Buna göre somut olayda; Fatsa İcra Müdürlüğü'nün 2018/5327 Esas sayılı dosyasında örnek (10) numaralı ödeme emrinin borçlu davacıya 21/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından mahkemenin 2019/5 Esas sayılı dosyasında 09/01/2019 tarihinde Fatsa İcra Müdürlüğü'nün 2018/5327 Esas sayılı takip dosyasında imzaya itiraz edildiği, ancak dosyanın takipsiz bırakılması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, iş bu imzaya itiraz davasının da 26/11/2020 tarihinde açıldığı, davacının en geç mahkemenin 2019/5 Esas sayılı dosyasının dava tarihi olan 09/01/2019 tarihinde takipten haberdar olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlunun ödeme emrinden ve takipten en geç 09/01/2019 tarihinde haberdar olduğu, davacı borçlunun 26/11/2020 tarihinde imzaya itiraz ettiği ancak davacının 5 günlük yasal süresi içerisinde itiraz etmediği anlaşılmakla; davacının davasının süre yönünden reddine dair karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
kesinleşmesini sağlayacığını, davacının icranın geri bırakılmasını talep ederken icranın geri bırakılmasının şartlarının hiç birine dayanmadığını, sadece "takibe konu borç bulunmamaktadır" dediğini, davacının İİK m. 33 gereği icranın geri bırakılmasını talep etmişken yerel mahkemenin, davayı icra emrine itiraz olarak değerlendirip davayı kabul ettiğini, yerel mahkemenin davacının takip ehliyeti olmadığından konuyu re'sen ele aldığını, gerekçesine dayanak teşkil eden Yargıtay kararının dahi verilen kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu açık seçik ortaya koyduğunu, kefalet beyanında firma kaşesi altında çift imza olduğu açık seçik ortadayken kefaletin geçerli olmadığını ileri sürmenin iyiniyet kuralları ve basiretli tacir kuramı ile bağdaşmadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda inceleme yapılmasını, şikayetin/icranın geri bırakılması talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar...
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın icra dosyasına vekalet sunmasıyla birlikte borçlu vekilince dosyaya borcunun kabul edildiğine dair herhangi bir kabul beyanın bulunmadığını, dosyaya vekaletname sunulmuş olmasının icra takibi kesinleşir hale getirmediğini, icra takibinin borçlunun adresinin bulunamaması nedeniyle bu zamana kadar kesinleştirilemediğini, davacı yanın iddialarını kabul etmemekle beraber iddiaların doğru olduğu düşünülecek dahi olsa davacı yanın davayı yanlış açtığını, kesinleşmeyen icra takibinden dolayı 3 yıllık zaman aşımı itirazında bulunacak ise yenilenen icra dosyası yönünden icranın geri bırakılması talebinden ziyade ödeme emrine itiraz il birlikte icra takibinin iptalini talep etmesi gerekirken icranın geri bırakılması talebinde bulunulduğunu, talebin dosyaya şamil olmak üzere hukuken bir dayanağının bulunmadığını, davacı tarafın 5 günlük ödeme emrine itiraz süresini kaçırmış ve...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/11/2019 NUMARASI : 2019/197 ESAS 2019/231 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/197 Esas 2019/231 Karar sayılı mahkeme kararının istinaf yolu ile tetkiki davalı alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle; Adana 11. İcra Dairesi'nin 2009/10192 E sayılı dosyasından çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını ancak takibin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan TTK hükümlerine göre dosya işlemden kaldırıldıktan sonra altı aylık süre içerisinde yenilenmediğinden zamanaşımına uğradığını beyan etmiş, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra mahkemeleri, önüne gelen uyuşmazlıkları, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen takip hukuku kurallarına göre inceleyerek sonuçlandıran özel mahkemeler olup, verdikleri kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK.nun 169/a, 170. maddelerine dayalı yetkiye, borca ve imzaya itiraz olup, teknik anlamda bir dava değildir. Bu nedenle HMK.nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve dava prosedüründe tatbiki mümkün olan ıslah müessesesinin imzaya itiraz hakkında uygulanma olanağı yoktur. Bu nedenle terekenin hükmen borca batık olduğunu ileri sürerek davanın ıslah edildiği, TMK'nun 605/2. maddesine dayanan olguların bir menfi tespit davasının konusu olabileceği, bu olguların dar yetkili icra mahkemesinde tartışılamayacağı, menfi tespit davası açıldığına ve mirasın hükmen reddedildiğine dair bilgi ve belge getirilmediği gerekçesi ile itirazın reddi kararı yerinde değildir....
Sayılı icra dosyasından ilamlı icra takibi başlatıldığını, dava konusu olayda davacı borçlunun takibe dayanak ilamı icranın geri bırakılması talepli olarak istinaf ettiğine ilişkin derkenar almadığını, icra müdürlüğüne bu yönde bir talepte de bulunmadığını, icra dosyasına teminat bedelini de yatırmadığını, davacı yanın icranın geri bırakılması kararı verilebilmesi için gerekli koşulları yerine getirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1303 KARAR NO : 2021/626 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2020 NUMARASI : 2019/137 ESAS, 2020/69 KARAR DAVA KONUSU : BORCA VE İMZAYA İTİRAZ KARAR : Akhisar İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/137 Esas, 2020/69 Karar sayılı dosyasında verilen imzaya ve borca itirazların ayrı ayrı reddi kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin amcası Mustafa Karaduman'ın vefat ettiğini, ekli veraset ilamına göre, haklarında açılan icra takibinde bahsedilen borç miktarının yarısından müteveffanın bir kardeşinin çocukları ve geri kalan yarısından ise müteveffanın diğer kardeşinin çocukları olan alacaklı davalı T6 ve kardeşlerinin sorumlu olduğunu, Akhisar 2....
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 30/11/2022 KARAR TARİHİ : 14/02/2024 KARAR Y.TARİHİ : 20/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından 10/03/2011 keşide tarihli 27.500,00 TL bedelli çekin tanzim edilerek davacıya verildiğini, çekin gününde tahsil edilememesi sebebiyle ... sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde borca ve imzaya itiraz edilmediğini, borçlunun borcu karşılayacak mal varlığı bulunmadığı için alacağın tahsil edilemediğini, davacı tarafça icra dosyasının yenilendiğini, davalı tarafın zamanaşımı sebebi ile icranın geri bırakılması talebinde bulunduğunu ve .......
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2021 NUMARASI : 2021/521 2021/676 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.10.2021 tarih 2021/521 esas 2021/676 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin 8. İcra Müdürlüğünün 2021/5011 E sayılı dosyasıyla Mersin 1. Aile Mahkemesinin 2008/124- 710 esas ve karar sayılı ilamına dayanılarak müvekkili aleyhine ilamlı takip yapıldığını, takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, yine alacaklının müvekkilinden boşandıktan sonra 06/09/2011 tarihinde yeni bir evlilik yaptığını, evlilik tarihinden sonraki dönem için nafaka talep edilemeyeceğini belirterek takibin iptaline, icranın geri bırakılmasına, davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince davacı- borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına dair karar vermek gerekmiştir....