Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhinde faturaya dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine karşı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin müvekkiline 21/05/2013 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine yasal yedi günlük itiraz süresi içerisinde icra müdürlüğünde borca itiraz edildiğini, buna rağmen icra müdürlüğünce borca hiç itiraz edilmemiş gibi dosya hesabı yapılarak müvekkiline bakiye borç muhtırası gönderildiğini ve muhtıranın müvekkiline 17/06/2013 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü işleminin iptalini talep ettiği...

    Dava; borca itiraz davası olup, verilen kararda kamu düzenine aykırılık da görülmemiştir. Bu nedenle, başvurunun HMK'nın 355. maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Her ne kadar davacı borca itiraz etmiş ise de ; davacı borçluya çıkarılan ödeme emrinin 28/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve 5 günlük yasal itiraz süresinin son günün 03/12/2019 (salı) olduğu ve son güne denk gelen herhangi bir dini ve resmi bayramın bulunmadığı belirlenmekle, davacının davasını 5 günlük itiraz süresi geçirilerek 05/12/2019 tarihinde açtığı görülmekle davanın süre yönünden reddine " dair karar verildiği görülmüştür....

    Mahkemece; İncelenen icra dosyasına sunulan borca itiraz dilekçesinin bizzat borçlu adına imzalanmış olduğu, dilekçenin üçüncü kişi tarafından teslim edildiğine ilişkin dilekçe uyap kaydında ve davacı tarafından sunulan sureti üzerinde şerh bulunmadığı, dilekçe üzerindeki imzaya yönelik itiraz bulunmadığı, dilekçenin usulsüz olduğu iddia edilen vekaletnameye istinaden vekil tarafından imzalandığının iddia edilmediği, bu haliyle borca itiraz dilekçesinin icra dairesine ulaşması ile itiraz üzerine icra müdürlüğünün vermiş olduğu şikayete ilişkin kararların usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte borçlunun mahkeme huzurunda yapmış olduğu ikrarın dikkate alınmasını gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    Mahkememizde yapılan incelemede; davalılar ..., ... ve ... tarafından icra dairesine sunulan borca itiraz dilekçesinde iş bu davalıların yalnızca icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ederek yetkili icra dairesini gösterdikleri anlaşılmakla, sadece icra dairesinin yetkisine itiraz edip, borca itiraz etmedikleri tespit edilmekle İİK 50/2 maddesi uyarınca alacaklının talebi ile icra hukuk mahkemesinde yetki itirazının kaldırılması talep edilmesi gerektiğinden, icra davası yetkisine yönelik itirazın icra hukuk mahkemesince incelenmesine ilişkin düzenlemesi dikkate alınarak dava dilekçesinin HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri gereğince görev yönünden reddine, dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine şeklinde aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir....

      Dairemizin kaldırma kararında, Mahkemece davacı/borçlunun borca ve faize yönelik itirazlarının incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Davalı/alacaklı vekili, Dairemizin kaldırma kararından sonra 14/11/2021 tarihinde takip dosyasına sunduğu dilekçe ile takipteki işlemiş faiz alacağından feragat ettiğini bildirmiş ve feragat harcını yatırmıştır. Bu durumda işlemiş faize yönelik itiraz konusuz kalmıştır. Davacının takip sonrası için istenen faiz oranına yönelik açık bir itirazı bulunmamaktadır. Davacı dilekçesinde, borca itirazına ilişkin bir sebep bildirmemiş, imzalar müvekkiline ait olmadığından müvekkilinin borcu bulunmadığını ileri sürmüştür. Bu durumda İİK'nın 169/a-l. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlanamayan borca itirazın da reddine karar verilmesi gerekirken, borca itiraz bakımından da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde olmamış ise de, istinaf edenin sıfatı gözetilerek aleyhe hüküm kurulamayacağından bu yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1726 KARAR NO : 2022/2244 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARS İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/11/2020 NUMARASI : 2020/102 ESAS, 2020/123 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen borca itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2319 KARAR NO : 2023/1333 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/04/2022 NUMARASI : 2021/113 ESAS, 2022/154 KARAR DAVA KONUSU : BORCA İTİRAZ-USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : Ödemiş İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/113 Esas, 2022/154 Karar sayılı dosyasında verilen borca itiraz yönünden davanın açılmamış sayılması kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2021/273 E. sayılı takip dosyasından müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, söz konusu ödeme emrinin müvekkilinin adresinin kapısına yapıştırılmadığını ayrıca müvekkilinin İsmail Temizer adında bir komşusunun da bulunmadığını, takibe konu senedin tüketici kredisi ile birlikte müvekkiline...

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin borca itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmadığını, yasal itiraz süresi geçtikten sonra 01/03/2021 tarihinde dava dilekçesinden ayrı olarak itiraz dilekçesi göndermiş olduğunu, süresi içerisinde yapılmayan yetki itirazına muvafakatlerinin olmadığını, her ne kadar yetki itirazında yetkili icra dairesinin İznik olduğu gösterilmişse de takibin başlatıldığı Bursa İcra Daireleri de T.B.K. 89. Maddesine göre seçimlik haklarından dolayı yetkili olduğunu, ayrıca söz konusu icra takibinde borca yapılan itirazın haksız ve borcun tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu belirterek, davanın reddine, takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının yetki itirazının reddine, davacının borca, faize ve borcun fer'ilerine yönelik itirazları ile tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, dair karar verilmiştir....

      Somut olayda, davacı alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla takipte davalı borçlunun, süresinde verdiği itiraz dilekçesinde, yetki itirazı dışında borca da itiraz ettiği, ancak akdi ilişkinin borçlu tarafından inkar edilmediği, sadece borçlu olmadığı belirtilerek itiraz edildiği, davaya cevap dilekçesinde de aynı şekilde sadece borçlu olmadığı belirtilerek akdi ilişki inkar edilmediğinden, 6098 sayılı TBK'nın 89. maddesinin uygulanması imkanı bulunmaktadır. Bu durumda, HMK'nın 10, TBK'nın 89. maddesi hükümleri uyarınca sözleşmenin yerine getirileceği ve alacaklının ikametgahı olan İzmir İcra Daireleri yetkilidir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kaldırılması talebinin reddi kararı usul ve yasaya aykırıdır. Davalı borçlu icra takibine yaptığı itirazında borca ve ferilerine de itiraz ettiğinden, davacı alacaklının İİK'nın 68. maddesi uyarınca borca ve ferilerine itirazının kaldırılması talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir....

      UYAP Entegrasyonu