 113.050,00 TL olduğunu, kiracı ... aleyhine 2013 yılına ait kira borcunu ödemediğinden 113.050 TL asıl alacak ve faizi için icra takibi başlatıldığını, borçlu ...’in bu icra dosyasına 96.671,30 TL ödediğini, kalan borca ise itiraz ettiğini, müvekkilinin 2013 yılına ait kira alacağı halen tam olarak ödenmemişken ... tarafından 2013 yılına ait 20.000 TL fazla ödeme yaptığı iddiası ile söz konusu 20.000 TL’nin mahsubu için başlattığı icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir....

              Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, İİK’nın 269. maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Somut olayda; kiracı borçlunun 04.09.2020 tarihinde icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde faize ve faiz oranına itiraz ettiği ancak mahkemece bu yönlerden itirazın yerinde olup olmadığı değerlendirilmeksizin karar verildiği görülmüştür. O halde, kiracı borçlunun faize de itiraz ettiği dikkate alınarak ileri sürülen tüm itiraz nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan konuda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsiz olup, kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                HMK'nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. O halde, mahkemece, HMK.nun 297/2.maddesi gözeltilmek suretiyle infazı mümkün ve anlaşılabilir nitelikte tüm taleplerle ilgili olarak tek tek karar verilmesi gerekirken, borçlu tarafın 50.000 TL'lik bonoya ilişkin itirazları ve faize yönelik itirazı hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden sadece 250.000 TL'lik bonoya yönelik borca itirazın incelenmesi suretiyle sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu