WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bononun tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK'nun 690. maddesinin yollaması ile aynı Kanun'un 661/1.maddesi hükmü gereğince, bonoda keşideci ve onun gibi sorumlu olan aval verene karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi vade tarihinden itibaren 3 yıldır. Somut olayda, takip dayanağı bononun vade tarihi 07.08.2011 tarihi olup, takip tarihi olan 09.04.2014 tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle mahkemece yanılgılı değerlendirme ile zamanaşımı hesabında borçlunun takipten haberdar olma tarihi olan 20.08.2014 tarihi esas alınmak suretiyle zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan zamanaşımı itirazı niteliği itibariyle İİK'nun 169/a-1 maddesi kapsamında "borca itiraz" mahiyetinde olup bu konudaki istemin anılan Yasa hükmü uyarınca mutlaka duruşma açılarak incelenmesi gerekirken evrak üzerinde karar verilmesi de doğru görülmemiştir....

    , takibe konu çekin keşide tarihine göre 6 aylık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, zamanaşımı süresinin dosyada birçok kez dolduğunu beyanla icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Alacaklı HSBC Bank A.Ş. tarafından borçlu Coşkun Biçer aleyhine kredi kartı, ihtarname, hesap özeti ve banka kayıtlarına dayanarak 02/03/2009 tarihinde ilamsız icra takibi yapılmış, takip borçlusuna örnek no 7 ödeme emri TK'nın 35. maddesi uyarınca 24/03/2009 tarihinde tebliğ edilmiş, 11/06/2009 tarihinde fiili haciz talep edilmiş, 26/06/2009 tarihinde haciz işlemi yapılmış, 01/03/2010 ve 15/07/2010 ve 23/08/2010 tarihinde haciz talebinde bulunulmuş, 09/08/2021 tarihinde dosyanın yenilenmesi ve borçlunun veraset ilamının alınması için yetki belgesi verilmesi istenmiş, davacı mirasçıya 07/10/2021 tarihinde örnek 7 ödeme emri tebliğ edilmiş, davacı borca ilişkin itiraz dilekçesi vermiş, 14.10.2021 tarihinde açılan dava ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne, icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/20 E. sayılı dosyası ile dava açtığını, davacının davayı 15 gün sonra açtığını, söz konusu davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı itirazında bulunulmasının 5 günlük itiraz ve 7 günlük şikayet sürelerine tabi olduğunu, 14/03/2012-01/10/2012, 07/10/2012- 24/04/2013 tarihleri arasında işlem yapılmayarak 6 aylık zamanaşımı süresinin geçtiğinin iddia edildiğini, buna göre zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı tarihin 14/03/2012 olduğunu, çeklerde zamanaşımı süresinin 3 yıla çıkarıldığı tarihin ise 03/02/2012 olduğunu, bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra zamanaşımı süresinin işlemeye başladığını, bu nedenle yeni kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek, zamanaşımının gerçekleştiği iddiasıyla icranın geri bırakılması kararının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

      yapılmadığını, 1 yıllık sürenin aşıldığını beyanla davalı hamil olmadığından takibin iptaline, takip sonrası zamanaşımı gerçekleştiğinden icranın geri bırakılmasına ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

      Dolayısıyla ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebi olarak nitelendirilmek suretiyle, davanın kabulüne ve icranın zaman aşımı nedeniyle geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, hatalı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan, HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, davanın kabulü ile, icranın zamanaşımı nedeniyle geri bırakılmasına, davalı alacaklı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....

      Maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı bu sebeple takip tarihi itibariyle 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından alacaklı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak; Mahkemece, borçluların takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ile İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir Öte yandan İİK'nun 169/a-6 maddesi uyarınca tazminata hükmedilebilmesi için itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi gerekir. Zamanaşımı itirazı esasa ilişkin bir itiraz olmadığından, borçlu ve alacaklı yararına tazminata da hükmedilemeyecektir. Bu nedenle alacaklı vekilinin aleyhine hükmedilen tazminata yönelik istinaf istemi yerindedir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, çeklerde talilik ilkesinin sözkonusu olduğunu, takibin asıl borçlusu Balık-İş Su T4 Şti. yönünden altı aylık zamanaşımı süresinin geçtiğini, bu nedenle davacı borçlu yönünden de zamanaşımı süresinin geçtiğinin kabulü gerektiğini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İcra kefillerinin taahhüdü kambiyo taahhüdü niteliğinde bulunmadığından onlar bakımından uygulanacak zamanaşımı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte dayanak belge için Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen zamanaşımı süresi değildir. İcra Kefilinin borcunun icra kefaletinden kaynaklandığı, icra kefaletinin ise İİK'nın 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup, bu gibi hallerde İİK'nın 39. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı tabidir....

      Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak zamanaşımı oluştuğunu ileri sürmüş olmakla; başvuru bu hali ile İİK'nın 71/2. maddesi göndermesiyle İİK'nın 33/a maddesine dayalı zamanaşımı nedenine dayalı icranın geri bırakılması istemidir. İİK'nın 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nın 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde icranın geri bırakılması için ilamlı takiplere ilişkin İİK'nın 33/a maddesine atıf yapıldığı, ancak aynı Kanunun 33. maddesinin 3. fıkrasına atıf yapılmadığı anlaşılmaktadır....

        olduğunu, bu nedenlerle icra takibinin durdurulmasına, borca konu olan senedin zaman aşımına uğraması sebebiyle takibin iptaline ve yapılan hacizlerin fekkine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Devrek İcra Dairesinin 2018/3513 sayılı icra dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; somut olayda davacı her ne kadar takibin iptalini talep etmiş ise de takibin iptalinin en geniş talep türü olması, bu talebin davanın mahiyeti gereği icranın geri bırakılması talebini içerdiği ve icranın geri bırakılmasına karar verilebileceğinin açık olduğu, yine hacizlerin fekki talebi hakkında ise icra müdürlüğüne talep sonucunda değerlendirilecek bir husus olması nedeniyle hüküm kurmaya gerek görülmediği, bu nedenlerle davacının icranın geri bırakılması talebinin kabulüne karaır verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu