WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle her iki hususunda yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. O halde mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayeti üzerinde durulması, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin karara bağlanmasından sonra diğer itirazların süresinde olduğunun anlaşılması halinde esastan incelenmesi, söz konusu itirazın süresinde olmadığının tespiti halinde ise süre yönünden reddi gerekirken tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile ilgili bir değerlendirme yapmadan doğrudan itirazın esastan incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, alacaklıya borcu olmadığını, işletilen yıllık % 27 ticari faizin hatalı ve fahiş olduğunu, bonoda çift vade bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi, takibin ve ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ancak beyan edilen öğrenme tarihine göre süresinde yapılan borca itirazın ise ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği...

      İcra Müdürlüğü'nün 2014/1813 E. sayılı dosyası ile başlatılan takip dosyasına alacaklı şirketçe ödenen 336.930 TL paranın borçlu şirketin de borçtan sorumlu olması nedeniyle kusuru oranında hissesine düşen miktar olan 168.400 TL'nin rücuan tahsili" olarak gösterilmiş ve yapılan ödemeye ilişkin bir banka dekontu ile söz konusu İş Mahkemesi ilamının onaylı sureti takip dosyasına sunulmuş olmasına rağmen, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebligat zarfında “örnek 7 ödeme emri vardır” ibaresinin yazılı olduğu ve dolayısıyla takip dayanağı belge suretlerinin borçluya tebliğ edilen ödeme emri ekinde gönderilmediği anlaşılmaktadır. Borçlunun, yapılan ilamsız icra takibi nedeniyle yasal süre içerisinde icra dairesinde borca itiraz etmiş olması, icra mahkemesinden şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Zira, şikayetin kabulü halinde, hakkında yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden, borçlunun yukarıda özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır....

        İcra Müdürlüğü'nün 2014/1813 E. sayılı dosyası ile başlatılan takip dosyasına alacaklı şirketçe ödenen 336.930 TL paranın borçlu şirketin de borçtan sorumlu olması nedeniyle kusuru oranında hissesine düşen miktar olan 168.400 TL'nin rücuan tahsili" olarak gösterilmiş ve yapılan ödemeye ilişkin bir banka dekontu ile söz konusu İş Mahkemesi ilamının onaylı sureti takip dosyasına sunulmuş olmasına rağmen, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebligat zarfında “örnek 7 ödeme emri vardır” ibaresinin yazılı olduğu ve dolayısıyla takip dayanağı belge suretlerinin borçluya tebliğ edilen ödeme emri ekinde gönderilmediği anlaşılmaktadır. Borçlunun, yapılan ilamsız icra takibi nedeniyle yasal süre içerisinde icra dairesinde borca itiraz etmiş olması, icra mahkemesinden şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Zira, şikayetin kabulü halinde, hakkında yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden, borçlunun yukarıda özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır....

          İcra Müdürlüğü'nün 2014/1813 E. sayılı dosyası ile başlatılan takip dosyasına alacaklı şirketçe ödenen 336.930 TL paranın borçlu şirketin de borçtan sorumlu olması nedeniyle kusuru oranında hissesine düşen miktar olan 168.400 TL'nin rücuan tahsili" olarak gösterilmiş ve yapılan ödemeye ilişkin bir banka dekontu ile söz konusu İş Mahkemesi ilamının onaylı sureti takip dosyasına sunulmuş olmasına rağmen, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebligat zarfında “örnek 7 ödeme emri vardır” ibaresinin yazılı olduğu ve dolayısıyla takip dayanağı belge suretlerinin borçluya tebliğ edilen ödeme emri ekinde gönderilmediği anlaşılmaktadır. Borçlunun, yapılan ilamsız icra takibi nedeniyle yasal süre içerisinde icra dairesinde borca itiraz etmiş olması, icra mahkemesinden şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Zira, şikayetin kabulü halinde, hakkında yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden, borçlunun yukarıda özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır....

            Davacı borçlu dava dilekçesinde; aleyhine başlatılan takipten 30/10/2018 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ancak eldeki şikayeti 08/04/2019 tarihinde yasal 7 günlük süreyi aşarak yapmıştır. Davacının diğer itirazları olan borca ve faize yönelik itirazlarının icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, mahkememizce değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla İİK.62.maddesine göre yapılan borca yönelik itirazların reddine..." dair karar karar verildiği görülmüştür....

            Kararın davacı-borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kamu düzenine ilişkin nedenler gözetilerek kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin kabulüne, Kırklareli İcra Dairesi'nin 2020/230 esas sayılı takip dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 05.02.2020 olarak düzeltilmesine, davacının yetkiye ve borca kısmi itirazının reddine, İİK'nın 169/a-6. maddesi uyarınca itiraz edilen ve reddedilen asıl alacak kısmı 313.000,00 TL'nin %20'si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiştir....

              Bu bakımdan ödeme emrinin muhataba tebliği usulsüzdür. Ancak her ne kadar ödeme emrinin tebliği bu haliyle usulsüz olsa da davacı borçluya 04.11.2019 tarihinde103 davetiyesi tebliğ edilmiştir ve dava dilekçesinde 103 davetiyesine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin bulunmamaktadır. Bu husus Samsun BAM. 4.HD nin 2020/698 E, 2020/750 k s.lı kaldırma ilamı ile de tespit edilmiştir. Bu durumda borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiye tebliği ile haberdar olduğu kabul edilir. (İstanbul BAM 21.HD. E.: 2021/113 , K: 2021/1727 Karar; İzmir Bam 8. HD E: 2020/1140 K: 2021/803) Ödeme emrinden haberdar olunma tarihi en geç 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 04.11.2019 tarihi olduğuna göre 04.11.2019 tarihinden usulsüz tebligat şikayeti tarihi olan (dava tarihi) 24.01.2020 tarihine kadar yasal şikayet süresi olan (7) günlük süre geçmiş bulunduğu" gerekçesiyle süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmiştir....

              Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçluların takibi öğrendiklerini beyan ettikleri tarihten daha önceki bir tarihte haberdar oldukları tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....

                Her ne kadar borçlu tarafından şikayet dilekçesinde, hem ihalenin feshi hem de ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile haczedilmezlik şikayeti birlikte istenilmiş ise de, her bir başvurunun incelenme yöntemleri ve sonuçları da farklıdır. Bu durumda mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve haczedilmezlik şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilmek suretiyle yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır. Diğer taraftan şikayetçi borçlu, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi isteminde bulunmuştur. İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu