İcra Hukuk Mahkemesi'nin 03.11.2010 tarih, 2010/761E-2010/1068K sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeniyle borçlu hakkında icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu, bu kararın kesinleşmesinden sonra alacaklı tarafından İİK'nun 33/a maddesi 2. fıkrası kapsımında ve yasal 7 günlük süre içerisinde genel mahkemede dava açıldığını dair dosya içeresinde herhangi belge yada tarafların beyanı bulunmamaktadır. Alacaklı tarafından İİK'nun 33/a maddesi 2. fıkrası kapsamında açılmış bir dava bulunmadığına göre, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkin ilam kesin hüküm teşkil eder ve bu ilam doğrultusunda borçlu hakkındaki takip iptal edilmiş sayılır. İcranın geri bırakılması ilamı nedeniyle borçlu hakkındaki takip iptal edilmiş olduğuna göre, iptal edilen takip dosyası üzerinden borcun kabul beyanına dayalı olarak takibi devam edilmesi doğru değildir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı müvekkili tarafından icranın geri bırakılması kararına karşı kanuna uygun olarak 7 günlük süre içerisinde dava açılmış olduğunu ve işbu dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin devam ettiği göz önüne alındığında hacizlerin fekkine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ve davalı bakımından telafisi güç ve önlenemeyecek nitelikte zararlara yol açacağını, davalı müvekkili tarafından açılan bu davalarda dava konusu tasarrufların bir kısmı yönünden davalı alacaklı müvekkili lehine iptal kararları verilmesi üzerine davalı alacaklının dava konusu taşınmazların satış aşamasına geçtiği dönemde borçlularca icranın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/1005 E. Sayılı dosyası ile icranın geri bırakılması talepli dava açıldığını, icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine İcra ve İflas Kanunu'nun 33/a maddesi uyarınca davalı Müvekkili tarafından İstanbul 6....
Sayılı dosyasında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talep ettiği, ...2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/237 E. sayılı dosyası ile takip hakkında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı verildiği, davacı alacaklı tarafından İİK' nun 33a/2 maddesi uyarınca açılmış bir dava bulunup bulunmadığı davacı vekilinden sorulduğu, davacı vekilinin böyle bir dava açmadıklarını beyan etmesi üzerine davanın ön şart yokluğundan reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 20/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA Alacaklılar vekili şikayet dilekçesinde; Belediye aleyhine başlattığı ilamlı icra takibinde, Belediyenin taşınmazını teminat göstererek icranın geri bırakılması kararı aldığını, takibe dayanak ilamın kesinleşmesi üzerine Belediyenin banka hesaplarına haciz konulması talebinin İcra Müdürlüğünce kabul edilip sonrasında 22.09.2020 tarihli işlem ile Belediyeye ait taşınmazın daha önce teminat gösterilmesinden ötürü sehven konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, takibin kesinleşmesinden sonra haciz talebinde bulunma yetkisi olduğunu, İcra Müdürlüğünce hatalı karar verildiğini ileri sürerek 22.09.2020 tarihli müdürlük işleminin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Borçlu vekili cevap dilekçesinde; icranın geri bırakılması kararı almak için gösterdiği teminatın (taşınmaz) dosya alacağını karşıladığını, Belediyenin haberi olmadan banka hesaplarına haciz konulamayacağını beyan ederek talebin reddini istemiştir. III....
Noterliğinin 2018/58033 ve 2018/49584 yevmiye sayısıyla gönderilen ihtarnamelere itiraz ettiklerini, bankaya yapılan ödemelerde gecikme yaşanmamasına rağmen takip yapılmasının kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin konkordato sürecinde olması nedeniyle kredi ilişkisinin kat edilmesinin ve takip başlatılmasının İİK'nun 296. Maddesine aykırı olduğunu, borcun imhal edildiğini, muaccel olmadığını belirterek imhal nedeniyle takibin iptaline, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 22/10/2015 tarihli duruşmada verilen ara karar ile yetki itirazı ve zamanaşımı itirazlarının reddine karar verildiğini ve dosyanın esasına geçildiğini, buna rağmen son kararda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık dinletme taleplerinin reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını, hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, icra dosyası için verilen icranın geri bırakılması kararının borcu sona erdirmediğini, sebepsiz zenginleşme/eksik borç olgusunun ortaya çıktığı tarihin, davalı yanın icranın geri bırakılması talebi ile açtığı İstanbul 12....
Borçlu tarafından İİK.nun 36.maddesi uyarınca icranın geri bırakılması kararı getirilmediği sürece ilamlı takibe devam edilir. İİK.nun 177/4.maddesi uyarınca açılan iflas davası icranın geri bırakılması kararı getirilmişse temyizin sonucu beklenir. İlamlı takip konusu ilamın Yargıtay'ca bozulması bu ilamla ilgili olarak açılan iflas davasını ortadan kaldırmaz. İlamlı takibe esas dava Yargıtay'ca bozulduktan sonra reddedilirse icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur (İİK.m.40). Mahkemece ilamlı takibe esas davanın sonucu beklenerek iflas davası yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.2.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; İş mahkemesinin işçi alacaklarının tahsiline ilişkin ilamına dayalı icra emri düzenlendiği, talebin yapılan takibin iptali isteminden kaynaklandığı, iş aktinden kaynaklanan davanın çözümlendiği, davacı tarafından ilama ilişkin borcun ödenmesi, feragat ve ibra nedeniyle İcra Hukuk mahkemisne yapılan icra emrine itiraz talebinin, İİK'nın 32. ve devamı maddeleri gereğince icranın geri bırakılması talebi olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından uyuşmazlığın İcra Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21.,22. ve 23. maddeleri gereğince Üsküdar 1. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
2022/3926 Esas sayılı takip dosyası hakkında icranın geri bırakılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili, takip ve dava konusu yapılan çekin kayıtsız şartsız borç ikrarını havi bir belge olmayıp havale hükmünde olduğundan müvekkilinin davacılara borcunun olmadığını, dava konusu çekin zaman aşımına uğradığını, davacıların bu hususu öğrenmelerine rağmen bir yıllık yasal süre içerisinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı davayı açmadıklarını alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca icranın geri bırakılması kararından sonraki 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu çekin zamanaşımına uğradığı, ilgili mahkemece verilen icranın geri bırakılması kararının kesinleştiği, davanın dayanağının 6762 sayılı Yasa'nın 644 maddesi olduğu, bu maddeye göre açılan davanın, hamil tarafından keşideciye karşı 1 yıllık süre içinde açılması gerekirken davanın zaman aşımı süresi içersinde açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....