Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde şikayete konu tebligattan 10/05/2021 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiş olup, 11/05/2021 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz edildiği, davacı tebligattan 10/05/2021 tarihinde haberdar olduğu halde, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 01/06/2021 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunulduğu, gecikmiş itirazda bulunulduğu belirtilmişse de; borçlunun gecikmiş itirazlarını engelin ortadan kalktığı tarihten itibaren üç gün içerisinde icra mahkemesine gecikmiş itiraz talebinde bulunmadığı, mahkemece şikayetin ve gecikmiş itirazın süre yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....

İİK'nun 65. maddesi uyarınca; gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekmekte olup, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Açıklanan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Somut olayda, borçlulara yapılan 11.08.2015 tarihli tebligatların usulüne uygun olduğu, dolayısıyla mahkemece, borçluların istemlerinin gecikmiş itiraz prosedürü çerçevesinde değerlendirilmesi yerinde ise de, borçluların mazeretlerini, İİK'nun 65. maddesinde belirtilen şekilde yazılı ve somut delillerle kanıtlayamadıkları anlaşılmaktadır....

    yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun istinaf talebinin reddine, alacaklının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, borca gecikmiş itiraz talebinin süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. 2.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 363/1. maddesine göre; istinaf yoluna başvuru süresi, tefhim veya tebliğden itibaren on gündür....

      Buna göre, gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır.Somut olayda, borçlu şirkete yapılan tebligat evrakı incelendiğinde şirket yetkilisi olan ...’nın tebliğ saatinde orada olup olmadığı hususunun araştırılmaması ve bu durumun tebligat mazbatasına tevsik edilmemesi nedeniyle tebliğ işleminin bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerine aykırı yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. (HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E. 1991/344K.) Borçlunun şikayet dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı yasanın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....

        itirazlarının kabulü ile borca ve yetkiye itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

        Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. Somut olayda, borçlu ...'ye yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı gibi Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunlu olduğundan ve şikayete konu 04.05.206 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakında bu kaydın da bulunmadığı anlaşıldığından tebliğ işlemi usulsüz olup, başvuru bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....

          Maddesi gereği gecikmiş itirazın ön koşulu olan usulüne uygun geçerli bir tebligatın mevcut olduğu, ancak gecikmiş itiraz yönünden yapılan incelemede, İİK'nun 65....

          Davacı, genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takibe yönelik olarak dava dilekçesinde her ne kadar gecikmiş itirazdan bahsederek itrazlarını ileri sürmüş ise de; İİK'nın 65. maddesine göre gecikmiş itirazdan bahsedebilmek için borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş olmasının gerektiği, yasada değinilen ve mani olarak belirtilen hususların ağır hastalık, tebliğ anında yurtdışında olma gibi zorlayıcı nedenlere ilişkin olduğu, dilekçedeki anlatım ve HMK'nın 33. maddesi gereğince davacının isteminin ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi, ödeme emri ekinde dayanak belgelerin tebliğ edilmediği iddiasıyla tebliğ işleminin iptali, ilamsız takipte yetkiye, borca, faiz ve fer'ilere yönelik itiraza yönelik olduğu anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebliği düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa'nın 3.maddesi ile eklenen...

          İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delilerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir....

            YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Soma İcra Dairesinin 2017/483 Esas sayılı icra dosyasının müvekkil şirkete temlik edildiğini, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, borçlunun yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, icra takibine konu edilen borcun sabit olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, gecikmiş itiraz talebinin reddine, borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle, borcu ödeyememesinin irade ve kastının dışında oluştuğunu, tebliğ sonrası itirazına gecikmeye sebep olan ve itirazı delillendirecek belgelere erişiminin gizlilik kararı sebebiyle olduğunu, oluşan durumların sonucunun sorumluluk oluşturmadığını belirterek, kararın bozularak karar verilmesini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu