WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 28.01.2016 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, zaman aşımı itirazı yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması ve zamanaşımı itirazının süreden reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    değiştirilmesi durumunda ödeme emrindeki alacak kalemlerinin, önceki ödeme emri ile birebir aynı olması gerektiği yönünde bir hükmün bulunmaması nedeniyle söz konusu Mahkeme kararının kanunun amacına hizmet etmediğini, davalı/borçluya tebliğ edilen iflas ödeme emrinin itirazsız kesinleşmiş olması üzerine Mahkemece yapılacak olan incelemenin sınırlı olduğunu, somut olayda takip yolunun değiştirilmesi üzerine gönderilen iflas ödeme emrindeki miktar ile önceki ödeme emrindeki miktarın aynı olmasının beklenemeyeceğini, önceki ödeme emrinin tebliği neticesinde davalı/borçlu tarafça haricen kısmi ödeme yapıldığını, haricen yapılan kısmi ödemenin bildirilmemesi borçlu aleyhine sonuç doğuracağı gibi söz konusu harici tahsilat dolayısıyla artık önceki ödeme emrindeki miktar ile sonraki ödeme emrindeki miktarın aynı olmasını beklemenin hukuka, mantığa ve somut olayın özelliklerine aykırı olacağını, davalı/borçlu tarafından haricen yapılan bir ödeme akabinde takip yolunun değiştirilmesi yoluna gidildiği...

      DAİREMİZİN KARAR İLAMI Dairemizin 21/10/2021 tarih ve 2019/1317 Esas, 2021/1172 Karar sayılı ilamı ile; usulüne uygun şekilde iflas ödeme emri tebliğ edilmeden açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğine değinilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış ve yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir. YARGITAY BOZMA İLAMI Dairemiz kararının davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. HD'nin 24/01/2023 tarih ve 2021/6536 Esas, 2023/223 Karar sayılı ilamı ile; ".. Ticaret şirket adresinde ilgilinin olmaması halinde de TK.35. maddeye göre tebliğ yapılması gerekmektedir. Davaya konu olayda da bu hükümlere uygun hareket edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı şirkete yapılan ödeme emri tebliği usulüne uygundur." denilerek Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir....

        İİK'nun 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini İİK 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Ancak, davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu kiracıya ödeme emri tebliğ edilememiştir. Ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, borçlunun itiraz hakkı doğmaz. Borçlunun haricen takibi öğrenip icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece, bu nedenle istemin reddine karar vermek gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilerek onanması uygun görülmüştür....

          ün adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından usule dair husumet itirazında bulundukları, borçları bulunmadığı gerekçesiyle kendi adlarına ve adi ortaklık adına borca itirazda bulundukları, icra müdürlüğünün 02/04/2021 tarihli kararı ile süresinde itirazda bulunulduğundan ... ve ... hakkındaki takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının adi ortaklığın ortaklarının ayrı ayrı taraf eklenerek ve ödeme emri düzenlenerek borçlu olarak tebligat çıkarılması talebinin İcra müdürlüğünün 27/04/2021 tarihli kararı ile reddine karar verildiği, Erzurum 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/251 E 2021/285 K sayılı kararı ile icra müdürlüğü kararının kaldırılarak alacaklı tarafın takibin adi ortaklığın ortaklarına yöneltilmesi talebinin kabulüne karar verildiği, karar sonrasında İcra müdürlüğünün ... ve ...'ü borçlu olarak göstermek suretiyle Örnek 7 Ödeme emri tanzim ettiği ve tebliğe çıkardığı görülmüştür....

            nun 62. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu kuşkusuz olup, borca itirazın ise; aynı Kanun'un 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur. Ne var ki, borçlu, ödeme emri 24.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde mirasın reddi kararına dayalı olarak 06.04.2015 tarihinde icra takibine itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, itiraz, İİK.'nun 62/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süre geçirildikten sonra yapılmış olduğundan, adı geçen borçlu hakkındaki takip kesinleşmiş bulunmaktadır....

              Derneği hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, şikayeçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğundan bahisle tebliğ tarihinin 25.10.2018 olarak düzeltilmesinin ve icra dairesine yapılan 26.10.2018 tarihli itirazın kabulünün talep edildiği, İlk Derece Mahkemesi’nce tebligatın usulüne uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, şikayetçinin istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce, tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve borçlu derneğe bağlı iktisadi işletme tarafından yapılan itirazın borçlu dernek adına değil iktisadi işletme adına yapıldığı belirtilmek suretiyle, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 25.10.2018 sayılmasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; icra takibi şikayetçi borçlu... Derneği hakkında başlatılmış olup, ödeme emrinin 01.8.2018’de tebliği üzerine......

                İcra Dairesi tarafından ödeme emri düzenlendikten ancak henüz davalı borçluya tebliğ edilmeden (ödeme emri 16/03/2016 tarihinde düzenlenmiş, 19/03/2016 tarihinde davalıya tebliğ olmuş) 17/03/2016 tarihinde davacı sigorta şirketine 67.300,00 TL ödeme yaptığı, bu tarihler dikkate alınarak yapılan hesaplamada yine davalı vekili tarafından her ne kadar temerrüt olmadığından faiz talep edilemeyeceği yönünde itirazda bulunulmuş ise de rücuen tazminat davalarında sigorta şirketi dışındaki diğer sorumluların ( sürücü, işleten , malik vb..) ödeme ile birlikte başkaca hiçbir işleme gerek kalmaksızın temerrüte düşeceği nitekim davalının da sigorta şirketi olmayıp davacı sigorta şirketinin ödeme tarihi itibariyle ödenen ve kusuruna isabet eden kısım yönünden temerrütü oluştuğu göz önünde bulundurularak, 15/12/2015 ödeme tarihinden 19/02/2016 takip tarihi arası 2 ay 4 gün üzerinden yasal faiz uygulandığında davacının 66.891,30 TL rücu ettiği miktar için 1.088,59 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği...

                  ye ödeme emri tebliği yapılmışsa da, açıklandığı hali ile bu şirket tarafından acente olmadıklarından bahisle adlarına davalıya izafeten ödeme emri tebliği yapılamayacağı icra takip dosyasına, dava açılamayacağı ise mahkememize bildirilmiş olup, davacı tarafından ...'ın davalı acentesi olduğu hususu ispat olunamamıştır. Dolayısıyla davalı ...'e usulüne uygun yapılmış bir ödeme emri tebliği ve davalı tarafından sunulmuş usule uygun bir borca itiraz dilekçesi olmadığından, bu şirkete karşı itirazın iptali davası açılamayacağı değerlendirilmekle, açıklanan nedenlerle davanın İİK 67 ile HMK'nın 114/2 ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve temlik alacaklısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinde borçlu vekili, sair şikayeti yanında hesap kat ihtarnamesine süresinde itiraz edildiğini belirterek icra emri gönderilemeyeceği iddiası ile takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece, ihtarnameye itiraz edilmesi ve ipotek miktarının kesin olmaması nedenleriyle icra emri gönderilemeyeceğinden bahisle şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu