DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayeti ile bu şikayet kabul görmediği taktirde zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın açıldığı tarihte icranın geri bırakılmasına yönelik verilen ... İcra Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşme şerhinin henüz davacı tarafa tebliğ edilmediği, İİK'nın 33/a maddesinin 2. fıkrası gereğince alacaklının icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra zaman aşımının vaki olmadığının tespiti bakımından 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabileceği, kesinleşme şerhli kararın tebliğinin dava şartı olduğu, söz konusu kesinleşme şerhli karar tebliğ edilmeden, dava şartı gerçekleşmeden süresinden evvel dava açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nın 33/a maddesinin 2. fıkrasında; "Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir." düzenlemesi getirilmiştir....
Davalı Türkiye Halk Bankası A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, İİK'nın 149. maddesi uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte gönderilen ödeme emrine karşı İİK'nın 149/a hükümleri uyarınca borçlu tarafından yasal süresi içerisinde icranın geri bırakılması kararı getirilmediğini, bu durumda satış işlemlerine devam olunmasının hukuka aykırı olmadığını, mahkemenin gerekçesini oluşturan İİK 363/4 hükmünün, davacının İİK'nın 150. maddesi uyarınca borca itiraz mahiyetindeki İzmir 10. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/882 E sayılı dosyası hakkında uygulanmasının mümkün olmadığını, İzmir 10....
Zira maddenin son bölümünde "...icranın geri bırakılması için Bölge Adliye Mahkemesi'nden veya Yargıtay'dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir." düzenlemesi mevcuttur. Yine, İİK'nın 36/3 maddesine göre, "ücreti ilgililer tarafından verilir ise icra mahkemesince icranın geri bırakılması hakkındaki karar, hükmü veren mahkemeye ve icra dairesine en uygun vasıtalarla bildirilir." düzenlemesi mevcut olup, buna göre icranın geri bırakılması kararının borçlu tarafından sunulması zorunlu olmadığı gibi kararın icra dosyasına ibrazı için de bir süre belirlenmemiştir. Aksine, icranın geri bırakılmasına dair kararı veren mahkemece uyap vasıtasıyla kararın icra dairesine bildirilmesi için masraf gerekmediğinden ve en uygun bildirim vasıtası da uyap üzerinden gönderim şeklinde olacağından, kararı veren mahkemece icra dosyasına bildirim yapılması gereklidir....
İcra Hukuk Mahkemesi 2022/235 Esas sayılı dosyasından icranın geri bırakılması davası açtıklarını, dava devam etmekte olduğunu, icranın geri bırakılması davası açılmasının menfi tespit davası açılmasına engel teşkil etmediğine dair Yargıtay kararı bulunduğunu, emsal Yargıtay kararında görüleceği üzere zaman aşımı nedeniyle menfi tespit davası açılabileceği hükmü bulunduğunu, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması davası açılması gerektiği şeklinde mahkeme kararı Yargıtayca bozulduğunu, Kambiyo takiplerinde TTK gereği zamanaşımı süresi son haciz işleminin yapıldığı tarihten itibaren 3 yıl olduğunu, (TTK'nun 661/1. maddesi; "Poliçeyi kabul edene karşı açılacak davalar, vadenin geldiği tarihten itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar" şeklinde düzenlenmiştir. ) buna göre poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıl olduğunu, 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra bu süreden itibaren davalı alacaklı...
İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesişmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır", aynı Kanun'un 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükümleri yer almaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası ile de “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca hacizler icranın geri bırakılması kararı ile değil bu kararın kesinleşmesi ile kalkar....
İcra Mahkesinden 07.01.2010 - 27.12.2012 tarihleri arası dosyanın işlemsiz kaldığı gerekçesiyle İİK'nın 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasının talep edildiği, mahkemece 01.11.2013 tarih ve 2013/1501 E. 2013/1274 K. sayılı kararıyla şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 12.02.2014 tarih ve 2014/447 E. - 2014/3553 K. sayılı kararıyla onandığı, karar düzeltme talebinin ise reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun madde 33/a – Ek: 18/2/1965 – 538/18 md.)" İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir. Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vakı olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir....
Dava dilekçesinde bahsi geçen ancak daha sonra davalı borçlunun talebi ile icranın geri bırakılması kararı alınan İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2008/1669- 5721- 5727- 5965- 17142- 18980 sayılı dosyaları incelendiğinde; icra dosyalarında alacağın dayanağının birbirini takip eden çekler ve bonolar olduğu, anlaşılmıştır. Mahkemece davacı vekiline davalı borçlu ile arasındaki ticari ilişkinin neye dayalı olduğuna dair delillerini ibraz etmesi için süre verilmesi, sonucuna göre de icranın geri bırakılması kararı verilen icra dosyaları ile birlikte değerlendirilerek ticari ilişkinin başlangıcı belirlenerek karar verilmesi gerekirken, 2008/18970 ve 2008/18971 sayılı dosyalar yönünden eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 10/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
33/2 maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilemeyeceği anlaşılmış, açıklanan nedenlerle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetli görülmemiştir....
hakkında değerlendirme yapılmamış olması doğru olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği ve zorunlu takip arkadaşlığına aykırı olarak takip başlatıldığına yönelik şikayetin esastan reddine ve İİK'nın 149/a ve 33 maddelerine dayalı ödeme nedeni ile icranın geri bırakılması talebinin süreden reddine karar verilmiştir....