"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından (1) adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte;borçlunun,borcun itfa edildiğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borçlunun borçlu olmadığının İ.İ.K. 71/1 maddesi gereğince noter tasdikli veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispat edilemediğinden icranın geri bırakılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/687 Esas ve 2011/869 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulü ile davacı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, verilen kararın haksız bir karar olduğunu, zamanaşımına uğramayan ve şartları oluşmayan icranın geri bırakılması kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürerek, zamanaşımının vaki olmadığının tespiti ile icra takibinin devamına, ... .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04.08.2011 tarih 2011/687 Esas 2011/869 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra dosyasındaki belgenin zamanaşımına uğramış olması ve takipsizlik nedeniyle yapılan işlemlerin de iptali nedeniyle ... .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/687 Esas sayılı dosyasında icranın geri bırakılması talebinde bulunduklarını, icranın geri bırakılması talebinin İcra Hukuk Mahkemesi tarafından kabul edilerek kararın kesinleştiğini, kesinleşen bir hükmün tartışılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir....
Somut olayda, örnek 10 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilinin en son 28/08/2009 tarihinde maaş haczi talebinde bulunduğu ve zamanaşımının kesilmiş olduğu, bu tarihten şikayet tarihine kadar dosyadan maaş haciz kesintisi dışında bir işlem yapılmadığı, maaş haczi kesintilerinin de bir icra takip işlemi olmadığı, bu haliyle maaş haczi talebi ile yeniden başlayan 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve icranın geri bırakılması şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır. Bu nedenlerle istinaf başvurusu yerinde değildir. (emsal karar; Yargıtay 12....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin takibin durdurulması, yetkiye, imzaya ve borca itiraz taleplerini ihtiva etmesine karşılık, itirazın sadece "yetki" yönünden incelenerek karara bağlandığını, takibin durdurulması, tazminat ve para cezası talepleri hakkında bir karar oluşturulmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup hükmün kaldırılması gerektiğini bu nedenle takibin durdurulmasına, lehlerine %20 tazminata, takip alacaklısı aleyhine %10 para cezasına hükmedilerek yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, yetkiye, imzaya, borca itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu Kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı(1) sayılı tarifede gereğince istinaf başvuru harcının ve istinaf peşin harcının alınması zorunludur....
Somut olayda; davacı borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra sunmuş olduğu 19/02/2020 tarihli ve alacaklı T3 tarafından imzalanan belgede, şikayete konu takip dosyasına konu tüm alacağın fer'ileriyle birlikte alacaklıya ödendiğinin, tahsil harcı alacaklıya ait olmak üzere alacaklının haricen tahsilat nedeniyle icra dosyasından feragat edeceğinin yazılı olduğu, alacaklı bu belgedeki imzaya itiraz etmeyip, imzanın baskı ve tehdit altında atıldığını iddia etmiş ise de, ödeme belgesinin zorla alındığına ilişkin olarak itiraz tarihi itibariyle kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi, bu iddianın dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesi mümkün değildir, bu nedenle ödeme belgesinin İİK'nın 169/a maddesi kapsamında belge olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda Mahkemece, davanın kabulü ile haricen tahsilat nedeniyle borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir....
HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup mahkemece davacının imzaya açık itirazı gözetilerek dava doğru şekilde imzaya ve itiraz olarak nitelendirilmiştir. Davalının, davacının sadece borca itiraz ettiği yolundaki istinaf sebep ve gerekçesi dava dilekçesi içeriğine göre yerinde değildir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK'nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerekmektedir. İmza itirazında, imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. (HGK'nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12- 259 E., 2006/231 K. sayılı kararı)....
Davacı borçlu vekili , istinaf dilekçesinde imzasına itiraz etmek istedikleri senetlerden birisini maddi hataya dayalı olarak itiraz dilekçesinde yanlış bildirdiklerini ancak 06/12/2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ve 16/01/2020 tarihli duruşmada 11/11/2018 düzenleme tarihli 210.000 TL lik senetteki imzaya itiraz ettiklerini beyan ederek hatalarını düzelttiklerini, duruşmada hazır olan davalı vekilinin buna itiraz etmediğini, davalı vekilinin itiraz etmeyerek iddialarını genişletmelerini zımnen kabul ettiğini beyan etmiş ise de; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı gibi, HMK.nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve dava prosedüründe tatbiki mümkün olan ıslah müessesesinin imzaya itiraz hakkında uygulanma olanağı da yoktur....
Mahkemece davacının borca ve ferilerine itirazları yönünden herhangi bir inceleme yapılmadığı göz önüne alındığında dairemizce yapılan incelemede takibe konu asıl alacak yönünden istenilen işlemiş faiz oranının yasal sınırlar içerisinde kaldığı, davacının İİK 169/a maddesi gereğince borçlu olmadığına ilişkin iddialarını yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacının borca ve ferilerine itirazları yerinde görülmemiştir. Davalının istinaf istemine yönelik olarak mahkemece imzaya itiraz edilen ve bilirkişi incelemesi yapılan 155.000 TL'lik senede ilişkin asıl alacak ve ferileri yönünden takibin durdurulmasına, sair senetlere ilişkin borca ve ferilere itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, takibin tümü yönünden imzaya itirazın kabulüne yönelik karar isabetsizdir....
istendiği, mahkemece icranın geri bırakılmasına ve karar kesinleştiğinde hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
İTİRAZ: İhtiyati haciz talep eden vekili itiraz dilekçesinde; ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan alacaklının teminat yatırması kuralına 06/11/2021 tarihli 31651 Sayılı resmi gazete ile yürürlüğe giren 7241 sayılı Kanun'un 8. maddesinin d bendinde "Bankanın her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve icranın geri bırakılması taleplerinde teminat şartı aranmaz" ibaresi ile istisna getirildiğini, bu kanunun yürürlük tarihi olan 06/11/2021 tarihinden itibaren bankaların ihtiyati haciz taleplerine teminat şartı aranmayacağını belirterek ihtiyati hacze konu alacağın bankacılık ilişkilerinden kaynaklanan bir alacak olması sebebiyle ihtiyati haciz taleplerinin teminat şartı aranmadan kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....