İİK.nun 82. maddesinin 3. fıkrasında yer alan haczedilmezliği şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Borçluya ait ve şikayete konu edilen taşınmazlara ait 103 tebligatının 20/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, Bu durumda borçlunun 29/08/2019 tarihli şikayeti süreden sonra yapıldığı anlaşıldığından haczedilmezlik talebine ilişkin olarak davanın süreden reddine..." dair karar verildiği görülmüştür....
Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. Sakarya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2019/7115 takip sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin 07/08/2019 tarihinde TK'nın 35. maddesine göre davacı/borçlu şirkete tebliğ edildiği, davacı borçlu şirket vekilince 02/12/2019 tarihinde, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itiraz edildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun; "Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti" başlıklı 35. maddesinin 4. fıkrasına göre; "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır." Tüzel kişilerin adreslerinin ara statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmi kayıtlarda belirli olması sebebi ile meçhul olması söz konusu değildir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/03/2023 NUMARASI : 2023/28 ESAS - 2023/161 KARAR DAVA KONUSU : Şikayeti (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili 18/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Samsun İcra Müdürlüğünün 2022/41828 Esas sayılı dosyası ile davalı/alacaklı tarafça müvekkili davacı/ borçlu aleyhine fatura alacağı iddiası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, iş bu takipten borçlu müvekkilinin, adına kayıtlı 34 XX 658 plakalı aracının 15.01.2023 tarihinde yakalanması neticesinde haberdar olduğunu, 17.01.2023 tarihinde Samsun İcra Müdürlüğünün 2022/41828 Esas sayılı dosyasına ıttıla tarihinin 15.01.2023 tarihi olduğu belirtilerek takibe itiraz edilmiş ise de müdürlüğün 17.01.2023 tarihli karar tensip tutanağı ile talebin reddine karar verildiğini, takip dosyasından *96* nolu tebligat hazırlandığını ve Tebligat Kanununun amir hükmüne uyulmaksızın tebliğ edildiğini...
Mahkemece sadece ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti incelenerek hüküm kurulmuş, HMK'nın 297/2.maddesine aykırı olarak, davacının borca ve fer'ilerine itirazları hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemenin kararı bu yönden isabetsizdir. Somut olayda, davacı aleyhine başlatılan takip ilamsız icra takibi olup, borca ve fer'ilerine itirazların İİK'nın 62.maddesi gereğince icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğinden, mahkemede ileri sürülen borca ve fer'ilerine itirazlar hukuki sonuç doğurmayacağından, davacının borca ve fer'ilerine itirazlarının reddine karar vermek gerekmektedir. Açıklanan nedenle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin, borca ve fer'ilerine itirazın reddine, davacının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İstanbul 22....
Maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacı borçluların borca itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere. 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, 2- Adana 2....
Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. Bu durumda terekenin borca batık olduğuna ilişkin bu savunmanın hadise (ön sorun) şeklinde incelenip karara bağlanması gereklidir. Dava konusu somut olayda davalılar murisi ....'nın mirasçılarından ...'nın mirasın gerçek reddini talep ettiği, yine mirasçılardan .., .., ..., ..., .., ..., ... ve ....'nın mirasın hükmen reddini talep ettikleri, davacının mirasın reddini talep etmeyen mirasçılar hakkında takip yaptığı, takip borçlusu davalıların terekenin borca batık olduğunu ileri sürerek borca itiraz ettikleri anlaşılmaktadır....
Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi ve ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra müdürlüğüne 14.12.2015 tarihinde sunduğu dilekçe ile usulsüz ödeme emri tebliğinden 08.12.2015 tarihinde haberdar olduğunu belirterek ödeme emrine, borca ve ferilerine itirazda bulunması üzerine, tebligat usulsüzlüğü itirazının icra müdürlüğünce değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle 24.12.2015 tarihinde itirazın reddine karar verildiği, yine borçlu vekilinin icra mahkemesine 25.12.2015 tarihinde yaptığı başvuruda da usulsüz tebligattan 08.12.2015 tarihinde haberdar olduğunu belirttiği görülmüştür. Bu durumda, borçlu vekilinin icra mahkemesine 25.12.2015 tarihinde yaptığı usulsüz tebliğ şikayetinin 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı anlaşılmaktadır....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından 22/04/2014 tarihinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, takibin durduğu, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptaline ilişkin Büyükçekmece 2....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; Ödeme emrinin borçluya 30/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 01/07/2016 tarihinde borca itiraz edildiği, takibin durduğu, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptaline ilişkin ... (Kapatılan) 6....